KOÜ'de Kulak Burun Boğaz Günleri
Kocaeli Üniversitesi ilkini geçen yıl düzenlediği "Kulak Burun Boğaz Günleri"nin bu yıl ikincisini düzenledi. 28-29 Eylül 2007 tarihlerini kapsayan günlerdeki ana konu "Fonksiyonel Endoskopik Sinüs Cerrahisi" olarak belirlendi. Farklı üniversitelerden öğretim üyelerinin katıldığı Kulak Burun Boğaz Günleri'nin ilk günü Derbent Uygulama Oteli'nde, ikinci günü ise Tıp Fakültesi'nde gerçekleştirildi.

"KBB en çalışkan ekiplerden biri"
KBB Anabilim Dalı Başkanı ve Sempozyum Başkanı Prof. Dr. Ahmet Almaç kısa bir açılış konuşmasından sonra sözü Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Demirci'ye bıraktı. Prof. Dr. Demirci böyle bir toplantıda yer almaktan ve destek vermekten dolayı mutlu olduğunu ifade ederek "KBB hastanemizdeki en çalışkan ekiplerden biri. Geçen yıl ilkini düzenledikleri Kulak Burun Boğaz Günleri'nin ikincisinde bu alanda yapılan çalışmaları takip etmek üzere farklı üniversitelerde görev yapan akademisyenlerin Kocaeli Üniversitesi çatısında birleşmesi bizler için oldukça önemli. Yararlı bir süreç olacağını düşünüyorum" dedi. Onursal başkanlığını Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu ile Prof. Dr. Ali Demirci'nin yaptığı toplantıya Hacettepe Üniversitesi'nden Prof. Dr. Metin Önerci, İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Asım Kaytaz, Prof. Dr. Kemal Değer ile Kocaeli Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ömer Aydın ve Prof. Dr. Gürkan Keskin konuşmacı olarak katıldı.

"Burası harika bir yer"
Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Önerci ilk konuşmacı olarak söz alırken "Burası harika bir yer, Kocaeli Üniversitesi büyük ilerleme kaydetti. Bizler artık burada bir aile gibiyiz, bu nedenle burada olmak benim için oldukça önemli" ifadelerine yer verdi. Prof. Dr. Önerci tıp fakültelerinin güncel sorunlarına da değindi ve Türkiye'ye yurtdışından doktor getirilmesi konusundaki kaygılarını dile getirdi. "Ülkemizde doktor sayısı bakımından sorun olduğunu düşünmüyorum, ayrıca yabancı doktorları bord sınavına sokmadan çalıştırmak yanlış bir şey. Burada ÖSS sınavından geçen ve sonra zorlu bir eğitim sürecine katılan, TUS sınavına giren ve 5 yıl daha ihtisas yapan hekimlerimiz varken dışardan gelen doktorların aldıkları eğitiminden nasıl emin olacağız?" diyen Prof. Dr. Önerci ülke olarak dünyada Kulak Burun Boğaz alanında başarılı bir çizgide yer aldığımızı söyledi. Nazal polipoza güncel yaklaşım ve cerrahisi, unsinat rezeksiyonu, middle meatal antrostomi ve ön etmoidektomi, Klasik ESC cerrahisi: Kadavra uygulamaları, ESC 'sinde komplikasyonlar ve komplikasyonlardan kaçınma yolları, Cerrahi video gösterimi, Koanal Polipler ve cerrahisi, Frontal sinüs cerrahisinde önemli landmarklar ve ulaşım yolları, Sfenoid sinüs cerrahisinde önemli landmarklar ve ulaşım yolları gibi konularda yapılan sunumların yapıldığı Kulak Burun Boğaz Günleri'nin ilk gününde Prof. Dr. Metin Önerci genel anlamda sürecin tarihsel gelişiminden bahsetti. Prof. Dr. Önerci sinüzitte tedavisinde balon tedavi yönteminin ilerki yıllarda uygulanabileceğini belirtti. Oldukça samimi bir ortamda ve interaktif bir şekilde süren toplantı 29 Eylül 2007, Cumartesi günü Tıp Fakültesi Konferans Salonu'nda yapılan "canlı ameliyatlar" sunumuyla sona erdi.

Demirci
Almaç
Önerci
Uluslararası İlişkiler Bölümü tanıtım toplantısı
Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü tanıtım toplantısı bugün (1 Ekim 2007)Kültür ve Kongre Merkezi'nde yapıldı. Rektör Yardımcısı ve Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasret Çomak tarafından verilen bilgilendirme sunusu öğrenciler tarafından dikkatle dinlendi. Üniversite ve bölüm hakkında bilgi veren Prof. Dr. Çomak sırasıyla öğretim üye ve elemanlarını, çalışma alanlarıyla birlikte, yeni gelen öğrencilere tanıttı.

"Yurtdışı bağlantılarına önem veriyoruz"
13 üniversiteye öğrenci gönderdiklerini belirten Prof. Dr. Çomak "Bu sayıyı bir yıl sonra 25'e çıkaracağız. Katıldığımız hemen her uluslararası toplantıda öğrenci ve öğretim üyesi değişimi konusundaki irademizi belirtiyoruz. İkili anlaşma içinde olduğumuz üniversite ise Talin Üniversitesi'dir. Avrupa Üniversiteler Birliği'ne ve Magna Charta'ya dahil olmamız bu alandaki kararlılığımızı gösteren önemli üyeliklerdir" dedi. Yurtdışı bağlantıların yanında öncülüğünü Kocaeli Üniversitesi'nin yaptığı "Yurtiçi öğrenci-öğretim elemanı değişimi programı"ndan da bahseden Prof. Dr. Çomak bu bağlamda 33 üniversite ile işbirliği yaptıklarını ifade etti.

