Hızlı Erişim
Haberler
Tarihte savaşlar, göçler, yetersiz sosyo-ekonomik durumlar nedeniyle toplumlarda oldukça sık karşılaşılan ve büyük bir sorun olan tüberküloz, bir diğer adıyla verem hastalığı, 300 milyon yıldır yeryüzünde var olduğu düşünülüyor.
‘‘Verem Eğitimi ve Propaganda Haftası’’ kapsamında Kocaeli Üniversitesi Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Başkanı Prof. Dr. Haşim Boyacı ile bir röportaj gerçekleştirdik.
Halk arasında verem diye bilinen hastalığı tanımlar mısınız?
Tüberküloz olarak adlandırdığımız hastalık, mikobakteri tüberküloz adını verdiğimiz mikrobun hava yolu ile bulaşması, akciğerlere gitmesi sonucu ortaya çıkan ve çoğunlukla akciğerlerde iltihabi reaksiyonla seyreden bir hastalıktır. Hastalık %70 oranında akciğerde görünüyor fakat akciğer dışında diğer organlarda da tüberkülozu görebiliyoruz.
Tüberkülozun belirtileri nelerdir?
Tüberkülozun en önemli belirtisi öksürüktür. Özellikle üç haftayı geçen öksürüklerde çok dikkatli olmak gerekiyor. Öksürüğünüz sebepsiz yere üç haftadan fazla sürüyorsa mutlaka bir doktora başvurmamız gerekiyor. Bunun dışında halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, gece terlemesi, zaman zaman ağızdan kan gelmesi şeklinde belirtiler veriyor.
Tüberküloz hastalığının tanısını nasıl koyuluyor?
Tanısı, mikrobun gösterilmesiyle konur. Akciğer tüberkülozunda akciğer filmi çok tipiktir. Çoğunlukla biz hastanın tüberkülozunu gördükten sonra kesinleştirmek için mikrobu göstermeye çalışırız. Bu mikrobu da hastanın balgamında ya da eğer balgam çıkaramıyorsa hastanın akciğerlerine girip yıkama işlemi yapılıp akciğerinden aldığımız balgamda mikrobu göstermeye çalışırız.
Tüberkülozun bulaşma yolları nelerdir?
Tüberküloz hava yolu ile bulaşır. Hasta insanların, özellikle akciğer ve gırtlak veremi olan hastaların konuşmaları, hapşırmaları, öksürmeleri esnasında ortama yayılan tüberküloz mikrobunun havada asılı kalması söz konusu. Havada asılı kalan mikrop, ortama giren diğer insanlar tarafından hava yolu ile vücuda alınır ve enfeksiyon ortaya çıkar. Ancak her mikrobu alan kişide hastalık oluşmaz. Mikrobu alan kişilerin yaklaşık onda biri hasta olur.
Bu hastalığa hangi gruptaki insanların yakalanma riski yüksektir?
5 yaşın altındaki çocuklar, yaşlılar, bir takım hastalığı olan insanlar özellikle diyabet, kronik böbrek yetmezliği, kanser, bağışıklık sistemini baskılayan hastalığı olan veya bağışıklık sistemini baskılayan ilaç alan kişiler mikrobu aldıkları zaman hastalığın ortaya çıkma oranı artar.
Tüberkülozdan korunmak için neler yapılması gerekmektedir?
Öncelikle verem hastalarını tespit edip, hastaları tedavi etmek gerekmektedir. Bunun dışında veremli hastaların, hasta ise tedavi edilmeleri veya hastalık riski var ise koruyucu tedaviye alınmaları gerekir. Hastalığa daha yatkın olan kişilerin, veremi olduğu bilinen kişinin yanında bulunmamak gerekir ama en önemli yolu aşıdır. Bu aşının ismi BCG aşısıdır.
Tüberküloz’ un bir aşısı olduğundan bahsettiniz. Bu aşı hakkında sizden bilgi alabilir miyiz? Hangi yaş aralığında uygulanmaktadır, koruma oranı nedir?
Bacillus Calmette- Guerin (BCG) aşısı, 2 aylıktan sonra Türkiye’de herkese uygulanmaktadır. Zayıflatılmış verem mikrobunu kişinin vücuduna veriyoruz. Bunu kişinin vücudu tanıyıp bağışıklık kazanması adına yapıyoruz. Fakat bağışıklık sistemi zayıf olan kişilere bu aşı yapılmaması gerekiyor. Aşının koruma oranına gelince %80 oranında koruma oranı var.
