halkla ilişkiler ve tanıtım
grafik/tasarım
fotoğraf
bilgi edinme birimi
İletişim
HABER ARŞİVİ - Ocak 2009
SON HABER
HABER ARŞİVİ
basından seçmeler
haber merkezi
Kocaeli Üniversitesi
Basın ve Halkla İlişkiler
SON HABER
HABER ARŞİVİ
basından seçmeler
Kocaeli Üniversitesi
KÖGEM'den bir ilk daha….
Her kanser hastasının moleküler düzeyde bir diğerinden farklı olduğunu,yani teşhisin aynı olmasına rağmen hastadan hastaya değişebilen moleküler farklılıkları görüldüğünü belirten Kocaeli Üniversitesi Kök Hücre ve Gen Tedavileri Araştırma ve Uygulama Merkezi (KÖGEM) Müdürü Prof. Dr. Erdal Karaöz, "Hastaya özgü bu karakteristik yapı o kişinin tedaviye olan yanıtını da belirlemektedir. Günümüzde kanser tedavisindeki başarının, yeni kanser ilaçlarının kullanıma girmesine rağmen çok iyi denilebilecek düzeyde artmamasının nedenlerinden biri de bu farklı yanıt olasılığıdır. Çünkü günümüzde kullanılan tedavi protokolleri aynı tanıyı (teşhisi) almış her hastada aynen uygulanmaktadır. Amerika Ulusal Kanser Enstitüsü Başkanı Richard Klausner'in 1997'de söylediği gibi 'farklı hastalıklara aynı tedaviyi uygulamak gibi' bir durumla karşı karşıya kalınmaktadır" dedi.

Kanser ilaçlarının hastaya özgü seçimi…
Bu dezavantajı gidermenin kısmen mümkün olduğunu belirten Prof. Dr. Erdal Karaöz, "Hastadan alınan tümörlü dokudan elde edilen hücrelerin laboratuvar ortamında çeşitli kanser ilaçlarına olan yanıtı test edilebilir ve ilaçların hücreleri öldürücü etkisi ölçülebilir. Bu durumda, hangi kanser ilacının o hastada daha etkili ya da hangisinin etkisiz olabileceğini bir ölçüde anlamak olasıdır. Böylece, hastaya özgü olarak kanser ilaçlarının seçimine karar verilebilir. Yani hastalığa değil hastaya özgü tedaviler oluşturulabilir. Bu tedavilerin seçimine olanak tanıyan laboratuvar yönteminin genel adı Tümör Kemo-Duyarlılık Testi veya Onkogram'dır. Onkogram testinin esası cerrahi yolla çıkartılan tümör dokusundan kanser hücrelerini izole edip, laboratuvar ortamında bu hücreler üzerinde kanser ilaçlarının etkinliğini test etmektir. Tıpkı antibiyogram testinde olduğu gibi. Amaç, kanser tedavisini yapan hekimin daha rasyonel ve hastaya özgü tedavi yapmasını sağlamaktır" dedi. Dünyada 50'den fazla yayınlanmış bilimsel çalışmalarla desteklenmiş olan Onkogram sonuçları ile hastanın tedavi sonuçları arasında anlamlı ilişkilerin saptanmış olması yakın gelecekte bu testin öneminin hızla artacağına işaret etmektedir.

Yan etkiden ve fazla maliyetten korunma……
Onkogram ile faydasız olacağı umulan ilaçları gereksiz olarak uygulamaktan kaçınmak böylece bu ilaçların yaratabileceği zararlı etkilerden hastayı koruyabilmek olanak sağlanabileceğini ifade eden Dr. Karaöz "Onkogram sonucuna göre etkisiz olduğu rapor edilen ilaçlara hastanın da yanıt vermeme olasılığı yüzde 90-95 gibi çok yüksek bir değere ulaşabilmektedir. Böylece, o ilaçlar tedavi protokolünden çıkarılabilir. Bu yapıldığı takdirde, hastanın o ilacın yaratacağı yan etkiden ve maliyetten korunması mümkün olabilir. Bazı ilaçların ne kadar pahalı olduğu düşünülürse bu olanağın hem hasta bütçesi hem de ülkelerin sağlık bütçesi üzerinde olumlu etkileri söz konusu olabilir. Test sonucuna göre hasta ilaca dirençli bulunduğu takdirde, istenirse, o ilaçların yerine Onkogram sonucuna göre hassas olduğu saptanan ilaçlar seçilebilir. Onkogram, henüz klasik tedavi protokolü belirlenmemiş nadir tümörlerin tedavisinde ilaç seçimine de olanak sağlamaktadır. Bunun yanında, nüks etmiş vakalarda ve esas kaynağı bilinmeyen tümörlerin tedavisinde de değerli bir kullanım alanına sahiptir. Onkogram İngiltere, Amerika, Hollanda, Almanya, Rusya, ve Japonya gibi ülkelerde yoğun olarak araştırılmakta ve bazı merkezlerde ise tedavi edildikten sonra tekrarlayan kanser olgularının (nüks etmiş hastaların) tedavisinde diğer yöntemlere ek olarak kullanılmaktadır" dedi.