"İstediğimiz sadece başarılı öğrenci"
Başarının veya öğrenmenin sadece derslerle mümkün olmadığını, sosyal, kültürel etkinliklere katılmanın bölüm öğrencisi için şart olduğunu belirten Prof. Dr. Çomak "İstediğimiz sadece başarılı öğrencidir, biz onlara daha iyi bir eğitim vermek için çabalıyoruz. Bunlardan birisi de ÇAP(çift anadal programı)'a verdiğimiz önemdir. Şu an 17 öğrencimiz ÇAP eğitimine kayıtlıdır ve bu sayıyı arttırmayı planlıyoruz" dedi. Farklı üniversitelerden bölüme yatay geçişle öğrenci kabul etmediklerini belirten Prof. Dr. Çomak yabancı dil konusuna da değindi ve Almanca'yı bu yıl İngilizce'nin yanında seçmelik ders olarak eklediklerini, ileriki yıllarda buna Fransızca, İspanyolca ve diğer dilleri de dahil etmeyi istediklerini söyledi. Yeni kayıtlı olan öğrencilerden masa çalışmalarına katılmalarını, sosyal olmalarını ve teknolojinin avantajlarından faydalanmalarını isteyen Prof. Dr. Çomak "Proje üreten, düşünen, ve ürettiğini uygulayabilen öğrenciler olun" dedi.

Ilısu Barajı kurtarma kazılarında KOÜ'den yeni keşifler
Dicle Nehri üzerine inşa edilecek olan Ilısu barajı, başta Hasankeyf olmak üzere, çok sayıda tarihi sit alanını sular altında bırakacak. Baraj dolum alanında bu yüzden yerli ve yabancı üniversitelerin arkeoloji bölümleri, kurtarma kazıları yapmaktadır.

Kurtarma kazılarından birisi Diyarbakır ili Bismil ilçesine bağlı Yukarı Salat beldesinde yer alıyor. Salat Tepe'deki kazılar Diyarbakır Müze müdürlüğü başkanlığında, Kocaeli Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü başkanı Prof. Dr. A. Tuba Ökse'nin bilimsel başkanlığında, Mustafa Kemal Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim görevlisi Ahmet Görmüş'ün katılımıyla yürütülmekte,kazı çalışmalarına her iki üniversiteden arkeoloji öğrencileri katılmaktadır.

MÖ 16-18. yüzyıllara ait anadolu'nun en eski tımar sistemi

Salat Tepe'de gün yüzüne çıkarılan yapıtlar görkemli bir ekonomik merkezin varlığına işaret ediyor. Salat Tepe'deki yapının, çeşitli Kuzey Mezopotamya arşivlerinden bilinen dimtu sisteminin bir parçası olduğuna işaret etmektedir. Bu sistem, Osmanlı döneminden bilinen tımar ve hassa çiftliklerinden oluşan tarım işletme sisteminin en eski örneği olan, krala yakın kişilere geçimlerini sağlamaları için hizmet karşılığı toprak tahsis sistemidir.

MÖ 17. yüzyıla uzanan, bilinmeyen bir depremin ilk kanıtları

Salat Tepe'deki bu yapının, ani bir yıkıma uğradığını, avluya devrilen duvarların yapının tümünde benzer biçimde olması göstermiştir. Duvar yıkıntılarının üzerine vakit geçirmeden yeniden yerleşilmiş olması da, bu yıkımdan sonra tepenin tekrar iskan edildiğini göstermiştir. Duvarların devrilmesine Arabistan plakasının Avrasya plakasının altına girerek oluşturduğu fay hattında meydana gelmiş olan bir deprem neden olduğu düşünülüyor. Salat Tepe'deki yapıdan alınan radyokarbon tarihleri, bu tarihi depremin MÖ 17. yüzyılda meydana geldiğini göstermektedir. Çağdaş depremler Zagros fayı üzerindeki kazılardan da bilinmektedir.
Bu konudaki araştırmalar, Kocaeli Üniversitesi Jeoloji Bölümünden Araş. Gör. Yasemin Esentürk ile birlikte sürdürülmektedir.

Salat tepe'den bir Kalkolitik Çağ yapısı
Salat Tepe'de saptanan devrilmiş Orta Tunç Çağı duvarları
Salat tepe'deki Orta Tunç Çağı yapılarının çevrelediği merkezi avlu
Çok Kültürlü Sahnede Gençlik
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) İngiliz Edebiyatı Kulübü'nün organizasyonuyla gerçekleşen ve Ulusal Ajans birimi tarafından finanse edilen Avrupa Birliği (AB) Komisyonu tarafından yürütülen "Gençlik Programı" kapsamında ülkemize gelen 32 yabancı öğrenci 15-23 Eylül 2007 tarihleri arasında çeşitli etkinliklerde bulundu.

KOÜ İngiliz Edebiyatı Kulübü'nün başarıyla gerçekleştirdiği organizasyon, 5 farklı ülkeden (Malta, Polonya, Litvanya, Norveç, Türkiye) toplam 32 genci bir araya getirdi. Farklı kültürlerden gençlerin bir araya geldiği organizasyonda, kültür, sanat, çevre, bilgi teknolojileri, yerel miras, kadın, çocuk gibi konularda fikir alış verişi yapıldı. Kültür paylaşımının amaçlandığı organizasyonda fikir değişimleri, sunumlar yapıldı, tiyatro, müzik, dans ve yeni sirki içeren (gruplar 5 ülkeden de katılımcıların karma olarak seçilmesiyle oluşturuldu) halka açık bir sokak gösterisi ve bir final gösterisi hazırlanarak sunuldu. 20 Eylül 2007 tarihinde Saraybahçe Belediyesi önü yürüyüş yolu üzerinde Sokak Gösterisi ve 21 Eylül 2007 tarihinde Sabancı Kültür Merkezi'nde Final Şov'u gerçekleştirildi.
Organizasyona KOÜ'nün yanında AB Komisyonu, Devlet Planlama Teşkilatı Ulusal Ajans, Saraybahçe Belediyesi ve Bekirpaşa Belediyesi sponsor ve destekçi oldu.

