Hızlı Erişim
Haberler
Üniversitemiz radyosu Radyo K.İ’ye konuk olan Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Psikiyatri Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Bahadır Geniş, dünyada ve ülkemizde “madde bağımlılığı” hakkında merak edilen soruları yanıtladı.
İlimizde 94.8 Frekansından yayın yapan Radyo K.İ’nin hafta içi her sabah canlı olarak yayınlanan günlük haber programı Güne Bakış’a Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Psikiyatri Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Bahadır Geniş konuk oldu. Hocamız ile günümüzde büyük bir sorun olarak görülen madde bağımlılığı üzerine konuştuk.
Dr. Öğr. Üyesi Geniş, bağımlılığın zarar verici olan bir maddenin ruhsal sosyal ya da fiziksel anlamda oluşturmuş olduğu hasarlara rağmen kişinin de bırakmak istemesine rağmen bırakmaması durumu olarak tanımlandığını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Burada önemli kriterlerden birisi bu maddenin giderek artan miktarda kullanılmasıdır bizim için. Biz buna tolerans diyoruz. Bunun yanında yoksulluk dediğimiz, alınmadığı zamanda maddenin bedensel sosyal ya da yine fiziksel anlamda ortaya çıkan bazı belirtilerin olması’’
Dr. Öğr. Üyesi Geniş, belirtilerin sosyal ve ruhsal anlamda kişinin hayatını etkilediğine işaret etti
"Bağımlılığın belirtileri 3 alanda ortaya çıkıyor. Sadece bağımlılık açısından da değil, bir şeker hastalığınız da olsa bir tansiyon hastalığınız da olsa bedensel anlamda belirtileriniz olur. Bu belirtiler sizin sosyal anlamda hayatınızı etkiler ve ruhsal anlamda da etkiler. Bağımlılıkta aynen böyle bir süreç. Bireyde ruhsal anlamda bazı belirtilerin ortaya çıkması diyebiliriz. Örneğin, maddeyi kullandığı zaman maddenin de türüne bağlı olarak daha sinirli olabilir, daha öfkeli olabilir ya da tam tersine daha sakin, kişinin kendisini daha sakin gördüğü ve daha sedatize (uyuklamalı) bir halde olduğu dönem olabilir. Uzun dönem kullanımda kaygı bozuklukları, depresyon sık gördüğümüz şeylerden birisi oluyor.”
Bağımlılığın bedensel belirtilerini alkol bağımlılığında örnek vererek açıklayan Dr. Öğretim Üyesi Geniş, bağımlılığın saptanmış etkileri kadar ilişkili olduğu rahatsızlıklara da dikkat çekti
“Bedensel anlamda çok belirti yapabiliyor. Alkolde en yaygın olan karaciğerle ilgili problemler olması sigarada en yaygın olan akciğer ile ilgili problemler olması gibi. Ama bu sadece bilinen taraf, bunun arkasında çok daha farklı hastalıklarla ilgili çok daha farklı kanser türleriyle de etkilerin olduğunu biliyoruz. Bunlar sadece bir boyut olarak düşünmeyelim. Hem bedensel taraf var hem psikolojik taraf var ve çok doğal olarak sizin ağrınız hızınız varsa ya da çökkün mutsuz hissediyorsanız sosyal ilişkileriniz de bozuluyor, aileyle aranız kötü olabiliyor ya da iş hayatından uzaklaşıyorsunuz bunların her biri aslında ortaya çıkan 3 alan altındaki belirtiler olarak tanımlanabilir”
Metamfetamin Kullanımı Arttı
Son dönemde metafetamin kullanımında artışa dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Geniş, bu uyuşturucunun ucuz ve kolay üretilebilir olmasının yayılmasını da hızlandırdığını söyledi
“Metamfetaminin, son dönemde yaygın olmasının nedenlerinden biri pandemi ile birlikte küresel anlamda maddelerin birazcık daha arz talebinin değişmesi olabilir. Metamfetamin ile ilgili dizilerin daha fazla bir şekilde ortaya çıkmış olması olabilir. Daha ucuz olması burada önemli olan etkenlerden birisi... Ucuz olmasının altında yatan şey ise laboratuvar şartlarında ya da merdiven altı diyebileceğimiz alanlarda çok rahat bir şekilde üretilebiliyor olması. Kokain gibi ya da eroin gibi ekilip biçilmesi gereken bir ürün değil kimyasal olarak elde edebiliyorsunuz. Bu maalesef ki ciddi bir dezavantaj. İkinci olarak, yapılan çalışmalar bize şunu gösteriyor, diğer maddelerle karşılaştırıldığı zaman metamfetamin bizim zihinde keyif ya da haz maddesi dediğimiz dopamine diğer maddelere göre daha fazla saldırdığı ortaya çıkıyor. Bu da metamfetamin kullananlar için ciddi bir risk. Çok fazla saldırmasının avantajı keyif olarak ortaya çıkabiliyor ama bir taraftan da bir o kadar da yıkıcı etkisinin olduğunu görüyoruz”.