Tümör hücrelerinin kanser ilaçlarına karşı duyarlılıklarının tespit edilmesini sağlayan Onkogram yönteminin fakültemiz bünyesinde faaliyete geçmiş olmasının hem Kocaeli, hem bölgemiz açısından oldukça önemli olduğunu belirten Kocaeli Üniversitesi Araştırma-Uygulama Hastanesi Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Görkem Aksu, "bilindiği üzere bölgemiz, ne yazık ki, ülkemizde kanser vakalarının en yoğun görüldüğü bölgelerden birisidir ve bu bağlamda gerek tanı gerekse tedavi açısından yapılacak her türlü yenilik oldukça büyük önem taşımaktadır. Tedavi hizmetleri açısından ülkenin en donanımlı onkoloji merkezlerinden birine sahip olan fakültemizde Onkogram'ın da devreye girmesi ile hangi hastanın hangi tip kemoterapi ajanlarından maksimum fayda sağlayabileceği çok daha iyi tespit edilebilecek ve hastalara en uygun kemoterapi rejimlerini belirlemek mümkün olacaktır" dedi.

Kanser bir kök hücre hastalığımı ?
Kanserin bir kök hücre hastalığı olduğuna ilişkin bilim dünyasında geniş bir görüş birliği olduğunu vurgulayan Dr. Karaöz, bu laboratuvarı kurmalarının ikincil belki de daha önemli amacının, Ar-Ge amaçlı olarak laboratuarlarına gelen kanser dokularından "kanser kök hücresini" izole ederek tedavide kullanılan ajanların asıl bu hücreler üzerindeki etkinliğini tayin etmek olduğunu vurguladı. Kanser tedavisinde kullanılan geleneksel kemoterapi ve radyoterapi tedavileri sonrası özellikle kanserin nüksetmesinde bu kanser yapıcı kök hücrelerini önemli bir rolü olduğunu belirten Karaöz "Şayet kanser kök hücrelerini öldürüp sağlıklı hücrelere en az zarar verecek ilaç tedavi protokollerini ortaya çıkarabilirsek kanserin tedavisinde hedefe yönelik yöntemler konusunda oldukça önemli bir aşamayı gerçekleştirmiş olacağız" dedi.

Tedavide önemli bir aşama…
Kocaeli Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösterecek bu laboratuar ve diğer olanaklarının tüm ülke hekimleri ve araştırmacılarının kullanımına açık olduğunu, Onkogram uygulamasının kit karşılığı maliyetiyle başta Ar-Ge amaçlı olmak üzere tüm ülke hekimlerine hizmet vereceğini belirten Dr. Karaöz, bu testin ülkemizdeki ilk uygulayıcısı olan Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Engin Ulukaya ile birlikte çalıştıklarını söyledi.

Kocaeli Üniversitesi Kök Hücre ve Gen Tedavileri Araştırma ve Uygulama Merkezi bünyesinde son yıllarda başta ABD olmak üzere Avrupa ülkelerinde kanser hastalarının tedavisinde hastaya yönelik özgün tedaviyi mümkün kılan bir uygulama olan "Onkogram Laboratuvarı" kuruldu.
Enstitüler Yapılanma ve Araştırma Çalıştayı Başladı
Kocaeli Üniversitesi ev sahipliğinde organize edilen 'Enstitüler Yapılanma ve Araştırma Çalıştayı' bugün (09.01.2009) Derbent Otel'de başladı.