KOÜ'de sergi
Kocaeli Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dünya Mimarlık Haftası etkinlikleri kapsamında TMMOB Mimarlar Odası Kocaeli Şubesi'nin desteği ile "Kemal Türkler Anıt Mezar Ulusal Proje Yarışması "nda dereceye giren eserlerin sergilendiği bir organizasyona ev sahipliği yapıyor. Anıtpark Yerleşkesi Sergi Salonu'nda 1-8 Ekim tarihleri arasında ziyarete açık tutulacak serginin açılışı dün (1 Ekim 2007) gerçekleştirildi. Açılışa Kocaeli Baro Başkanı Ersayın Işık, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kamuran Öztekin, TMMOB Mimarlar Odası Kocaeli Şubesi Başkanı Nilgün Akcan, KSMMMO (Kocaeli Serbest Muhasebeci, Mali Müşavirler Odası) Başkanı Ender Şenol, öğretim üye ve elemanları ile çok sayıda öğrenci katıldı.

Kocaeli'ye mansiyon ödülü

Kemal Türker mezar proje yarışmasında birinciliği Meliha Sözeri, ikinciliği Nalan Yerlibacak, üçüncülüğü ise Nimet Aydın aldı. Yarışmanın Kocaeli için önemi mansiyon ödülünü Kocaeli'den Mimar Deniz Günzat Işık'ın alması oldu. Erciyes Üniversitesi'den mezun olan Işık böyle bir yarışmada yer aldığı için memnun olduğunu ifade etti. Işık "yarışmak zor bir şey ve bu yüzden bu yarışma da zordu. Projem bir aylık bir çalışmanın ürünü, böylesi bir sonuç ve belki daha iyisini bekliyordum ama yine de mutluyum" dedi. İzleyicilerle projesi hakkında bilgi veren Işık serginin İstanbul'dan sonra Kocaeli'de sergilenmesi ile daha fazla izleyici ile buluşmuş oluyor.

Prof. Dr. Öztekin ve Akcan'dan kutlama
Serginin ev sahipliğini üstlenen Prof. Dr. Öztekin hem gelen konuklarla hem de mansiyon ödülü sahibi Işık ile birebir ilgilendi. Mimarlar Odası Kocaeli Şubesi Başkanı Nilgün Akcan ile birlikte Işık'a çiçek veren Prof. Dr. Öztekin "Kocaeli Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi olarak daha çok yeniyiz ama bu alanda yapılan çalışmaları mümkün olduğu kadar izlemeye ve desteklemeye çalışıyoruz. Mimarlar Odası Kocaeli Şubesi ile ortaklaşa Dünya Mimarlık Haftası dolayısıyla gerçekleştirdiğimiz bu çalışmadan çok daha kapsamlı organizasyonlar içinde yer alacağız" dedi. Bir hafta boyunca Kocaeliler tarafında izlenebilecek sergi için Akcan "Kocaeli'den bir ismin bu yarışmada ödül alması bizler için oldukça önemli ve bu başarıyı Kocaeli ile paylaşmak istedik" dedi. Sergide ayrıca Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen fotoğraf yarışmasının "Sokaklar" konulu 2007 yılı fotoğraf yarışmasına katılan eserler de sergilendi.

KOÜ'de uyku laboratuvarı
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde uyku laboratuvarı 4 aydır hizmet veriyor. Uzun süren çalışmalar sonucunda açılan laboratuvar hastalarını memnun etmeye başladı. Daha çok obstrüktif uyku apnesi sorunu olan hastalara bakılan bölümde uyku esnasında horlayan ve nefes alma sorunu yaşayan hastalar çeşitli testlerden geçiriliyor. Göğüs Hastalıkları, Kulak Burun Boğaz ve Nöroloji Anabilim dallarının ortak çabası ile kurulan laboratuvara ilgi her geçen gün artıyor.

"Hasta iyi bir uyku alamıyor"
Hastalığın kabul edilebilmesi için kişinin uyku esnasında 1 saat içinde en az beş defa solunumunun durması gerekiyor. Bu oran bazı kişilerde saatte 30-60 gibi rakamlara ulaşabiliyor. Yaklaşık olarak on saniye gibi bir süre solunumu duran kişide sıklıkla horlama şikayeti baş gösteriyor. Ancak her horlama sorunu olan hastanın obstrüktif uyku apnesi olduğu varsayımı doğru bir varsayım olarak kabul görmüyor. Konu ile ilgili Yard. Doç. Dr. Haşim Boyacı "Hastanın uyku esnasında yaşadığı apne problemi nedeniyle uyku kalitesi düşüyor. Vücuduna yeterli oksijen gitmemesi ile hastada akciğer damarlarında daralma ve sonrasında nefes darlığı ile hipertansiyon oluşabiliyor. Ayrıca bu rahatsızlık diyabet rahatsızlıklarını da arttıran bir etkiye sahip. Yeterli uyku alamayan hasta uykusuzluk, konsantrasyoın bozukluğu, baş ağrısı ve buna benzer sorunlar yaşayarak gündelik yaşamda sorunlar yaşayabiliyor" diyerek konunun çerçevesini çizdi.

"Trafik kazalarında artışa neden oluyor"
Konunun önemine vurgu yapan Yard. Doç. Dr. Boyacı "Uyku kalitesi düşen hastalarda meydana gelen algı bozukluğu ve dikkatsizlik özellikle trafikte kazalara neden oluyor ve bu da üzücü sonuçları beraberinde getiriyor. Dolayısıyla bu sorunu yaşayan herkesin hastanelere gidip tedavi olması toplum için de gereklidir" dedi. Uyku sorunu konularında faaliyet gösteren derneklerin de uyarıları ile İçişleri Bakanlığı'nın harekete geçtiğini ve özellikle uzun yolda araç kullanan şöforlerin uyku testlerinden geçirilmesi için yasal düzenlemelerin yapıldığını belirten Yard. Doç. Dr. Boyacı bunun olumlu bir gelişme olduğunu kaydetti. Kırk yaş üstü erkekler, obezite sorunu olanlar, çenesi geride olanlar, dili veya bademcikleri büyük olanlar, burnu ile ilgili yamuklukları olanlar, ense kısmı kalın olan kişiler ve şişmanların risk altında olduğunu belirten Yard. Doç. Dr. Boyacı ayrıca alkolün ve sigaranın da hastalığa neden olabileceğini belirtti. Uyku sorunu yaşayarak çeşitli ilaçlara yönelen kişilerin de bu hastalığa yakalanma olasılıklarını arttırdıklarını ve ilaç kullanımında çok dikkatli olunması gerektiğini ifade eden Yard. Doç. Dr. Boyacı Türkiye'de bu sorunlarla uğraşan iki ayrı derneğin varlığından bahsetti. 1990'lı yıllardan sonra Türkiye'de uyku laboratuvarlarının kullanıldığını ve tedavi sonrasında kişilerin son derece memnun olarak ayrıldıklarını söyleyen Yard. Doç. Dr. Boyacı insanların bu konuda destek almaktan çekindiklerini belirtti.