Tiryakilik Bağımlılığa verilmiş bir isim
Tiryakilik ile bağımlılık arasında bir fark olup olmadığını sorduğumuz hocamız konu hakkında şunları söyledi:
“Bağımlılığa zaman içinde çok farklı isimler vermişler. Tiryakilik genelde sigarayla bağdaşmış olan şeylerden birisi. Alkolle ilgili de alkolik denmiş, alkolizm denmiş. Biz bağımlılık terimini de çok sevmiyoruz aslında çünkü bağımlılık da damgalayıcı olan terimlerden birisi. Son zamanlarda AMATEM’ lerin de ismini değiştirme çabamız oldu Arınma ve Arındırma Merkezi diye. Tabii olumsuz senaryolar çok değişmediği sürece bugün biz arındırma desek de belki 5 yıl sonra Arındırma kelimesi de damgalayıcı bir kelime olacak. Biz artık bağımlılık yerine de kullanım bozukluğu diyoruz, alkol kullanımı, alkol bağımlılığı yerine alkol kullanım bozukluğu diyoruz. Tiryakilik de bağımlılığı isimlendirmek için dönem dönem ortaya çıkmış ve öne sürülmüş şeylerden birisi aslında. Kişinin onu kullanmaktan vazgeçmesini isimlendirmek için kullanılmış tanımlamalardan birisi”.
Bağımlılığın nedenleri ile ilgili bilgiler de veren Dr. Öğr. Üyesi Geniş, bağımlılığı tek bir boyutta açıklamanın mümkün olmadığını bağımlılığa neden olan faktörlerin genetik faktörlerden sosyo kültürel faktörlere birçok alt başlığı olduğunu söyledi. İnsanların bana bir şey olmaz düşüncesiyle hareket etmesinin bağımlılığı beslediğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Bahadır Geniş özellikle zarardan kaçınma duygusu düşük olan bireylerde madde bağımlılığının görüldüğünü ifade etti.
“Eğer kişinin maddeyle ilgili bir korkusu yoksa yani bana bir şey olmaz diyorsa bağımlı olma potansiyeli daha yüksek olduğunu görüyoruz, ikinci en önemli özelliklerden birisi yenilik arama davranışı dediğimiz yani yerinde duramayan, sürekli bir işten diğer işe atlayan kişilerdir. Bu bağımlılığın daha fazla olduğunu görüyoruz. Bu 2 özellik bizim için temel önemli olan özelliklerden. Bireysel anlamda hangi faktörler kişiyi bağımlılığa götürüyor dersek, kişinin yenilik arama davranışının yüksek olması ve zarardan kaçınma özelliğinin daha düşük olması diyebiliriz.”
Bağımlılık bir Aile Hastalığı
Bağımlılığın sadece bireysel bir hastalık olmadığını aynı zamanda bir aile hastalığı olduğunu söyleyen Hocamız, aile bireylerinin ve yakın çevresinin de bağımlı kişinin davranışlarından büyük zararlar gördüğüne dikkat çekerek özellikle tedavi süreçlerinde ailenin bu sürecin içinde olmasının önemini ifade etti.
