Haberler

 Muhabir: Elif Sıla Duzcu - Meltem Kaçar / Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü

09-03-2023

Herkes İçin Böbrek Sağlığı

Kronik Böbrek Hastalığı dünyada ve ülkemizde salgın halini almış önemli bir halk sağlığı sorunudur. Böbrek hastalığı erken saptanırsa sıklıkla önlenebilir veya ilerlemesi geciktirilebilir. Ancak hastalığın farkındalığının düşük olması, erken dönemde tespit edilmesine imkan vermemektedir. Bireylerin hastalığının farkında olmaması nedeni ile son dönem böbrek yetmezliği gelişmekte ve yaşam kalitesi bozulmaktadır. Türk Nefroloji Derneği’nin ülkemizde yaptığı bir tarama çalışmasında Türkiye’de her 6-7 erişkinden birinde çeşitli evrelerde kronik böbrek hastalığının olduğu saptanmıştır. Dünyanın çeşitli bölgelerinde yapılan çalışmalar, hastalığın farkındalığının yüzde 10’un altında olduğunu göstermiştir. Düşük farkındalık nedeniyle hastalık son dönem böbrek yetmezliği evresine ilerlemekte, kötü yaşam kalitesi ile hastanın sağlığını tehdit etmekte, engellilik ve ölüm oranlarının artmasına neden olmaktadır.  Bu hastalık zamanında fark edildiğinde önlenebilen veya en azından geciktirilebilen bir hastalıktır. Biz de Kocaeli Üniversitesi olarak Dünya Böbrek Günü kapsamında Prof. Dr. Betül Kalender Gönüllü ile bir röportaj gerçekleştirdik.

 

Böbrek sağlığı neden önemlidir?

Kronik böbrek hastalığı çok yaygın, sinsi seyirli bir hastalıktır. Öyle ki hastalık diyaliz veya böbrek nakli gerektirecek aşamaya gelinceye kadar gizli kalabilir. Ülkemizde yapılan bir araştırmada, her 6-7 erişkinden birinde kronik böbrek hastalığı olduğu saptanmıştır. Böbrek hastalığı beklenen yaşam süresini kısaltmakta, hastaların günlük yaşamlarını, çalışma ve sosyal durumlarını olumsuz olarak etkilemektedir. Özellikle diyaliz veya böbrek nakli gibi tedavilerin sağlık sistemine maliyeti yüksektir. Böbrek hastalığı sinsidir, çoğu kez ileri evreye gelinceye kadar fark edilmeyebilir. Ancak, zamanında fark edildiği zaman önlenebilen veya hiç olmazsa ilerlemesi geciktirilebilen bir hastalıktır. Bu nedenle, diyabet, hipertansiyon, obezite, böbrek taş hastalığı olanlar ve sigara içenler gibi kronik böbrek hastalığı açısından yüksek riskli kişilerde gizli böbrek hastalığı araştırılmalıdır.

 

Böbrek Hastalığının Belirti ve Bulguları Nelerdir?

Böbrek hastalığı erken evrede iken pek belirti vermeyebilir. Hastalığın erken döneminde, gece idrara kalkma, idrar renginde değişiklik, idrarın köpüklenmesi gibi idrar yapma ile ilgili belirtiler fark edilebilir. Hastalık böbrek yetmezliğine ilerler ise vücuttaki tüm organlar etkilenir. Halsizlik, çabuk yorulma, iştahsızlık, kilo kaybı, bulantı-kusma, ayaklarda şişme, tansiyon yükselmesi, nefes darlığı, öksürük, göğüs ağrısı, kaşıntı, eller ve ayaklarda uyuşma, bacaklara kramp girmesi, bilinç değişiklikleri, kanamalar gibi belirtilerin görülme sıklığı ve şiddeti artar.

 

Böbrek Hastalığını Önlemek için nelere dikkat etmeliyiz?

Yeterli su içmeli,  düzenli egzersiz yapmalı, sağlıklı beslenmeli, ideal vücut ağırlığımızı korumalı, tuzu azaltmalı,  ağrı kesici ilaçlardan kaçınmalı, kan basıncı ve kan şekerini düzenli olarak ölçtürmeli, sigaradan ve alkol tüketiminden kaçınmalı eğer risk grubunda isek böbreklerimizi düzenli olarak kontrol ettirmeliyiz.