KOÜ teknik açıdan en iyisi
Uzun süren çalışmalar sonucunda hazırlanan ve hizmete sunulan uyku laboratuvarı ile Türkiye'de yer alan diğer laboratuvarları kıyaslayan Yard. Doç. Dr. Boyacı "Kocaeli Üniversitesi teknik açıdan en iyi yerdir. Hastalarımızın kendilerini evlerinde hissetmeleri için elimizden geleni yapmaya çalıştık. Burada bulunan cihazların Türkiye'de başka bir hastanede olduğunu sanmıyorum. Şu an için 2 tane odamız var ama bu ay sonunda bu sayı dörde çıkacak. Diyebilirim ki Türkiye'de bu laboratuvarın bir benzeri yok" dedi. Horlama ve uykuda nefesin durmasının hastalık olduğunu yineleyen Yard. Doç. Dr. Boyacı sadece bir gecede hastalığın tespit edildiğini, bir gecede de tedavi derecesine karar verildiğini belirtti. Herhangi bir cerrahi müdahale gerekmeden yapılan tedavinin uygulandığı ünlü kişilerin toplumsal bilinci geliştirmek için konu hakkında bilgi verdiklerini ama bu sayının artması gerektiğini ifade eden Yard. Doç. Dr. Boyacı iş verimini azaltan ve kişinin günlük performansını olumsuz etkileyen bu hastalığı yaşayan herkesin konu hakkında bilgi almasını istedi.

Rektörlük'te Bayramlaşma
Bugün (11 Ekim 2007 Perşembe) 11.00-13.00 saatleri arasında Rektörlük'te bayramlaşma yapıldı. Bayramlaşmaya Rektör Yardımcıları, tüm fakülte dekanları, enstitü müdürleri ile çok sayıda akademik ve idari personel katıldı. Konuklarıyla tek tek ilgilenen Rektör Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu tüm Kocaeli Üniversitesi mensuplarının ve ailelerinin bayramını esenlikler dileyerek kutladı. Bayramlarda sevinç ve huzur dileklerinin hissedildiğini belirten Prof. Dr. Komsuoğlu "Ülkemizin birlik ve bütünlüğü, barış ve kardeşlik duyguları, refah ve aydınlık günler yaşayan Türkiye için dayanışmamızın sürekliliği, her zaman en önemli dileğimizdir" dedi.
KAYFOR Başladı
Türkiye'deki üniversitelerin kamu yönetimi bölümlerinin ortak platformu olan Kamu Yönetimi Forumu (KAYFOR) tarafından düzenlenen toplantılardan 5.'si, Kocaeli Üniversitesi'nin (KOÜ) ev sahipliğinde başladı.
Kocaeli Valiliği, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kocaeli Üniversitesi, Kocaeli İl Özel İdaresi ve Kocaeli Sanayi Odası'nın katkılarıyla düzenlenmekte olan 5. Kamu Yönetimi Forumu'nda paralel 3 salonda gerçekleştirilecek, 22 oturumda toplam 91 bildiri sunulacak ve forum 3 gün sürecektir.

Kamu yönetimi alanındaki akademisyenleri ve uygulamacıları bir araya getirmek, görüş alışverişinde bulunmak amacıyla düzenlenen forumun açılış töreninde konuşma yapan Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. H. Emre Bağce, "Kamu Yönetimi Forumu bu alandaki akademisyenleri ve uygulamacıları buluşturmaktadır. Forumda, akademisyenlerimiz ve kamu yöneticilerimiz hem bilgi alışverişinde bulunmakta hem de deneyimlerini ve çalışmalarını kamuoyu ile paylaşmaktadır. Forum böylece kamu yönetimi alanındaki eğitimciler, araştırmacılar ve uygulamacılar arasındaki dayanışmanın da artmasına çok önemli katkıda bulunmaktadır" dedi.

Toplantıda kamu yönetiminin yeniden düzenlenmesini tartışırken, kamu bilincinin yada kamu sorumluluğunun yerleşmesi gereğine vurgu yapan KOÜ İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdurrahman Fettahoğlu "Kamu yönetimi; Şeffaf olmalı, katılımcı olmalı, sınırlı kaynaklarla sınırsız gereksinimlerin karşılanması gereğinden hareketle ekonomik olmalı, etkin olmalı, insan haklarına saygılı olmalı, hukukun üstünlüğüne dayanmalı, planlı ve öngörülebilir olmalı, eşitlikçi olmalıdır" dedi.
Dünyanın yöneliminin refah toplumuna doğru olduğunu belirten, KOÜ Rektörü Sezer Ş. Komsuoğlu Türkiye'de kentleşme hızının yıllık yüzde 8 olduğunu, bu hızlı kentleşmenin sonucu olarak yönetimlerin nasıl olabileceği hususunda araştırmalar yapmanın gerekliliğine değindi.

Konuşmasında Kocaeli'nin kentsel sorunlarına değinen Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu yerinden yönetimin sorunlara daha ekonomik, daha hızlı ve kalıcı çözümler üretebileceğine değindi. Büyükşehir belediyesi olarak plan ve projelerinin büyük ölçüde hazır olduğunu söyledi. Kocaeli'nde son sayımlara göre 5 yüz nüfuslu belediyenin olduğuna da değindiler.

Toplantıda konuşan Kocaeli Valilisi Gökhan Sözer Türkiye'de yönetim bakımından kökleşmiş bin yıldan beri bu güne kadar kazandığımız değerlerimizin olduğuna değindi. Bu değerleri göz ardı etmeden, dikkate alarak yeni yönetimdeki reformları gerçekleştirebiliriz dedi. Müşterek hizmetlerin, mahalli ihtiyaçların yerel yönetimler tarafından verilmesini uygun bulduğunu ifade ettiler.

