Haberler

Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü

31-07-2023

Sınava hazırlık döneminde gençlerin psikolojisi

Kocaeli Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri öğretim üyesi Doç. Dr. Bahadır Geniş ile, üniversite sınavı hazırlık dönemindeki gençlerin yaşadığı kaygı ve duygu durum bozukluklarına dair bir röportaj gerçekleştirdik. Bu durumu tetikleyen etkenler ile nasıl üstesinden gelinebileceğine dair konuları ele aldık.

 

Üniversite sınavına hazırlanan gençler neler hissediyor?

Bilindiği gibi aslında ilk aklımıza gelen şey çok yoğun bir kaygı. Büyük bir endişe ve performans düşüklüğü korkusu diyebiliriz. Ama buradaki duygular aynı zamanda çok çeşitli de olabilir. Yani genç sadece kaygı yaşamayabilir, korkuyor olmayabilir. Aynı zamanda heyecanlı olabilir, bunu yeni bir hayata başlangıcın ilk adımı olarak görebilir, bu onun için bir umut olabilir. Veya çalışma sürecinde öğrenmekten keyif alıyor olabilir. Birçok duyguyu barındırabilir. Bu aslında hem kişinin mizacı hem ailenin ona göstermiş olduğu yaklaşım aynı zamanda da onun beklentileriyle ilişkilidir. Bazısı o dönemle ilgili üniversite sınavına hazırlanırken  hiçbir şey hissetmeyebilir de. Örnek veriyorum bir beklenti içinde değildir veya ailenin ondan bir beklentisi yoktur. Onun için sadece sınava girmiş olmak bile yeterli olabilir. Bizim aslında gündemimizde olan ve daha yakından takip ettiğimiz popülasyon ise bununla ilgili kaygının ya da stresin daha yoğun olduğu kesim oluyor.

 

Mezuna kalmış öğrencilerin psikolojisiyle ilk kez hazırlanan öğrencilerinin psikolojisi bir midir?

Tabii ki de bir olmadığı aşikardır. Aynı kişi için bile ilk yılla ikinci yıl arasında dağlar kadar fark vardır. İlk yılda belki kişinin o süreçle ilgili deneyimi yoktur, bu bir dezavantaj olabilir. Ama aynı zamanda kaybedilmiş bir şey de yoktur. Çünkü öncesinde olumsuz geçmiş bir sınav yoktur. Bunu artılar ve eksiler olarak ele alabiliriz. Mezuna kalmış öğrenciler için de artılar ve eksiler vardır. Burada mezuna kalmayı hep kötü gibi görmemek gerekir. Önceki yıllar ile ilgili süreçlerden tecrübe edinmiş, deneyim çıkarmış olan kişiler için ikinci yıl daha huzurla çalıştığı bir yıl da olabilir. Yani nasıl bir sınav sürecinin geçtiğini biliyor, konulara daha hakim. Onun üzerine belki sadece soru takviyesi yapıyor, zaman yönetimini daha iyi yapıyor gibi. Tabii geçmiş yılın getirmiş olduğu belli yükleri de taşıyabilir öğrenci. Ailenin buna eklemiş olduğu yükler olabilir keza. Ailenin yine burada beklentileri önemli oluyor. Bazen istediği bölüm ilk yılda olmayacak. Bunu hedefe giden yolda bir yıl daha güçlenmek, güçlü bir adım atabilmek için bir adım geriye atmak gibi değerlendirebiliriz.

 

Stres nasıl en aza indirilebilir, nasıl motivasyon sağlanabilir?

