Hızlı Erişim
Haberler
Ülkemizde yaşanan depremlerden edinilen deneyimler, depreme dayanıklı yapı tasarımlarının mimari tasarım evresinde başladığını ortaya koyuyor. Bir yapının planı, taşıyıcı sistem için önemlidir. Kolon kirişlerinin yerleştirilmesi mimari planın verdiği olanaklara bağlı olduğu kadar yapı içindeki eşyaların konumu, sabitlenmesi, yerleşim şekilleri de bir o kadar önemlidir. Kocaeli Üniversitesi olarak Doç. Dr. Didem Erten Bilgiç ile mimari tasarımda deprem bilinci üzerine bir röportaj gerçekleştirdik.
Depremlerde eşya kaynaklı yaralanmaların olduğu biliniyor. Eşya seçimi yaparken ya da yerleştirirken nelere dikkat etmeliyiz, hangi özelliklere sahip olmalı?
Evet depremlerde eşyaların yaralanmaya sebep olduğunu görüyoruz. Daha önceki depremlerin ardından yapılan anket çalışmalarında da ispatlanmış durumda. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde yapılan bir yüksek lisans tezine göre gardıroplar kaçışı engellediği için en ön sırada, televizyon setleri ikinci sırada, vitrinler üçüncü sırada yer almaktadır. Bu eşyalar yerleri tespit edilmediği zaman ya da doğru bir tasarım ürünü değillerse ciddi şekilde problem yaratıyorlar. Yapmamız gereken öncelikle, mobilyalarımızı sabitlememizdir. Deprem salınımı başladığında avizeler parçalanıp etrafa saçılıyor. Cam kristal gibi malzemelerden yapılan avizelerde bu durum daha çok görünüyor. Bunlar kaçış yollarımızı daha tehlikeli hale getirebiliyorlar.
Dikkat etmemiz gereken diğer konu ise dolapların içini nasıl depoladığımız, ağırlık merkezinin nerede olduğudur. Yüksek dolaplarda ağırlık merkezini mümkünse yere yakın yapmak daha doğrudur. Örneğin bir dolabın alt katlarında daha hafif aksesuarlar, üst katlarında ise kitapların, dergilerin duruyor olması çok riskli. Çünkü dergi kitap gibi malzemeler ağırdır ve yukarı koyduğunuzda ağırlık merkezini yukarıya taşımış olursunuz. Dolayısıyla bir salınım başladığında siz dolabınızı duvara sabitlemiş olsanız da bağlantınızı zorlamış oluyorsunuz. Bu sebeple ağır eşyaları her zaman aşağıya koymamız gerekmektedir.
Evi çok eşya ile döşemek ve az eşya ile döşemek arasında bir risk farkı bulunmakta mıdır, var olan nasıl yerleştirmemiz gerekir?
Betonarme konstrüksiyonlar kolonlar ve kirişlerle ayakta durmaktadır. Kolonların içinde demirler bulunuyor ve betonla birlikte çalışıyorlar. Salınım başladığında, yapının bu taşıyıcı sistemi kendi içerisinde sallanırken, depremin gücüne göre, bulunduğumuz arazinin depremi hissettirmesine bağlı olarak eşyalar da hareket etmeye başlıyor. Eşyalar fazla olduğunda hareket eden eşyaların salınımın etkisine bağlı olarak alabora halinde etrafa saçılıp kaçış yollarını engelleyebiliyor. Olayı komut bazında da düşünmememiz gerekmektedir. Yani bu depreme restoranda, düğün salonunda, kafeterya ya da sinemada da denk gelebiliriz. Netice itibariyle bütün projeler yapılırken, konut projeleri de dahil olmak üzere tefriş çalışması sırasında herhangi bir panik durumunda boşaltım yolları vardır. Bu projeler yapılırken bütün bu mesafeler, koridor genişlikleri dikkate alınmalıdır. Örneğin okul üzerinden örneklendirecek olursak; mesela bir sınıfta kaç kişi olacak? Ya da bir restoran üzerinden değerlendirirsek; o restoran salonunda kaç kişi ağırlanacak? gibi soruların projelendirilmesi bu sirkülasyon alanlarına göre yapılmalıdır.
Yüksekliği fazla olan gardırop, kitaplık, vitrin, dolap gibi mobilyalar nasıl tasarlanmalıdır? Deprem sırasında kapaklarının açılması ve içindekilerin dökülmesi veya devrilmesi yaralanma ve ciddi zararlara neden olmaktadır. Bu riskleri en aza indirmek için hangi önlemler alınabilir?
Mevcut durumda evimizdeki kapak sistemlerimizi değiştirme gibi bir durum söz konusu değilse çok sık kullanmadığımız dolap kapaklarına basit pimlerle kilitler koyabiliriz. Fakat yeni teknoloji ürünlerinde, mobilya donatılarına baktığımızda çok sağlam menteşe türleri bulunmaktadır. Herhangi bir sallantı halinde hemen açılmayan ya da menteşesi sağlı sollu takılan kapaklar değil de yukarı doğru açılan kapaklar, deprem anında hemen açılıp eşyaların içinden dökülmesini engelleyen durumlardır.
Tavsiye edeceğim diğer önlem, toplu konutlar için de geçerli olmak üzere, büyük depolama alanlarının gömme dolap olarak yapılmasıdır. Gömme dolap tasarımında ya da giysi odası gibi bir depolama odası tasarımında üstünüze devrilecek eşya da olmayacaktır.
Hangi eşyalar, nasıl sabitlenmelidir? Sabitleme konusunda neler yapabiliriz?