Sözer
Karaosmanoğlu
Komsuoğlu
Fettahoğlu
Bağce
KAYFOR günlüğü
Kamu yönetimi reformundan beklentiniz nelerdir ?
Prof. Dr. Musa Eken:

Kamu yönetimi reformu Türkiye'nin dünya ile bütünleşmesi ve demokratikleşme süreci açısından oldukça önemli, özellikle merkeziyetçi bürokratik yönetim yapısı yerine toplumu ön plana alan, onunla barışık bir yönetim beklentisi içindeyiz.

Kamu Yönetimi disiplininin geleceğini nasıl görüyorsunuz ?

Prof. Dr. Musa Eken:

Kamu yönetimi çalışma alanının son zamanlarda bir kriz içinde olduğunu biliyoruz. Geleneksel yönetim anlayışındaki zayıflığa paralel olarak, kamu yönetiminin işletme yönetimi için kullanılmasıyla birlikte disiplinin çalışma alanında boşluklar doğdu. Ancak yeni kamu yönetimi anlayışı disiplinin nefes almasını ve kendisine yeni bir hedef çizmesini sağladı. Buradan hareketle kamu yönetimi disiplininin geleceğinde işletme tekniklerinin kamu yönetimine uygulanmasında önemli bir paya sahip olacağını söyleyebiliriz.

Güncel gelişmeler ışığında kamu yönetiminin geleceğini nasıl görüyorsunuz ?
Prof. Dr. Musa Eken:

Güncel gelişmeler kamu yönetiminin küçüldüğünü, toplumun ihtiyaç duyduğu bazı temel gereksinimlerini üretir hale geldiğini göstermektedir.

Kamu küçülüyor mu? Kamu Yönetimi Bölümleri'nin işlevlerinde yeniden bir yapılaşmaya gidiliyor mu ?
Prof. Dr. Musa Eken:

Kamu giderek küçülüyor. Ama küçülen kamunun etki alanı değil, yürütmüş olduğu bazı görevlerde azalma oluyor. Kamunun özel nitelikli mal ve hizmetlerin üretiminden çekilmesini örnek verebiliriz. Buna rağmen devletin düzenlediği, denetlediği ve nüfuz ettiği alan genişlemektedir.

"Devlet küçülsün" şeklindeki yaklaşımların ağırlık kazandığı bir dönemde Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümlerindeki öğrencilerin geleceğini nasıl görüyorsunuz ?
Prof. Dr. Musa Eken:

Devletin düzenlediği, denetlediği ve nüfuz ettiği alanların genişlemesi durumundan hareketle Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü öğrencilerinin özel nitelikli mal ve hizmet üretimi alanlarında değil de, kamu kesimini düzenleyen, denetleyen ve hakem rolü oynayan alanlarda meslek edinebileceklerini öngörebiliriz.

Kamu yönetimi bölümleri arasındaki işbirliğini nasıl değerlendiriyorsunuz ?
Prof. Dr. Musa Eken:

KAYFOR toplantıları kamu yönetimi bölümleri arasındaki işbirliğini sağlamada önemli rol oynamıştır. öğretim elemanları bu toplantılar sayesinde birbirlerini anlama ve tanıma fırsatı bulmuşlardır.

Kamu yönetimi bölümlerinin kamu kurumlarıyla olan ilişkilerini yeterli buluyor musunuz ?
Prof. Dr. Musa Eken:

Kamu kuruluşları artmaktadır. Bu konuda belediyelerle ilişkiler daha sık kurulabilmekte diğer kamu kurumları ile de bu ilişkiler kurulabiliyor. Toplantılara destek vermeleri, öğrencilere tanıtıcı toplantılar düzenlemeleri ve staj imkanı vermelerini örnek olarak gösterebiliriz.

Depremle ilgili kamu kurum ve üniversitelerin çalışmalarını yeterli buluyor musunuz ?
Prof. Dr. Musa Eken:

Türkiye'de kamu kurumları ve üniversitelerin depremin ne olduğu hususunda bile hem fikir olduklarını söylemek bile zor. Marmara depreminin akabinde başlayan tartışmalar, çalışmalar ve görüşmelerden günümüze kadar gelenleri göz önüne aldığımızda, henüz bir deprem stratejinin ortaya çıkmadığını ve bütüncül bir çalışma sistemi olmadığını anlarız.

Su sorunu denildiği zaman ne anlıyorsunuz ?
Prof. Dr. Musa Eken:

Su sorunu Türkiye'de su dağıtımı sorunu olarak algılanmaktadır. Oysa sorun su kaynaklarının korunmasındadır. Su havzalarının etrafındaki yapıların engellenmesi ağaçlandırılması ve su kaynaklarının paylaşılması yönetimi üzerinde durulmayan temel sorundur. Su kaynaklarını koruyup geliştirebilmek su zengini olmayan ülkemiz açısından önem taşımaktadır.

Kocaeli Üniversitesi Prof. Dr. Baki Komsuoğlu Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen 5. Kamu Yönetimi Forumu katılımcılarından Sakarya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Musa Eken kamu yönetimi alanında günümüze kadar gelmiş ve güncel olan sorunlarla ilgili sorularımızı yanıtladı.
KOÜ'den Teröre Lanet
KOÜ'lü binlerce öğrenci, öğretim üyeleri ve tüm KOÜ personeli ülkemizi yasa boğan hain terör saldırıları karşısında birlik, dayanışma ve mücadele kararlılığının bir ifadesi olarak Umuttepe Yerleşkesi'nde Prof. Dr. Baki Komsuoğlu Kültür ve Kongre Merkezi önünde toplandı.

21 Ekim'de Hakkari Yüksekova'da hain terör saldırısında 12 kahraman Türk evladının şehit edilmesi, 16 askerimizin yaralanması ve son günlerde PKK terör örgütünün hain saldırılarının artmasıyla birlikte yurdun dört bir yanında düzenlenen protestolara Kocaeli Üniversitesi de çok büyük katılımla destek verdi.