Stresle ilgili temel baş etme mekanizmaları vardır.  Stres aslında farklılaşan süreçlere bir uyum belirtisi olarak ortaya çıkan bir şeydir. Yani stresle ilgili çok farklı tanımlamalar yapılsa da stres aslında yaşamımızda değişen, farklılaşan şeylere gösterdiğimiz bir uyum belirtisidir. Bununla birlikte yaşamayı öğrenmek, onunla birlikte mücadele edebilme kısmı bizim için önemli. Çünkü stres bizim için gerekli olan şeylerden birisidir. Kişi güçlenirken  strese mutlaka maruz kalması gerekiyor. Mizacının, karakterinin, aşama aşama gelişmesi için farklı problemlerle yüz yüze gelmesi gerekiyor. Bu bazen ilişkisindeki problemler olabilir, özel hayatında, aile hayatında problemi, bazen de sınavlar olabilir. Orada yaşanılan zorluklar eğer kişinin kaldırabileceği yükte ve dayanabileceği bir sürede ise kişiyi kesinlikle geliştiren şeylerden birisi oluyor. En başta bu stresle ilgili tanımlamayı bir öcü gibi görmemek gerekiyor. Stresle mücadele aşamasında sınav stresi aslında bizim için kötü olmayan bir stres olabilir. Burada yapabileceğimiz belli rutinler, belli davranışlar bizi çok rahatlatıyor. Yani stresle ilgili uzun vadeli bir program dahilinde nedir bu? Çok net ve temel olarak bildiğimiz uyku düzeninin iyi olması, uyku iyiyse biliyoruz ki ruhsal hastalıkların görülme olasılığı daha az oluyor ama uykuyla ilgili bir problem var ise bu hastalıkların ortaya çıkma potansiyeli çok daha yüksek. Bununla birlikte fiziksel aktivite yine çok kıymetli olan şeylerden birisi oluyor. Bu süreçte sosyalleşmek ve kendini eve kapatmamak da çok kıymetli. Çünkü sınava kadar hep ders çalışarak bu süreç geçmiyor. Sosyalleştiği zaman dilimleri ya da fiziksel aktivite için zaman ayırdığı dönemlerin olması gerekiyor. Bu süreçte daha esnek olabilmeyi ayrıca sınav sürecindeki gerilimi azaltmak için uzun vadede nefes ve gevşeme egzersizlerini öneririz. Çok yoğun kaygı ya da stres yaşayan kişilerde diyafram nefesinin kullanılmasını tavsiye ederiz. Bunun yanında aşamalı kas gevşeme egzersizleri var. Bunlar öğrenilebilir. Buna ek olarak meditasyon gibi şeyleri hayatımıza katmak özellikle sınav dönemindeki yoğun tempoya bir dur diyebilmek için yine oldukça etkili olur.

 

Çevre baskısını bu süreçte üzerinden nasıl atabilirler? Gelecek kaygısı nasıl en aza indirilebilir?

Gelecek kaygısı biraz daha devam edecek gibi duruyor. Artık günümüzde de bunu yaşamayan yok nihayetinde. Çevre baskısını en aza indirebilmek için bir defa kişinin bireyselleşmiş ve özgüveninin yüksek olması gerekiyor. Eğer öz güvenimiz istediğimiz bir düzeyde değilse, çevrenin söylediklerini kabul edip kendimize bir etiket olarak alma durumumuz çok fazla oluyor. Nasıl o zaman özgüvenimizi sağlayabiliriz? Bir defa daha iyi sosyal ilişki kurarak, sosyal ağımızı genişleterek, küçük de olsa becerilerimizin olmasını, hobilerimizin olmasını sağlayarak özgüven geliştirebiliriz. Özgüven geliştikten sonra dışarıdakilerin söylemi bizi çok daha az etkiler. Bununla ilgili zihinsel çarpıtmalarımızı da fark etmek gerekir. Örnek veriyorum ben iyi olduğum zaman da Ayşe teyze konuşuyor, ben kötü olduğum zaman da konuşuyor. O zaman Ayşe teyzenin konuşması benim iyi ya da kötü olmamla ilişkili değil. Bunu görmek oldukça önemli çünkü biri  sizi eleştirmek istiyorsa, siz iyi de olsanız kötü de olsanız eleştirebilir. O zaman bu problem Ayşe teyzeyle ilgili ya da etrafla ilgili, çevreyle ilgili. Ben çevreyi değiştirebilir miyim? Değiştiremem, o zaman ben değiştirebileceğim şeyler üzerine odaklanırım çünkü değiştiremeyeceğim şeyler üzerine odaklanırsam hayatımda büyük bir vakit kaybetmiş olacağım. Nedir benim değiştirebileceklerim? Çalışma düzenimi değiştirebilirim. Zaman yönetimi kurabilirim, uyku düzenimi, beslenmemi vesaire değiştirebilirim. Değiştirebileceğim konular üzerinden gitmem çevre baskısını da azaltan şeylerden birisidir.