Enstitülerin yapısal sorunlarının ve eğitim eksikliklerinin konuşulduğu, çözüm önerilerinin üretilmesini amaçlayan çalıştaya, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ayşe Sevim Gökalp, Prof. Dr. Arif Demir, Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ümit Biçer, Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Gül Güner, TÜBİTAK Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Aynur Başalp, Batı Karadeniz Üniversiteleri Sağlık Bilimleri Enstitüleri Müdürleri ve akademisyenler katıldı.

Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, üniversite bünyesinde olan enstitülerin kayıt bürosu gibi çalıştıklarını, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin fakültelerde ki anabilim dallarında eğitim çalışmalarını sürdürdüğünü belirterek, "Ar-Ge ve bilimsel çalışmalar mali güç ile yapılıyor, enstitülerin bir mali yapılanması yok, araştırma bütçeleri DPT, TÜBİTAK ve Bilimsel Araştırmalar Projesinden geliyor. Sanayi ile ortak yapılan Ar-Ge çalışmalarında ise üniversite kanunları buna müsaade etmiyor. Yasal düzenlemelerle mali güç, kadro gücü ve çalışma motivasyonunun bir araya getirilmesi gerekir" dedi. Rektör Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, yeni bir enstitü yapılanması için, bu çalıştayda çıkacak sonuç raporunun yetkili makamlara ulaştırılacağını da belirtti.

İki gün sürecek olan çalıştayda görüşülecek konular şunlar:
-Araştırma ve Eğitim Modeli Olarak Enstitüler
-Lisansüstü Eğitim: Eğitim ve Öğrenciler
-Enstitüler ve Araştırma Ortamları
-Enstitüler: Olanaklar ve Sınırlılıklar
-Türkiye için Enstitü Modelleri ve Öneriler

İletişim Fakültesi'ne İki Ödül
Aydın Doğan Vakfı'nın düzenlediği 20'nci Genç İletişimciler Yarışması'nda dereceye giren genç iletişimciler ödüllerini aldı. Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri kazandıkları bir birincilik ve bir üçüncülükle başarılarını taçlandırdı.

Yarışmanın Reklam Dalı "Reklam Filmi Senaryosu" kategorisinde Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü öğrencisi Zafer Acar birincilik kazandı. İşitsel-Radyo Dalı "Haber Programı" kategorisinde ise yine Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Sinema ve Televizyon Bölümü'nden Elif Nur Güngördü üçüncülük elde etti.

İstanbul Hilton Convention Center'da yapılan törene; Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan, Aydın Doğan Vakfı Yürütme Kurulu Başkanı Candan Fetvacı, Doğan Medya Grubu yöneticileri, yarışmada yer alan üniversitelerin rektörleri, dekanlar, öğretim görevlileri ve finale kalan öğrenciler katıldı.

Törende konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, "Bugün Türkiye demokrasisi tehditlere ve tehlikelere karşı savunabilecek bir özgüveni yakalayabilmişse bunu en önde basın özgürlüğüne borçluyuz" dedi. Günay, iletişim alanındaki gelişmelerin katılımı ve saydamlığı geliştiren, demokrasiyi güvenceye kavuşturan çok önemli gelişmeler olduğunu söyleyerek, özgür basının demokrasinin temel kuralı ve güvencesi olduğunu ifade etti.
Aydın Doğan Vakfı Yürütme Kurulu Başkanı Candan Fetvacı da yarışmayla genç iletişimcilerin gelecekteki mesleklerine adım attıklarını belirterek, "Genç iletişimciler olarak misyonunuzun bilinciyle Türkiye'nin demokratikleşme sürecinde izleyeceğiniz tarafsız ve cesur tavrın sektörün etkinliğini artıracağına yürekten inanıyorum" diye konuştu.

Yazılı, Görsel, İşitsel, Reklam, Halkla İlişkiler ve İnternet Yayıncılığı dallarında 25 üniversitenin iletişim fakültesinden 779 öğrencinin 720 çalışmayla katıldığı yarışmada, 76 projeye ödül verildi. Törenin ardından ödül alan öğrenciler toplu fotoğraf çektirdi.

Marmaray'ın Sırları
Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Şengül Aydıngün'ün danışmanlığını yaptığı, 2008 yılında ABD -National Geographic TV adına çekilen "Eski İstanbul'u Kurtarmak- Marmaray'ın Sırları" adlı belgesel tüm dünyada yayına girdi.

