“Rusya ve Ukrayna, Türkiye turizmi için önemli ülkeler”

Kocaeli Üniversitesi Kartepe Turizm Meslek Yüksek Okulu Öğr. Üyesi Doç. Dr. Tülay Polat Üzümcü, Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi radyosu Radyo Kİ’de İnan Mert Gökgöz’ün sunduğu Güne Bakış programına konuk olarak Ukrayna-Rusya krizinin Türkiye turizmine etkisi hakkında değerlendirmelerde bulundu.

“Rusya birinci, Ukrayna üçüncü”

Doç. Dr. Tülay Polat Üzümcü, Rusya ve Ukrayna’nın Türkiye turizmi için iki önemli ülke olduğunu belirterek, gelen turist sayısına göre Rusya’nın birinci, Ukrayna’nın ise üçüncü sırada olduğunu ifade etti. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2020 yılında Türkiye'ye gelen yabancı turistlerin  %24,6’sının ve 2021 yılında %27,3’ünün Rusya ve Ukrayna’dan geldiğini hatırlatan Üzümcü, 2022 yılında savaşın büyümesi ve bitmemesi halinde bu oranın düşük seviyede olacağını dile getirdi.

“Kriz, Türkiye turizmini olumsuz etkiliyor”

Rusya ve Ukrayna arasındaki krizin, Türkiye turizmine etkisi üzerine değerlendirmede bulunan Üzümcü, bu durumun rezervasyonların düşüşü, ulaşım fiyatlarının yükselmesi, güvenlik tehdidi gibi birçok etkisinin olduğunu ifade etti. Bu yıl turizm sektörünün bütün aktörlerinin, Ukraynalı ve Rus turistlerden vazgeçmeyi kabullenmiş göründüğünü vurgulayan Üzümcü, iki ülke arasındaki savaşın tedirginlik yarattığını ve Türkiye’nin savaşa yakın komşu bir ülke olduğu için diğer ülkelerden Türkiye'ye gelişlerde de taleplerde azalma olabileceğini ifade etti.

“Pandeminin etkisiyle savaşın etkisi aynı olmaz”

Tüm dünyayı etkisi altına alan ve seyahat kısıtlamalarına sebep olan Covid-19 pandemisinin etkisinin hala devam etmekte olduğunu belirten Üzümcü, “Savaş pandemiyi daha da uzatma riski taşıyor. Ancak pandeminin etkisi ile iki ülke arasındaki krizin etkisi elbette aynı olmayacaktır. Çünkü öncelikle COVID-19 tüm dünyayı etkileyen bir pandemi iken, iki ülke arasındaki savaş, bu ülkeleri ve yakın çevresini etkilemekte, özellikle de Ukrayna’yı doğrudan etkilemektedir. Dünya Sağlık Örgütü, Ukrayna'daki koşullar konusunda uyarırken ortaya çıkan mülteci krizinin korona virüsün yayılmasını kolaylaştıracağını vurguluyor. Bu durum turizm sektörünü olumsuz etkiliyor” ifadelerini kullandı.

İç turizm, hiçbir zaman göz ardı edilmemeli

Doç. Dr. Tülay Polat Üzümcü, iç turizmin hiçbir zaman göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayarak, “Daha önce pandemi döneminde de bunu yaşadık. Uluslararası seyahat zorlaştığında iç turizm artıyor. Ancak ülkemizin de içinde bulunduğu ekonomik şartlar düşünüldüğünde iç turizmde de azalma olabilir. Artan yakıt fiyatları ve beraberinde diğer maliyetlerdeki artış insanları yaşadıkları yerlere daha yakın bölgelerde tatil yapmaya yönlendirecektir. Bu nedenle iç turizmin ne kadar kurtarıcı olabileceği henüz bilinmiyor” dedi.

“Resilience” kavramına yoğunlaşılmalı

Turizmde krizlerin bitmediğini ve turizmin bir sigorta fonuna ihtiyacı olduğunu belirten Üzümcü, “Pandemi, deprem, yangın, sel, terör, ekonomik kriz vb. derken önemli krizler meydana geliyor. Bundan dolayı, turizm endüstrisini korumak amacıyla bir turizm fonuna ihtiyaç var. Bu noktada “Resilience” kavramı devreye giriyor. Resilience, yani dayanıklılık, bir sistemin bir krizin meydana gelme olasılığını azaltma, bir krizin etkilerini hafifletme ve temel yapılarını ve işlevlerini hızlı bir şekilde iyileştirme yeteneğidir. Bu konuda acilen bir farkındalık oluşturularak; dayanıklı turizm işletmeleri, dayanıklı turist ve dayanıklı turizm destinasyonları konularında sektör-akademi işbirliğine ve yeni politikalar üretilmesine ihtiyaç bulunmaktadır” şeklinde konuştu.