 

Sigara Kullanımı Böbrek İşlevlerini Olumsuz Etkiler mi?

Sigara kullanımı, ateroskleroz, damar direncinde artma, oksidatif stresde artma, tansiyon yüksekliği gibi pek çok mekanizma ile böbrek işlevlerini olumsuz etkiler, böbrek hastalığı varsa ilerlemesini hızlandırır.

 

Hipertansiyon ve Böbrek İlişkisi Nedir?

Tansiyon yüksekliği böbrek hastalığından kaynaklanabilir. Bu nedenle hipertansiyon tanısı konan bireylerde gizli kalmış bir böbrek hastalığı araştırılır. Hipertansiyonu olan kişilerde tuz tüketimini ve vücut ağırlığını azaltmak gibi sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri ve böbrek koruyucu tansiyon ilaçları ile kan basıncı normal düzeyde tutulmaya çalışılır. Böylece böbrek işlevlerinde bozulma önlenebilir.

 

Günlük Tuz Tüketimi ile Böbrek Sağlığı Arasında Bir İlişki Var mıdır?

Elbette,  günlük tuz tüketim limiti; Dünya Sağlık Örgütü tarafından günde 5 gram olarak önerilmektedir. Bu da yaklaşık bir tepeleme çay kaşığına denk gelir. Hazır gıda almak, turşu, ev salçası gibi tuz ilave edilmiş gıdaları tüketmek durumunda günlük alınan tuz miktarı çok artar. Ülkemizde yapılan bir araştırmada ortalama tuz tüketimimizin 18 gram gibi çok fazla miktarda olduğu saptanmıştır. Böyle aşırı miktarda tuz tüketimi tansiyon yüksekliği ve buna bağlı böbrek hastalığı ile ilişkilidir. Özellikle yaşlılar, insülin direnci, şeker hastalığı ve böbrek hastalığı olanlarda tuz kısıtlamasına özen gösterilmelidir.

 

Şeker hastalığı ve böbrek sağlığı arasındaki ilişkiden bahsedebilir misiniz?

Gerek dünyada gerekse ülkemizde böbrek yetmezliği nedeniyle diyaliz tedavisi gören hastalarda, böbrek hastalığının en sık nedeni şeker hastalığı ve hipertansiyondur. Şeker hastalarında erken evre böbrek hastalığını tespit etmek için idrar analizinde albümin varlığı araştırılır. Şeker hastalarında böbrek hastalığını önlemek için diyet ve ilaç tedavisi ile kan şekeri ve diğer kan testleri hedef değerlerde tutulmaya çalışılır.

 

Böbrek hastalığı riskinin yüksek olduğu durumlar nelerdir?

Gebeler, altmış yaşından büyük kişiler, kontrolsüz hipertansiyon sahibi hastalar, kan şekeri kontrolünün kötü olduğu diyabetikler, kalp-damar hastalığı olanlar,  obezite hastaları,  sigara kullananlar, idrar yolu hastalığı olanlar, ailesinde böbrek hastalığı olanlar, doğum ağırlığı düşük olanlar, böbrek kitlesi azalmış olan kişilerde böbrek hastalığı riski daha yüksektir.

 

Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?

Bu yıl dünya böbrek gününün teması; ‘’Herkes İçin Böbrek Sağlığı: Beklenmedik durumlara hazırlanmak, savunmasızları desteklemek!" şeklinde belirlendi.  Maalesef ülkemiz deprem kuşağı bölgesinde. Depremler hem yeni gelişen akut böbrek hastalığına neden oluyor hem de var olan böbrek hastalığının kötüleşmesine, tedavisiz kalmasına yol açıyor. Geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız Covid-19 salgını da hem yeni gelişen akut böbrek hastalığına neden olmuş hem de var olan böbrek hastalığının kötüleşmesine, tedavisiz kalmasına yol açmıştı. Yaşadıklarımızdan çıkaracağımız dersler, gelecekteki deprem, salgın gibi olası afetlere, beklenmedik durumlara karşı hazırlıklı olmamızı sağlayabilir.

 

 

İLETİŞİM/ADRES

+90 (262) 303 10 43

+90 (262) 303 10 43

kouhalk@gmail.com, halk@kocaeli.edu.tr

Kocaeli Üniversitesi Umuttepe Yerleşkesi

Baki Komsuoğlu Kültür ve Kongre Merkezi

41001, İzmit/KOCAELi