Hızlı Erişim
Haberler
Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2004 yılından bu yana meme kanserinde erken teşhisinin önemi ve meme kanseri farkındalığının vurgulanması amacıyla 1-31 Ekim Ayı, Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı olarak kutlanıyor.
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nihat Zafer Utkan meme kanseri hastalığı hakkında önemli bilgiler verdi.
İlk olarak meme kanserinin çok uzun yıllardan itibaren kadın kanserleri açısından en çok görüleni olduğunu belirten Prof. Dr. Nihat Zafer Utkan, 4 kadın kanserinden birisinin meme kanseri olduğunu vurgulayarak Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı’nda farkındalık yaratmanın çok önemli olduğunu belirtti.
Önümüzdeki yıllarda hem genelde anlamda kanserde hem de meme kanserinde artış görülebileceğini sözlerine ekleyen Prof. Dr. Utkan, hekimler olarak toplum içerisinde çok karşılaşılan, uygun zaman dilimlerinde yakalanırsa tamamen hastalıktan kurtarılma şansını veren hastalıklara yönelmek gerektiğini, bu durumun ise 1960’ların sonu 70’lerin başından itibaren “Madem önlemekte zorluk çekiliyor, erken teşhis etmek suretiyle bu hastaların yaşamlarına nasıl engel olabiliriz?” hipotezinden hareket ederek tarama yöntemlerinin ortaya çıktığını söyledi.
Risk Faktörleri
Bütün kanserlerin kendine göre risk faktörleri olabileceğini belirten Prof. Dr. Utkan, bazı hastalıkların risk faktörleri olmadan da ortaya çıkabileceğini ve meme kanserinde de durumun bu olduğunu vurguladı.
“Meme kanserinin en az %40’ı belki de %50’si herhangi bir risk faktörü taşımadan ortaya çıkabilir, ancak sigara, obezite gibi ve giderek yaşlanan nüfusun varlığı risk faktörlerini oluşturabiliyor. Meme kanserinin değiştirilebilir ve değiştirilemez risk faktörleri var. Yaşı, genetik faktörü, ailede meme kanseri olması gibi durumları değiştiremeyiz elbette ama kilomuzu, fiziksel aktivitemizi geliştirip düzeltebiliriz.”
Çevresel faktörlerin kanser hastalıklarına olan etkilerine değinen Prof.Dr.Utkan, genetik faktörlerin de kanser hastalıklarında önemli bir risk teşkil ettiğinin altını çizdi. Meme kanserinin risk faktörünün %5 ile %10 kadarının genetik faktörlerden kaynaklandığını ancak bunun çok büyük bir oran olmadığını belirten Prof. Dr. Utkan, 1. dereceden bir yakındaki meme kanserinin varlığının, bireyi 1.5-2 kat riske sokabilecek bir durumu ortaya çıkabileceğini ifade etti.
Toplum temelli taramanın önemine değinen Prof. Dr. Utkan hedef nüfusun oluşturulan birimler tarafından tarama yöntemleriyle patolojik hücrenin erken teşhis edilmesi gerekliliğine dikkat çekti.
“Meme kanserleri de dâhil bazı kanserlerin oluşmasına engel olamıyoruz, kişiyi ölüme kadar götürebilecek bir halk sağlığı sorunu ortaya çıkıyor. Bizim bunu erken saptayarak organı koruyucu işlem yapıp hastanın kaybedilmesine engel olmamız gerekiyor işte erken teşhisin önemi burada ortaya çıkıyor.”
Engellemenin Bir Yolu Yok
Şimdiki bilgilerle meme kanserini engellemenin bir yolu olmadığını dile getiren Prof. Dr. Utkan, daha önce yakınlarında meme kanseri hastalığına yakalanmamış kadınların 40’lı yaşlardan itibaren radyolojik incelemeleri yapılarak şimdi veya sonrası için tehdit oluşturabilecek bir lezyon, problem olup olmadığının saptanması gerektiğini sözlerine ekledi.
Prof. Dr. Utkan hastalığın tedavisinde ortaya çıkan yeni gelişmeleri de anlattı:
“Tanı ve tedavi yöntemlerinde teknolojik imkânların gelişme düzeyine baktığımızda meme kanseriyle ilgili literatürün ağırlıkla birinci sırada yer aldığını görebilirsiniz. Burada radyolojinin ve patolojinin oldukça önemi var, eskiden belirsiz durumda olan tanımlanamayan bir takım şeyleri artık günümüzde çok iyi görüntüleme araçlarıyla daha erken tanımlama ve ne anlam ifade ettiğini de anlama şansına artık sahip olabiliyoruz.”
Aile ve Topluma Düşen Görev
Kanser lafının topluma itici gelen, telaffuz etmekten sürekli kaçınılan bir şey olduğunu sözlerine ekleyen Prof. Dr. Utkan yaş ilerledikçe herhangi bir organ kanseriyle karşılaşma ihtimalinin arttığını, meme kanserinin 30’lu yaşlarda 2000 kişide bir, 60-70 yaş arasında ise 10-15 kadında bir kişiye kadar yükseldiğini söyledi.
“Bireylerin ‘Ne zaman çıkarsa o zaman hekime gideriz’ düşüncesinden çıkması gerekiyor. Ailede bir meme kanserine yakalanan birinin olması, diğer bireylerin dikkatli olup uygun yaşlara gelindiğinde mutlaka bir uzman muayenesinde yaşına uygun radyolojik tetkiklerle periyodik bir takibin yapılmasına ihtiyaç var. KETEM dediğimiz Kanser Erken Teşhis ve Tanı Merkezlerinin mutlaka değerlendirmelerine tabi tutulmaları ve tarama testlerinde problem görünenlerin bir uzman tarafından muayene edilerek ‘hangi sıklıkla takip edilmesi gerekir ya da tanımlamayı sağlamak için acaba biyopsi ihtiyacı var mı?’ gibi bir takım değerlendirmelerin yapılmasını öneriyorum.”
Hekimlere ve sağlık kurumlarına ulaşmanın artık daha da kolay olduğunu dile getiren Prof. Dr. Utkan, meme kanseri konusunda Kocaeli Üniversitesi’nin yaptığı çalışmaları anlattı.
Meme kanserinin multidisipliner bir hastalık olduğuna değinirken hastalığın diğer branşların gelişiminde ve ortaya çıkmasında etkili olduğunu belirten Prof. Dr. Utkan, 20 senelik bir süreçte bu tip hastalarla ve süreçlerle karşılaştıkları için Kocaeli Üniversitesi Hastanesi’nin iyi bir merkez olduğunu, meme kanserini yöneten oturmuş bir grubun çalışmalarını sürdürdüğünü sözlerine ekledi.
Muhabir: Engin Gürbüz, Kameraman: İrem Sudet Gülaydın
Röportajın tamamını www.radyoki.net üzerinden dinleyebilirsiniz.
İLETİŞİM/ADRES
+90 (262) 303 10 43
+90 (262) 303 10 43
kouhalk@gmail.com, halk@kocaeli.edu.tr
Kocaeli Üniversitesi Umuttepe Yerleşkesi
Baki Komsuoğlu Kültür ve Kongre Merkezi
41001, İzmit/KOCAELi