“Bağımlılık hem bir aile hastalığıdır hem de bir toplum açısından ele alınması gereken bir hastalık süreci…Kişi bulunmuş olduğu muhitte kullanıyorsa annesi etkileniyor babası etkileniyor ve yan komşusu da etkileniyor. Belki çocuğunun ilerde kullanmasına aracı olabiliyor. Kavga gürültü olabiliyor, öfke problemleri olabiliyor, birçok şeye aracı olabiliyor. Bir tek bireyi etkilemiyor ve tedavi sürecinde de ailenin bu sürecin içinde olması bizim için yine çok kıymetli olan şeylerden birisi. Aile orada bağımlılığa götürebilen nedenlerden birisi de olabiliyor. Ailede kullanımın olması kişinin ailede bunu görüyor olması, ailenin buna yüksek bir reaksiyon göstermemesi ya da çok yüksek bir reaksiyon göstermesi kişiyi hem bir bağımlılık sürecine itebiliyor.”
Bağımlılıktan korunmada yine ailenin önemine işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Geniş, maddeye başlamanın ergenlikte döneminde sık görülen bir davranış olduğunu anne ve babaların bu dönemlerde daha duyarlı ve dikkatli olmaları gerektiğini kesinlikle şüphelendikleri zaman suçlayıcı ifadelerden uzak durmaları gerektiğini söyledi
“Biz biraz duygularını yüksek tondan yaşayan bir milletiz. Çocuk da böyle bir şeyi şüphe ettiğimiz ya da kuşkulandığımız zaman çok yüksek bir reaksiyon gösterdiğimizde çocuk onu bizimle paylaşmak düşüncesinde ise bile paylaşmaktan çok öteleniyor. Özellikle maddeye başlama döneminin ergenlik dönemi olduğunu biliyoruz ve insanoğlunun şöyle bir süreci oluyor, ilk 1-2 yaşlık dönemlerde işte anne baba her şeyi biliyor. 5-6 yaşlık döneme geldiği zaman insanoğlu ya annem babam her şeyi bilmeyebilir gibi oluyor. Ergenlik dönemine geldiği zaman ise annem babam hiçbir şey bilmiyor gibi bir sürece geliyor. Ergenlik dönemi zaten çocuğun aileden biraz daha uzaklaştığı bir dönem oluyor. O aşamaya kadar yapılması gereken çocukla iyi bir iletişimin olması. Eğer çocukta iyi bir iletişim yok ise onu hemen ergenlikte başlatmak çok mümkün değil. O dönemde sizin çocuğa ulaşabilme imkânınız oldukça zor. Diyelim ki böyle bir süreçte ailenin şüphesi var, bunu açık bir şekilde konuşmak, suçlayıcı ya da damgalayıcı bir şekilde değil. ‘’ Neden böyle yaptın? Niye böyle yaptın? Sana yakışıyor mu? Biz seni bugünler için mi okuttuk? Biz sana değer verdik’’ gibi sözler çocuğu bu anlamda bağımlılığa daha da sürükleyen şeylerden birisi oluyor. Eğer böyle bir şeyden şüpheleniliyorsa aile, bununla ilgili endişelerini dile getirirken mesela ben sende son zamanlarda farklı belirtiler görüyorum. Bunun için de endişeleniyorum. Ne dersin? Bu konuda biraz konuşalım mı? ’’ gibi cümleler kurmalı”
Röportajın tamamını www.radyoki.net adresinden dinleyebilirsiniz.
Muhabir: Mehmet Karakuş, Kameraman: Mustafa Emre Dayı
İLETİŞİM/ADRES
+90 (262) 303 10 43
+90 (262) 303 10 43
kouhalk@gmail.com, halk@kocaeli.edu.tr
Kocaeli Üniversitesi Umuttepe Yerleşkesi
Baki Komsuoğlu Kültür ve Kongre Merkezi
41001, İzmit/KOCAELi