Dünyanın en derin deniz altı batırma tüneli projesi olan Marmaray kazıları çalışmaları sırasında istasyon kazılarında ortaya çıkan Theodosius Antik Limanı ve batık gemiler hakkında bilgiler veren ve İstanbul'un binlerce yıllık insanlık tarihine değinen programın, arkeoloji danışmanı olan Dr. Aydıngün geçtiğimiz yıl Kocaeli Üniversitesi'nin izniyle, yapımcı Philip J. Day ile çekimlere katılarak programı yönlendirdi. Los Angeles- Hollywood'dan gelen kameraman, kostümcü, makyaj uzmanları, Türk ve yabancı oyuncular ile aralıklarla dört ayda çekilen ve altı ayda tamamlanan belgesel ilk olarak ABD'de yaz aylarında gösterime girdi. Değişik ülke kanallarında ilgi ile izlenen belgesel, Türkiye National Geographic TV kanalında Aralık ayı boyunca gösterildi. Belgesel 2008 yılında izleyici tarafından en beğenilen yapım olarak seçildiğinden 9 Şubat 2009 günü saat 19.00'da tekrar yayınlanacak.

Kurum Profili İnşası Eşgüdüm Toplantısı Yapıldı
Kocaeli Üniversite'sinde kurum profili inşasına önemli destek sağlayacak kurul ve komiteler arasında eşgüdümü sağlamak ve bunları yönlendirmek amacıyla dün ( 20.01.2009) Kurum Profili İnşası Eşgüdüm Toplantısı Yapıldı.

Prof. Dr. Baki Komsuoğlu Kültür ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen toplantıya Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ayşe Sevim Gökalp, Prof. Dr. Hasret Çomak, Prof. Dr. Arif Demir, Rektör Danışmanları Prof. Dr. Yusuf Çağlar, Prof. Dr. Mithat Fırat Özer Dekanlar, Müdürler, İç Denetim Uzmanları ile komisyon, kurul ve komite üyeleri katıldı.

Avrupa Üniversiteler Birliği (AÜB) üyesi olan Kocaeli Üniversitesi'nde; gerek ulusal düzeyde gerekse Avrupa ile bütünleşme sürecinde ortaya çıkan ulusal ve uluslararası düzenlemeler çerçevesinde kurum profilinin oluşturulması ve inşası sürecine bağlı olarak Bologna Eşgüdüm Komitesi, Üniversite Etik Komisyonu, İç Denetim Eylem Planı Hazırlık Komitesi, Akademik Değerlendirme ve Kalite Geliştirme Kurulu (ADEG), Faaliyet Raporları Çalışma Grubu, Teknoloji Transfer Merkezi Oluşturma Komisyonu ve Stratejik Planlama Kurulu oluşturularak bu kurul ve komisyonların etkin ve verimli çalışması için irade ortaya koyulmuştur.

Komite, komisyon ve kurulların çalışmalarının etkinliği ve verimliliği konusunda tavsiyelerde bulunan Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu bu kurumların hızlı ve verimli çalışmaları halinde Kocaeli Üniversitesi'nin AÜB üyesi üniversitelerden daha iyi düzeyde eğitim kalitesini sağlayabileceğini vurguladı. Kocaeli Üniversitesi tarafından bu kurumlara her türlü desteğin sağlanacağını, bu çalışmaların üniversiteye kurumsal düzeyde çok yararlı birikim oluşturabileceğini ifade eden Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, kurul ve komisyon üyelerinin istek ve önerilerini dinleyerek konuşmasına başarı dilekleriyle son verdi.

Kocaeli Üniversitesi TÜBİTAK İşbirliği Protokolü
Kocaeli Üniversitesi Rektörlük binasında gerçekleştirilen toplantıya Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Demirci, Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ümit Biçer, Prof. Dr. Faruk Erden, Prof. Dr. Dilek Ural, Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hakan Savlı, TÜBİTAK MAM Başkanı M. Önder Yetiş ve TÜBİTAK heyeti katıldı. Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu toplantıda gerçekleştirdiği konuşmasında yapılan bu protokolün araştırma yönünden önemli olmasının yanı sıra öğretim üyelerinin aktif yetiştirilmesi açısından da önemli olduğunu vurgulayarak, " TÜBİTAK ile bir bilimsel program düzenledik ve bunu da protokolle bağladık. Bu protokol gerek bizim, gerekse TÜBİTAK MAM'ın kurullarından geçtikten sonra Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK) tarafından da onaylandı" dedi. Ayrıca bu protokolü başka alanlarda da geliştirmek istediklerini söyleyen Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, bu projede emeği geçenlere de teşekkür etti.