 

Peki bu süreçte kendilerini nasıl hazırlamalılar? Ebeveyn desteği ve tepkisinin bu süreçte katkısı nelerdir?

Bu süreçte özellikle zaman yönetimini sağlayabilmek çok önemli. Konuları yetiştirebildim, yetiştiremedim kaygısından arınmış olmak ve bu motivasyonu devamlı kılabilmek şart. Çünkü mutlu olduğumuz zaman, iyi hissettiğimiz zaman oturup ders çalışabiliyoruz. Hüzünlü olduğumuz zaman çalışmayabiliyoruz. Bu durum içsel faktörlere göre değişebiliyor. Dışarıdaki faktörlerle de değişebiliyor. Annemizin bize bir söz söylemesi ders çalışmamızı etkileyebiliyor veya babamızın bir bölgede bulunması ders çalışmamızı arttırabiliyor. O zaman hem içsel hem dışsal şeylerle değişebiliyorsa bu motivasyon, bunun devamlılığını sağlayabilmek için arada kendimize ödül vermemiz bunu devamlı kılar. Yani aralıklı bir plan dahilinde çalışıyorsak, örnek veriyorum birinci ayda ben şu konuları planlıyorum, o bittikten sonra bir ödül belirlemek o ödülü görselleştirmek ya da bir yere asmak. Bu ödülü hesaptaki birileriyle paylaşmak, yine yapılan ve süreçte verimini arttıran şeylerden birisi. İyi bir aile yapısı var ise buradaki destek çok sağlam oluyor. Aile desteğinin iyi olması, bazen kişi bunalımlı ya da sıkıntılı dönemler yaşadığı zaman da onu o dalgalı denizden kurtaran bir liman vazifesi görür. Yani evet, yapabilirsin. Biz senin yapabileceğini biliyoruz gibi destekleyici, boşa pohpohlayıcı bir sistem değil. Geçmişte yaptığı başarılar var ise bunları da gündeme getirerek ‘zamanında da böyle bunlar yaşanmıştı ama bunları yapabildin, sonuç iyi olabilir, kötü olabilir ama biz senin çalıştığını görüyoruz. Süreçteki emeğini görüyoruz. Bizim için önemli olan şey bu. Bu dönem olmadı. Bir sonraki dönem gerekirse yeniden deneyebiliriz’ gibi destekleyici sistem bir defa kişinin üstündeki yükü çok önemli düzeyde alan şeylerden birisidir

 

Tercih zamanı yönlendirme nasıl olmalı? Aile ve çevre isteği, hedef belirleme konusunda bir engel midir?

Tercih zamanı en önemli şeylerden biri kişinin ilgisinin, arzusunun olduğu, sevebileceği bir meslek dalı var ise buradan devam etmesi ama bazen o kadar çok sınav telaşının içine giriyoruz ki neyi sevip sevmeyeceğini bile bilmiyor kişi. Ya da hiç düşünmüyor. Önündeki tercih sürecini sadece puanlamaya göre yapıyor. Bazen evin içindeki gerilimden kaçmak için de tercih yapabiliyor. Tercih sürecinde o hedefi belirleyen birçok faktör oluyor aslında. Bu süreçte çevrenin etkisi ve baskısı da olabiliyor maalesef. Ama şöyle bir durum da var, 17 18 yaş bizim için erişkin olarak değerlendirilen bir yaş grubu oluyor. Ön beyin dediğimiz frontal korteks gelişimini 24-25li yaşlarına doğru tamamlıyor. Yani o delikanlılık dönemiyle 24lü, 25li yaşlarda daha farklı bir bakış açısına sahip olduğunu görüyoruz. Tabii ki kişi yine mantıklı karar verebiliyor ama duyguların bir miktar ön planda olduğu bir zaman dilimi oluyor. O aşamada sözüne güvenebileceği, bakış açısına güvenebileceği yerlerden fikir almasında fayda var. Çünkü gözümüzden kaçan şeyler de olabiliyor. Belki o mesleki süreçle ilgili öğrenebileceğiniz birkaç şey vardır, mesleğin önümüzdeki yıllarda önü açık olmayabilir. Onu biz bilemiyor olabiliriz. Bir bilen kişiden öğrenmek bize belki yıllar katar, belki mesleğimizle ilgili çok daha önemli bir tercihte bulunmamıza aracı olabilir.