Terörün lanetlendiği törende KOÜ Rektörü Prof. Dr. Sezer Ş. Komsuoğlu öğrencilerle birlikte Atatürk Anıtına çelenk sundu. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, tüm şehitlerimizin ve Dağlıca'da şehit olan 12 Mehmetçiğin anısına saygı duruşunda bulunuldu. Hep bir ağızdan coşkuyla okunan İstiklal Marşı'nın ardından KOÜ Senatosu'nun bildirisi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Başkanı Doç. Dr. Emre Bağce tarafından okundu

Senato Bildirisi İçin:
http://bhi.kou.edu.tr/basinbildirisi.jpg
KOÜ Arkeoloji Bölümü tarihe ışık tutuyor
Osmaniye Yüzey Araştırması Yürütücüsü KOÜ Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü'nden
Yrd. Doç. Dr. Füsun Tülek başkanlığında disiplinler arası bir çalışma ile Jeofizik, Arkeoloji ve Mimarlık alanında uzmanlardan oluşan bir ekip Anadolu'da bilinen tek EMEVİ kale saray yapısını tespit etti.

Çukurova'nın doğu kesimini kapsayan ovalık arazide bölgenin Suriye ile bağlantısını sağlayan Amanos Dağları üstünde Arslanlı Bey kapılarına giden yol üstünde bulunan yapı, aynı zamanda Harran'da bulunan Emevi Ulu Cami'den sonra Anadolu'da bulunan en eski ikinci Emevi yapısıdır. Bugün yapının, duvar temelleri ve bir köşe kulesi, kuzeydoğu kulesi ayaktadır. Yapının içinde bulunan seramiklerin çoğunluğu yeşil sırlı ve boyalı İslam seramikleri özelliği göstermektedir.Az miktarda bulunan sırsız ve boyasız seramiklerle tespit edilen bazı yeşil sırlı seramikler Mshata, Minya, Kasr el-Heir gibi Emevi saraylarında çok iyi belgelenmiş erken İslam seramik örneklerindendir. Örenşehir kale-saray yapısı zengin buluntu vermiştir. Yapı ve buluntuları uluslar arası bir konferansta bilim dünyasına tanıtılmış ve olumlu değerlendirmeler almıştır.
Osmaniye Yüzey Araştırması ekibi yapının planını belirlemek amaçlı bir jeofizik çalışması yürütmüş, ekip ayrıca total station ve gps gibi coğrafik arazi ölçüm aletleri kullanarak yapının boyutunu belirlemiştir

Deprem Sempozyumu Başladı
Uluslararası Deprem Sempozyumu Kocaeli 2007'nin açılış töreni dün (22.10.2007) Grand Yükseliş Otel'de yapıldı.

Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) tarafından düzenlenen ve Kocaeli Valiliği, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nin de aralarında bulunduğu çok sayıda kurum ve kuruluşun desteklediği Uluslararası Deprem Sempozyumu Kocaeli'nin açılış töreni Grand Yükseliş Otel'de yapıldı. Kocaeli ilinde 3'ncüsü düzenlenen ve 3 gün sürecek olan sempozyumda 11 meslek gurubundan 650 bilim insanı depremle ilgili çalışmalarını ve araştırmalarını ortaya koyacak. Mimarlık, mühendislik, hukuk, tıp, yer bilimleri ve sosyal bilimler başlıkları altında toplam 121 konuyla ilgili 176 sözlü, 49 poster sunumu yapılacak. Ayrıca Almanya, Japonya, Pakistan ve Makedonya'dan katılan 5 bilim adamı da bilgi ve deneyimlerini paylaşacak.

Vali Yardımcısı Necmettin Kalkan konuşmasında, 1999 yılının hem bilim çevreleri hem de insanlar için bir milad olduğunu belirtti. Ülkemizin olası bir deprem karşısında hazırlıklı olmadığından söz eden Vali Yardımcısı Necmettin Kalkan özellikle yapı stoku sorunu ve toplumsal bilinçlenme konusunda sıkıntılar olduğunu belirtti. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı İlyas Şeker ise Belediyenin yaptığı çalışmalardan söz etti.
KOÜ Rektörü Prof. Dr. Sezer Ş. Komsuoğlu deprem konusunda bir çok disiplini bir arada işlemek gerektiğine vurgu yaparak "Aynı acıları yaşamamak için yer bilimlerinin çalışmalarının yanında, sosyoloji, hukuk. İktisat gibi farklı alanlarda da bilim insanlarının çalışması gerekiyor. Sosyolojik faktörlerin bilinmesi, yardımların nasıl yapılacağının belirlenmesi lazım. Depremde gümrüğe gidip, bir sürü işlemle uğraşıp aldığımız yardımlar arasında 5 kasa gözlük çerçevesi ve mayo vardı. Bu gibi durumlarla karşılaşmak üzücü oluyor. Depremin üzerinden 8 yıl geçti, ancak hala hasarlı olan binalar boyanıp öğrencilere kiraya veriliyor" dedi.
Doğal Afet Sigortalar Kurumu (DASK) Yönetim Kurulu Başkanı İdris Serdar depremin konutlar üzerinde meydana getireceği hasarları telafi etmek için 27 Aralık 1999'da yürürlüğe giren Zorunlu Deprem Sigortası kapsamında DASK'ın kurulduğunu hatırlattı. Ayrıca Serdar, "DASK kamu kaynağı kullanılmadan oluşturulan bu sistemde kısa zamanda başarılı bir performans ortaya koymuş ve bu yönetim sistemi pek çok ülke tarafından örnek alınmaya başlanmıştır" dedi.
Sempozyumun açılış konuşmasında KOÜ Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mithat Fırat Özer, 17 Ağustos'un Kocaeli'ni depremin simgesi bir kent haline getirdiğini söyledi. Sempozyumun organize edilişi ve konuları ele alış biçimiyle dünyada tek olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mithat Fırat Özer, "Organizasyonumuzun en büyük farklılığı, depremi yaşayan tüm insanların nasıl etkilendiğini düşünmemiz, depremi ilgilendiren, depremle ilişki içinde bulunan tüm bilim adamlarının birlikte tartıştığı, birlikte fikir alışverişinde bulunduğu bir ortak rota oluşturmaktır" dedi.
Uluslararası Deprem Sempozyumu'nun çalışmaları başlamadan önce katkı sağlayan kurum ve kuruluşlara teşekkür plaketi verilmesinin ardından açılan sergi gezildi. Sponsor firmaların açtığı standlarda ürünler, çeşitli sistemler tanıtıldı.