Yapılan protokolün öğretim üyesi yetiştirmek adına önemli bir adım olduğunu belirten TÜBİTAK MAM Başkanı M. Önder Yetiş, " 2007 yılı sonlarında Kocaeli Üniversitesi ile bir çerçeve protokolü yapmıştık. Umut ediyoruz ki TÜBİTAK MAM ve Kocaeli Üniversitesi genetik dalı laboratuvarları işbirliğini hızlandırır ve daha iyi işler yaparız" dedi.

Protokol imza töreninin ardından Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, TÜBİTAK MAM Başkanı M. Önder Yetiş'e teşekkür belgesi verdi ve TÜBİTAK MAM heyetine Umuttepe Yerleşkesi'ni gezdirerek bilgi verdi. TÜBİTAK MAM Başkanı M. Önder Yetiş ise Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu'na plaket verdi.

Kocaeli Üniversitesi ile TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi arasında dün (21.01.2009) Tıbbi Genetik ve Moleküler Biyoloji alanında yüksek lisans ve doktora dallarında iş birliği protokolü imzalandı.
Prof. Dr. Baki Komsuoğlu Hocamızı Andık
Kocaeli Üniversitesi önceki Rektörü, kıymetli hocamız Prof. Dr. Baki Komsuoğlu, aramızdan ayrılışının 1. yılında saygıyla, minnetle ve rahmetle anıldı.

Mimarı olduğu Umuttepe Yerleşkesi'nde bulunan ve Kocaeli Üniversitesi Senatosu tarafından kendi adı verilen Prof. Dr. Baki Komsuoğlu Kültür ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen anma törenine, Vali Vekili Celaleddin Özdal, K.K.EDOK Muh.Hiz.Des.Eğit.ve Garnizon Komutanı Korgeneral Galip Mendi, Donanma Komutanlığı Kurmay Başkan Tümamiral Bülent Bostanoğlu, Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili İlyas Şeker, Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Fatih Özdemir, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ayşe Sevim Gökalp, Prof. Dr. Hasret Çomak, Prof. Dr. Arif Demir, EDOK Muh.Hiz.Des.Eğt.K.lığı Kurmay Başkanı Kurmay Albay Erol Üsküplüoğlu, siyasiler, bürokratlar, senatörler, Kocaeli Üniversitesi mensupları, öğrenciler ve Kocaeli halkı katıldı.

Tören öğrencilerin rölyefe çiçek koyması ile başladı. Daha sonra salona geçildi. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı'nın ardından İletişim Fakültesi tarafından hazırlanan "Prof. Dr. Baki Komsuoğlu" belgeseli gösterime sunuldu. Belgeselde Hocamızın akademik, idari ve aile hayatından kesitler, en yakınında bulunan çalışma arkadaşları ve dostlarının gözüyle anlatıldı. Belgesel gösteriminin ardından Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Dilek Ural, Prof. Dr. Baki Komsuoğlu'nun bilimsel yaşamından kesitler sunarak, O' nun idareciliği ile birlikte sürdürdüğü hekimliğini, bilime ve insanlığa verdiği önemi konuklarla paylaştı.

Prof. Dr. Baki Komsuoğlu ile gençlik dönemlerinden, okul sıralarından bu güne kadar beraber olan arkadaşı Kocaeli Üniversitesi Rektör Danışmanı Prof. Dr. Yusuf Çağlar ise, Hocamızın kararlı ve azimli kişiliğinin sonucu olan bu görkemli üniversitenin, depremle gelen yıkımdan bu günlere gelebilmesi için Prof. Dr. Baki Komsuoğlu Hocamızın insan üstü çabalarını anlattı.

Anma Töreni'nin ardından Prof. Dr. Baki Komsuoğlu Hocamızın, özel yaşamını içeren fotoğraf sergisi ile kendi eserlerinin bulunduğu sergi gezildi.

Çağlar
Ural
Yeni Doğanı Canlandırma Programı (NRP kursu)
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Neonatoloji Bilim Dalı ile Sağlık Bakanlığı AÇ-SAP Müdürlüğü tarafından düzenlenen ve üç gün sürecek olan Neonatal Resussitasyon Programı (NRP-Yeni Doğan Canlandırma Programı) bugün (28.01.2009) Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Beceri Laboratuarı'nda başladı.