Göz ardı edilmemesi gereken hususlardan bir tanesi eşya sabitlemektir. Örnekler üzerinden konuşacak olursak; bir dolap düşünelim, sabitlemek için düşündüğümüz yer duvar olsun. Sabitlemeden önce duvar taşıyıcı mı, alçı panel mi, kontrol etmek gerekmektedir. Alçı panel bir duvara dolap sabitlemenin koruyuculuğu yoktur çünkü alçı panel duvarın taşıyıcı bir özelliği yoktur. Taşıyıcı olan bir duvara dolap sabitlenmelidir. Tabi mobilyanın önem derecesine, özelliğine göre yere de sabitleyebilirsiniz. Fakat bu durumda da, yerlerde ince yapı döşemesi varsa (laminat, seramik vs.) sabitlenemez çünkü taşıyıcı değildir. Yere sabitlenmeyi tercih edecek olursak betonarme döşemeye kadar sabitleme yapılmalıdır.
Televizyonların duvara monteli olması, kapıların çelikten yapılması, yatakların bazalı olması gibi özellikler avantaj mıdır, dezavantaj mıdır?
Betonarme yapılarda salınım başladığında çelik kapılar, kolon kiriş bağlantıları sistemi ayakta tutmak için uğraşıyor. Bu aşamada metal konstrüksiyon kapılar ve çelik kapı dediğimiz kapılar kasa ve kanat ilişkisinde birbirini sıkıştırmaya başlıyor. Salınım sırasında gerçekleşen uğraştan dolayı kapı sıkışabiliyor ve sıkıştığı zaman aslında ne kadar ağır bir kapıyla karşı karşıya kaldığımızın da farkına varıyoruz. Bu çelik kapıyı bir kişi yerinden menteşesinden söküp de çıkaramaz fakat oda kapısını çıkarabilirsiniz. Oda kapıları, çelik kapılara kıyasla daha hafiftir. Yapılarda kaçış noktaları olmalıdır. Bunlar, mimari projede düşünülmesi gereken konulardır. İdeali, yapıda salınım başladığında kolonla kirişini hiç deformasyona uğramaması, dolayısıyla çelik kapı sistemini de hiç deformasyona uğramamasıdır.
Bazalı yataklara gelecek olursak, deprem için avantajları vardır. Deprem anında ezilme ihtimalini görmediğiniz kütle mobilyalarının yanında durmak önerilmektedir. Yatak mobilyaları da bunlardan bir tanesidir. Bir noktadan sonra bazaların içinin neyle dolu olduğu da çok önemlidir. Örneğin kitap hiçbir şekilde ezilmez. Dolayısıyla o yatağın üzerine herhangi bir yapı elemanı düştüğünde bir yaşam üçgeni rahatlıkla oluşturulabilir.
Televizyonlar konusunda da tabii şöyle bir değişiklik oldu. 1999 Marmara depremi zamanında henüz tüplü televizyon vardı. Bu deprem sonrası yapılan araştırmalarda gördük ki bu televizyonlar deprem anında yerlerinden zıplayarak hareket etmeye başladılar. Televizyonlarımız eğer ayaklı bir sistem ile konumlandırıldılarsa öne doğru devrilme ihtimalleri bulunmaktadır. Bu sebepten dolayı televizyonları duvara montelemek daha doğru ve güvenlidir.
Deprem anında kaçış noktalarının kapanmaması veya kaçış anında zararlara neden olmaması için çıkış yolunda uygun olmayan eşyalar nelerdir?
Normal şartlarda mimari projelerde kaçış yolları dikkate alınarak tasarlanıyor. Kaçış noktalarında devrilecek, dökülecek, yangın çıkaracak herhangi bir eşya bulunmamalıdır. Kaçış noktaları olabildiğince boş ve geniş olmalıdır.
Eşyalar dışında diğer önemli bir konu asma tavan yapılardır. Eğer asma tavan düzgün yapılmamışsa afet anında düşmesi çok tehlikelidir. Bu nedenle iç mekan tasarımında yapılan bütün yapısal olmayan elemanların organizasyonu çok önemlidir.
Depreme yönelik tasarımlar yapılıyor mu? İç Mimarlık bölümü öğrencilerine bu konuda eğitim veriliyor mu?
Bu konuda izalatör dediğimiz bir sistem bulunmaktadır. Bu sistem Kocaeli Üniversitesi Hastanesinde de bulunmaktadır. Bu sistem ile yapılan yapıların altında kayar sistem olduğundan dolayı depremin salınımını bina hissedilmemektedir. Bu sebepten dolayı binanın içinde bulunan insanlar tarafından da hissedilmemektedir. Bu tip özel yapılarda, kamu yapılarında mutlaka izalatörler yapılmadır. Herhangi bir afet durumunda görevinin başında olması gereken binalar ve insanlar için bu sistemlerin uygulanması çok önemlidir.
İç Mimarlık öğrencilerine bu konuda eğitimler verilmektedir. Öğrencilerimizle üzerinde durduğumuz önemli bir konumuz dengedir. Etrafta gördüğünüz her yapı nasıl ayakta durur? Önce bu konuyu tartışıyoruz. Az önce konuştuğumuz konulardan örnek verecek olursam, kolon kiriş, ağırlık merkezi konularını derslerimizde entegre halde işliyoruz çünkü afetler tasarım sürecinin bir parçasıdır.
İLETİŞİM/ADRES
+90 (262) 303 10 43
+90 (262) 303 10 43
kouhalk@gmail.com, halk@kocaeli.edu.tr
Kocaeli Üniversitesi Umuttepe Yerleşkesi
Baki Komsuoğlu Kültür ve Kongre Merkezi
41001, İzmit/KOCAELi