Kalkan
Komsuoğlu
Şeker
Özer
Serdar
KOÜ Mekatronik Mühendisliği'nin Formula-G Başarısı
Kocaeli Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği Bölümü 3. Formula-G Güneş Enerjili Araba Yarışları'nda Başkent Kupası'nı kazandı.

Ankara Atatürk Kültür Merkezi'nde TÜBİTAK tarafından düzenlenen 3. Formula-G Güneş Enerjili Araba Yarışları'na Kocaeli Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği öğrencileri Türkmekatronik adı altında 3.kez katıldı. Üniversitemiz tarafından da 2007-46 Bilimsel Araştırma Projesi (BAP) ile desteklenen Gayret-3 adlı araç katıldığı yarı final yarışlarında 3.olarak Başkent Kupası'nı kazandı.
Yaşanan tüm aksiliklere ve teknik arızalara rağmen yarı finalde 3. olup Başkent Kupası'nı kazanan ekibimiz, yeterli desteği gördükleri takdirde seneye tek kupa ile yetinmeyeceklerini söyledi.

Umuttepe Yerleşkesi Sanatla Bütünleşiyor
Umuttepe Yerleşkesi'nin duvarları, Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü tarafından yapılan mozaik çalışmalarla estetik bir görünüme kavuşuyor.

KOÜ'nün Umuttepe Yerleşkesi'ne taşınmasının üzerinden 3 yıl geçti. Bu kısa sürede yerleşke yerleşim alanı, mimari, çevre düzenlemesi ve peyzaj olarak ülkemizin, hatta Avrupa'nın en iyi yerleşkesi olmaya aday gösteriliyor. Güzel Sanatlar Fakültesi'nden getirilen heykellerden sonra, estetik görüntüyü tamamlamak için yapılan mozaik çalışmalar ile birlikte yerleşke açık hava sergisine dönüşüyor. Mozaik çalışmaların koordinatörü ve uygulayıcısı KOÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. İsmet Çavuşoğlu, "mozaik çalışması şimdiye kadar 650 metrekare alana uygulandı, bittiğinde bin metrekare alana uygulanmış olacak. Koruyucu küpeşte uygulanmasıyla birlikte yüz yıllarca dayanabilir" dedi.

Halkla ilişkiler zirvesi Kartepe'de toplandı
Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi ile Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin ortaklaşa düzenlediği, 'Halkla İlişkiler Eğitimi Eğilimleri Arama Konferansı' Green Park Kartepe Otel'de başladı.
Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi ile Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin birlikte düzenlediği 'Halkla İlişkiler Eğitimi Eğilimleri Arama Konferansı' başladı. Green Park Kartepe Otel'de düzenlenen konferansın açılışında konuşan Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hülya Yengin, halkla ilişkiler eğitiminin tüm yönleriyle ele alınması gerektiğini dile getirerek verilecek eğitimin sadece ulusal değil uluslararası incelemelere konu olması gerekliliğini ifade etti. Yengin, 'İletişim çalışmalarında sürekli arayışlar mevcut. Bizim görevimiz bu arayışlara çözüm üretmektir' dedi. Günümüzde medya organizasyonlarının işletmeye dönüşmesi nedeniyle gazetecilere olan güvensizliğin arttığını hatırlatan Yengin, bunun sonucunda medyanın etkisinin azaldığını vurguladı. Yengin, 'Ulusal ve uluslararası gelişmeler halkla ilişkiler eğilimlerini ve eğitimlerini dinamik tutarak etkileyecektir' diye konuştu.

Yengin'in konuşmasının ardından konferansın gerçekleştirilmesine katkıda bulunan sponsorlara teşekkür belgeleri sunularak panele geçildi. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Korkmaz Alemdar'ın başkanlığını yaptığı panele konuşmacı olarak, Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özden Cankaya, Kanal B Genel Müdürü Nahit Duru, TÜPRAŞ Kurumsal İletişim Müdürü Seval Kızılcan, McDonalds Türkiye Halkla İlişkiler Müdürü Serap Gökçebay, Capitol Halkla İlişkiler Genel Koordinatörü Melih Şabanoğlu katıldı.

'Sosyal bilimlere ağırlık verilmeli'

Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Korkmaz Alemdar, iletişim fakültelerinin tarihi sürecini ele alarak, son zamanlarda her ilde iletişim fakültesi açılmasını esprili bir dille eleştirdi. Türkiye'de haberler ne kadar kötü olursa olsun, haber akışının gözardı edilemeyecek bir konu olduğunu vurgulayan Alemdar, sözü Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özden Cankaya'ya verdi. Prof. Dr. İrfan Erdoğan'ın Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin 40 yıl 40 kitap serisinden yayınlanan 'Halkla İlişkiler' isimli kitabını kaynak olarak gösteren Cankaya, 'Halkla ilişkiler eğitimi, iletişim eğitiminin önemli bir bölümünü oluşturuyor' dedi. Türkiye'de şu anda 30 iletişim fakültesi bulunduğunu ve fakültelerde sosyal bilimlere daha fazla ağırlık verilmesi gerektiğini söyleyen Cankaya, 'Temel sosyal bilimlerde iyi bir formasyon almayan öğrenci, çalışma hayatında doğru yönelimler yapacak kadar yeterli bir eğitim almamış olur' ifadesini kullandı. Fakültelerdeki halkla ilişkiler bölümlerinde verilen bilim ve mesleki derslerin oranları hakkında bilgiler veren Cankaya, halkla ilişkiler mesleğini yapan kişilerin ülkeyi ve dünyayı ileri götürecek parıltıda eğitim aldıklarını düşündüğünü belirtti.