Kocaeli ilinde altıncısı düzenlenen ve son üçü Kocaeli Üniversitesi'nde gerçekleştirilen kursların amacının, ülkelerin gelişmişlik kriterlerinin bebek ölümleri oranıyla da ölçüldüğü günümüzde, bebek ölümlerinin önüne geçmek olarak belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı ve Kocaeli Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof Dr. Ayşe Sevim GÖKALP, "Yenidoğan ölümlerinin yarıya yakını, hayatın ilk gününde gerçekleşiyor. Bu kurs ile canlandırılması gereken bebeğe hangi aşamada ne yapılıyor bunu öğreneceksiniz" dedi. İlerleyen dönemde ülkemizde doğum yaptırılan her merkezde yalnız sertifikalandırılmış Çocuk, Anestezi ve Doğum hekimlerinin, ebe ve hemşirelerin çalıştırılacağını da söyleyen Prof Dr. GÖKALP, "Bu kursun sizlere çok yararlı olacağına inanıyorum. Bu kurslar sayesinde yenidoğan bebek ölümlerinin, yenidoğan yoğun bakımlarında yatan hasta sayılarının ve toplumdaki nörolojik sekeli bebeklerin sayılarının azalacağını vurguluyorum dedi."

Sağlık Bakanlığı Eğitmeni ve Kurs Sorumlusu Dr. Ufuk Kalender, dünyada her yıl 4 milyon bebeğin öldüğünü ve bu ölümlerin yüzde 98'inin gelişmekte olan ülkelerde olduğunu belirtti. Ülkemizde her yıl 38 bin bebeğin yaşamının ilk bir ayında öldüğünü bunun için doğum evresinde bulunan tüm sağlık çalışanlarının bu kursa katılmasının bir gereklilik olduğunu belirten Dr. Ufuk Kalender, NRP'nin ülkemizde 1998 yılında İzmir ve Van olmak üzere iki ilde başladığını, şimdi ise 250'nin üzerinde eğitimci ve 70'in üzerinde kurs sorumlusu ile bütün illerde NRP'nin uygulandığını söyledi. Açılış konuşmalarının ardından kurs programına geçildi. Kurs programında eğitici olarak Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Neonatoloji Bilim Dalı'nın öğretim üyeleri Prof. Dr. Ayşe Sevim GÖKALP, Prof. Dr. A. Engin ARISOY, Doç. Dr. Gülcan TÜRKER ve Yrd. Doç. Dr. Ayla GÜNLEMEZ yer almakta olup Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Anestezi ve Reanimasyon, Çocuk Cerrahisi alanlarında katılan 25 hekim ve hemşire kursiyer hem teorik hem de maketler ile uygulamalı eğitim alacaklar. Kursun bitiminde 30.01.2009 saat 13:30'da da Sertifika töreni yapılacaktır.

Kalender
Gökalp
Kan Bağışçıları Ormanı'nda 1000 Ağaç Oldu....
Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Kan Bankası sorumlusu Doç. Dr. Birsen Mutlu tarafından planlanan ve Türkiye'de bir ilk olan bu uygulama, üniversite öğrencileri ve Kocaeli halkından yoğun ilgi topladı. Şu anda 1000 adet çam fidanın dikimi yapıldı ve bağışçılara teşekkür belgesi verildi. İlerde büyüyen çam fidanlarını Kan Bağışçıları Ormanı'nda ziyaret etme imkanının olacağını belirten Doç. Dr. Birsen Mutlu, hem dikili bir ağacı olsun hem de bir hayat kurtarmak isteyen gönüllü kan bağışçılarına ve Kocaeli Üniversitesi öğrencileri ile kampanyaya destek veren Kocaeli Üniversitesi yönetimine sonsuz teşekkürlerini sundu.