 

Kendilerini başkalarıyla kıyaslama, başkalarının netlerine özenme durumu gencin psikolojisini nasıl etkiler?

Bu durum sosyal medyayla birlikte ayyuka çıkmış şeylerden birisi. Sadece sınavla ilgili de değil birçok alanla ilgili bu kıyaslamanın olduğunu görüyoruz. Bununla birlikte ruhsal hastalıklar ve gençlerdeki intihar davranışları da artıyor. Özellikle tabii arkadaşlarınızla hep aynı dönemde çalışıyorsunuz, birisi üniversiteye gidiyor, birisi kalıyor ve sosyal medyadan mezun olanları silmek gibi bir ayrım yapmıyorsunuz ki. Bu zaman diliminde yine kişiler sınav sonuçlarını da paylaşıyor. Tabii sınav sonuçlarını paylaşınca o netlerin kıyaslanmasından tutarak bir çok şey kıyaslanabiliyor. Ailenin bu baskısı da oradan geliyor aslında. Sosyal medyada bazı gruplar kurulabiliyor, velilerin toplandığı gruplar oluyor. Bizimki işte şunu yapıyor, sizinki bunu yapıyor gibi kıyaslama rolüne başlıyorlar. Aileler kendi yaşayamadıkları süreçleri çocukları üzerinden yaşama güdüsüne sahip olabiliyor. Bu çocuklar üzerindeki baskıyı daha da arttırıyor. Burada istemediğimiz bir sonuçla karşı karşıya kalmışsak, bizim düzeltebileceğimiz şeyler neyse onu gündeme alıp devam etmek çok önemli.

 

Sınav kaygısıyla başa çıkma sürecinde destek şart mıdır? Kendiliğinden atlatılabilen bir süreç mi?

Hem evet hem hayır. Stresli zaman dilimlerinde her zaman için psikiyatrik bir destek önermeyiz. Bu stres bizi geliştiren bir stresse, problem yok. Yani bu bizim iyi stres olarak tanımladığımız öz stres kavramıdır. Bunda bir problem yok. Bu bizim gelişmemize aracı olan şeylerden birisidir. Sınav döneminde belli bir aşamaya kadar kaygı yaşanıyorsa, bu iyi bir strestir. Kişinin daha olgunlaşmasını, daha pişmesini sağlayan, dayanıklılığın artmasını sağlayan şeylerden birisidir, bu süreçte desteğe ihtiyaç olmayabilir. Ta ki bu stres onun çalışmasını etkiliyor, odaklanmasını etkiliyor, yalnızlaştırıyor, daha gergin, daha sinirli yapıyor, iletişimini bozuyor. aileden kendisini geriye çekiyor, arkadaşlarıyla yapmış olduğu etkinliklere katılmasını engelliyorsa. Yani sosyal hayatını etkileyen bir boyutta ise burada bir destek arayışına ihtiyaç olduğu aşikardır. Sınırı nedir? Yaşanılan o stres günlük hayatımızı ne kadar etkiliyor? Bizim işlevselliğimizi ne kadar etkiliyor? Stres içinde günlük hayatımızdaki işlevlerle ilgili bir bozulma ortaya çıkıyorsa burada destek almak şarttır.

 

Muhabir: Zeynep Gümüş

İLETİŞİM/ADRES

+90 (262) 303 10 43

+90 (262) 303 10 43

kouhalk@gmail.com, halk@kocaeli.edu.tr

Kocaeli Üniversitesi Umuttepe Yerleşkesi

Baki Komsuoğlu Kültür ve Kongre Merkezi

41001, İzmit/KOCAELi