Hocam öksürük yolu ile bulaşabileceğinden bahsettiniz. Pandemi döneminde Covid-19 Virüsünden maske yolu ile korunduk. Tüberküloz ile Koronavirüsün farklılıkları nelerdir?
Korona dediğimiz hastalık viral hastalıktır. Virüsler çok daha küçük organizmalardır ve çok daha hızlı bulaşabiliyorlar. Tüberküloz virüsler kadar hızlı bulaşan bir mikrop değil ama tabi ki pandemi döneminde kullandığımız maskeler bizi hem virüsten, hem de gripten korudu. Dolaylı olarak tüberkülozdan da bir miktar korudu ama Covid-19 ile tüberküloz aynı şeyler değildir. Covid-19 virüs, tüberküloz bakteridir.
Geçmişte pek çok hikayeye konu olmuş ve pek çok insanın ölümüne yol açmış verem, günümüzde nasıl tedavi edilmektedir?
1940’dan önce verem çok büyük bir hastalıktı. 1940’a kadar ciddi ölümlere yol açıyordu. 1940’ dan sonra verem tedavisinde kullanılan ilaçlar bulunmaya başladı ve bunlar çok etkin ilaçlardır. Eğer verem hastalığı tespit edilirse hastalık çok büyük oranda tedavi ediliyor. Tedavi yaklaşık 6 ay sürüyor. Nadir durumlarda bu süreç 9 aya kadar uzayabiliyor. Bu çağda veremden bir insanın ölme oranı çok düşüktür. Günümüzde tüberküloza tek bir ilaç vermiyoruz. Dört ilaç birden veriyoruz. Bunun sebebi ise bu ilaçlara dirençli mikroplar olabiliyor. Bu mikropların ölmesi için dört ilaç birden veriyoruz. Doğrudan gözetimli tedavi sayesinde hasta ilaçlarını düzgün kullanabiliyor ve hastalık bu süreçte tedavi edilebiliyor.
Bu ilaçların yan etkileri var mıdır?
Bütün ilaçların az veya çok yan etkileri vardır. Tüberküloz ilaçlarının da elbette yan etkileri vardır. En bilindik yan etkisi karaciğeredir. Ama hastalar ilaca başlamadan önce karaciğer fonksiyonlarını takip ederiz. İlaçları almaya başladıktan sonra da karaciğerin etkilenip etkilenmediğine bakarız. Eğer ciddi bir etkilenme varsa ilaçları keseriz. Yan etki sebebiyle ilaç kestiğimiz çok az vaka vardır.
İlaçlar kesildikten sonra tedavi süreci nasıl ilerliyor?
Karaciğer fonksiyonları normale döndükten sonra ilaçlara tekrar başlatıyoruz. Bunların bir takım prosedürleri var. Bu prosedürleri dikkate alarak tekrar ilaçların dozunu arttırarak veya azaltarak hastanın tedavisine devam ediyoruz. Çoğunlukla ikinci tedavide bu yan etkiler ortadan kalkmış oluyor. Tüberküloz tedavisini tolere edemediği için tedavinin tamamen kesildiği çok nadir hastalar vardır.
Üniversitemizde verem hastalığı adına çalışmalar yapılıyor mu?
Üniversitemizde genellikle Verem Savaş Haftalarında bazen bizim taleplerimiz bazen de kurumlar tarafından gelen talepler doğrultusunda şu an yaptığımız gibi bilgilendirici yayınlara ve canlı yayınlara çıkıyoruz.
Sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Tüberküloz hastalığının yaygınlığı hala hedeflenen seviyeye ulaşamadı. İnsidans diye bir tanım vardır. Hastalık oranına bakılınca bir yüz bin kişide on dört kişi bu hastalığa yeniden yakalanıyor. Türkiye de her yıl on, on beş bin aralığında yeni vaka görülüyor. Beş yaşının altındaki çocuklarda, yaşlılarda, gençlerde ve sosyoekonomik koşulları zayıf olan kişilerde de çok görülüyor. Öksürüğü uzun süren hastaların hekime başvurması gerekir.
İLETİŞİM/ADRES
+90 (262) 303 10 43
+90 (262) 303 10 43
kouhalk@gmail.com, halk@kocaeli.edu.tr
Kocaeli Üniversitesi Umuttepe Yerleşkesi
Baki Komsuoğlu Kültür ve Kongre Merkezi
41001, İzmit/KOCAELi