Adapazarı, Bilecik, Yalova ve Gebze'ye kadar yaygın bir bölgeye hizmet veren Kan Bankasının, Araştırma Hastanesi'nde acil servisin yanında, 15 personel ile 24 saat hizmet verdiğini ve tüm teknolojik alt yapıya sahip olduklarını belirten birim sorumlusu Doç. Dr. Birsen Mutlu Kocaeli Üniversitesi Kan Bankası'nın yıllık 25 bin ünite kan ve kan ürünü işlem hacmi ile Türkiye'nin büyük ölçekli 10 üniversite kan bankasından biri olduğunu söyledi.Geçen yıllarda yıllık gönüllü kan bağışı ortalamasının 1000 adet civarında olduğunu, 2008 yılında bu rakamın 3500 adete çıktığını ve 2009 yılında da Kocaeli Üniversitesi Bahar Şenlikleri'nde sürpriz ödüllerle yine geniş kapsamlı kampanyalar düzenleyeceklerini ifade eden Doç. Dr. Birsen Mutlu, "18 yaşını bitirmiş ve kendini sağlıklı hisseden herkes kan bağışında bulunabilir. Kan vermeye sıhhi bir engeliniz yoksa kan verin. Acil kan duyurularında bulunan kimselere yardımcı olun. Yarınlara umut olun. Can verin. Hayat verin! Bir yaşamın umudu olun. Kim bilir günün birinde sizin de ihtiyacınız olabilir. Kan verme işlemi ve ikram ortalama 30-35 dakikanızı alacaktır; ne dersiniz bir hayat kurtarmak için bu süreyi gözden çıkarmaya değmez mi ?" dedi.

Kan Vermenin Faydaları
Doç Dr. Birsen Mutlu, kan vermenin insan sağlığını kötü yönde etkilemediğini aksine bir çok faydası olduğunu belirterek, faydaları şöyle sıraladı:
- Kemik iliğinin yağlanmasını önleyerek, kan yapımı canlı tutulur.
- Verilen kanın yerine, vücutta genç hücreler dolaşıma katıldığı için, bağışçı daha dinç ve canlı olur.
- Kandaki yüksek yağ oranı düşer.
- Kan bağışı kalp krizi riskini yüzde 90 azaltır.
- Kan bağışlayan kişide baş ağrısı, stres, yüksek tansiyon, yorgunluk gibi rahatsızlıkların giderilmesinde çok büyük katkısı olur.
- Kan bağışçısı her kan verdiğinde; Kan Sayımı, Kan Grubu, AİDS, Hepatit B, Hepatit C, Sifiliz taramasından ücretsiz olarak yararlanmış olur.

Kan Bağışlarını Artıralım… Kan Aranıyor Anonslarını Durduralım!
Doç. Dr. Birsen Mutlu kan bağışı konusunda toplumsal duyarlılığımızın var olduğu fakat bunun yeterli olmadığını belirterek, "Herkesin düşünmesi gerek, hiç acil kana ihtiyacınız oldu mu? Siz ya da bir yakınınız.. Veya bir başkası... örneğin dünyaya gözlerini yeni açmış, henüz hiç bir şeyden habersiz bir bebek... Daha okula bile başlamamış, minik bir yavrucak… Nişanı yeni yapılmış ve düğün hazırlıkları içinde olan genç bir kız... Askerden yeni dönmüş, ailesine kavuşacak bir adam düşünün. Bir kaza oldu, ya da bir hastalığa yakalandı. Hasta yatağında bir damla kana acil ihtiyacı olan ve kısa bir süre içerisinde bulunamaz ise tüm umutları, yarınları bitecek olan birini, hayata, dostlarına hoşça kalın diyebilecek bir fırsatı bile olmayan birini düşünebiliyor musunuz? Sorumluluk sahibi, insana ve insanlığa karşı duyarlı olan yüzlerce kişi kan vermek isteyen gönüllüler arasında yer aldı. Kan verdi. Gün geldi kana ihtiyacı oldu Acil Kan Duyurusunda bulundu. Bir yaşama umut oldu! Sizi duyarlı olmaya davet ediyoruz!
Toplumumuzda bir damla acil kana ihtiyacı olan, yarına umutla bakmak ve gülmek belki de tekrar eskisi gibi mutlu olmak isteyen bir çok insan var. Acil kan ihtiyacı olan insanlara yardım etmek için lütfen bu mesajı önemseyin !" dedi.

Toplumun kan bağışı bilincinin artırılması ve kan bağışını özendirmek üzere Kocaeli Üniversitesi ve Araştırma Hastanesi işbirliği ile düzenlenen 'Kan Bağışı Kampanyası'nda gönüllü kan bağışı yapan her bağışçı adına Umuttepe Yerleşkesi alanı içinde ayrılan bölüme dikilen çam fidanı sayısı 1000'i buldu.