Cankaya'dan sonra konuşan Kanal B Genel Müdürü Nahit Duru ise son günlerde gündemde sıkça yer bulan konulara değinerek, 'Medya-ticaret-siyaset üçlüsü son yıllarda birbirleriyle iç içe geçti ve artık medya organları medya sahiplerinin çıkarlarına hizmet etmeye başladı' dedi. Duru'dan sonra sözü alan TÜPRAŞ Kurumsal İletişim Müdürü Seval Kızılcan da öğrencilikten bu yana ilk öğrenilmesi gereken şeyin kişisel refleksleri geliştirmek olduğunu söyledi. Kızılcan, 'İletişim çok büyük donanıma sahip olmayı gerektirir. Zeki olabilirsiniz ama ancak üzerine bilgi faktörünü eklediğiniz zaman akıllı konumuna ulaşabilirsiniz' dedi.

McDonald's Türkiye Halkla İlişkiler Müdürü Serap Gökçebay, 'Halkla ilişkiler eğitimi almadım, alaylıyım. Okul eğitimi çok önemli fakat uygulamada her zaman öğrenilecekler var' dedi. Kendi gözlem ve deneyimleriyle 21 yıldır profesyonel iş yaşamına bir gazetede halkla ilişkiler departmanında başladığını hatırlatan Gökçebay, farklı sektörlerde çalıştığını ve bunun kendisine çok farklı tecrübeler kazandırdığını belirtti. Gündemi çok iyi takip etmenin gerekliliğini vurgulayan Gökçebay, İngilizce'nin çok önemli olduğunu ama ondan önce Türkçe'yi çok iyi konuşma ve yazma yetisinin kazanılmasının önemine dikkat çekti.

Capitol Halkla İlişkiler Genel Koordinatörü Melih Şabanoğlu, slayt gösterisiyle yaptığı sunumunda, özel sektörde kazandığı deneyimleri dinleyicilerle paylaştı. İletişimcinin aynı zamanda bir yönetici olduğunu düşündüğünü söyleyen Şabanoğlu, 'Günümüzde ne yazık ki bu düşüncem sektörde yer bulmuyor. İletişim fakülteleri yönetici yetiştirmede yeterli değil' dedi.

Konferans, sunulacak bildirilerin ardından bu gün yapılacak küme çalışmalarıyla sona erecek.

Sanayici Ar-Ge' ye Kavuşuyor
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ), Kocaeli Sanayi Odası (KSO) ve Teknopark arasında oluşturulan "Ar-Ge Proje Pazarı" projesi TÜBİTAK tarafından kabul edildi.

Üniversite-Sanayi işbirliği çalışmalarının somut bir ürünü olarak oluşturulmuş olan "Ar-Ge Proje Pazarı" projesi TÜBİTAK tarafından kabul edildi ve ilgili sözleşme Kocaeli Üniversitesi tarafından imzalandı.

21-22 Ocak 2008 tarihinde gerçekleştirilecek olan Ar-Ge Proje Pazarı ile ilgili ilk toplantı KOÜ'de gerçekleştirildi. KOÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Arif Demir başkanlığında yapılan toplantıya KSO adına Yönetim Kurulu üyeleri Şerif Ünan, Ömer Taşçı katıldı.

KOÜ, KSO, Teknopark, ODTÜ ve TÜBİTAK ortaklığında gerçekleştirilecek projede, Kalibre Boru ve Kent Gıda Ana Sponsorlar olarak projeye destek verecekler.
Üniversite, araştırma kurumları, sanayi kuruluşları ve belediye temsilcilerinin bir araya gelmesi ve tarafların aktif katılımıyla, somut Ar-Ge proje önerilerini birbirlerine tanıtmalarının sağlanması ve aralarında etkileşimli işbirliği ortamının yaratılmasını amaçlayan proje, kent sanayicisinin rekabet edebilen, katma değeri yüksek olan ürünler üretmesine katkı sağlaması hedeflenmektedir.
Sanayicin hangi konularda Ar-Ge ihtiyacı olduğu anket sonucunda belirlenerek, çevre teknolojileri, bilişim, tıp, plastik, lazer teknolojileri ve Otomotiv alanlarında Ar-Ge projeleri sunulacak.

Batı Karadeniz Üniversiteleri toplantısı
Batı Karadeniz Üniversiteleri Ortak Senato toplantısı bugün (26 Ekim 2007), Sakarya Üniversitesi ev sahipliğinde üniversitelerin tanıtım filmlerinin izlenmesiyle başladı. Kocaeli, Sakarya, Abant İzzet Baysal ve Zonguldak Karaelmas Üniversite Rektörlerinin katıldığı toplantıda Türkiye'nin içinde bulunduğu durum gündemi etkiledi.

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. H. Atilla Kılıç konuşmasında "Dayanışma ve işbirliği zamanıdır. Ülkeler terör karşısında soğukkanlı ancak kararlı olmalıdır." diyerek bu noktada bilim ve aklın önemine değindi. Prof. Dr. Kılıç aynı zamanda dayanışmanın her alana yayılmasının önemli olduğunu belirtti.

"Zor günler bilime verilen önemle aşılır"
Daha sonra söz alan Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu "Zor günler geçiriyoruz. Böyle günlerde üniversitelerin bir arada olması önemlidir. Zor günler bilime verilen önemle aşılır. Ortak güç olarak ortaya çıkmakta kararlı olacağız. Ülkenin aydınlık günlerinden ödün vermeyeceğiz" dedi. Kocaeli Üniversitesi'nin durumundan kısaca bahseden Prof. Dr. Komsuoğlu gerek coğrafi bakımdan gerekse fiziki bakımdan üniversitenin bulunduğu olumlu noktayı vurguladı. Batı Karadeniz Üniversiteler Birliği'nin çalışmaları, Marmara bölgesinde gelişen sanayi-üniversite işbirliği ile Ar-Ge çalışmalarının önemini belirten Prof. Dr. Komsuoğlu tüm bu ortak çabalarla birlikte Marmara bölgesinin silikon vadisine gelmesinin zor olmadığını belirtti.

Ortak çalışmalar çok önemli
Batı Karadeniz Üniversitelerinin diğer Rektörleri gibi Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bektaş Açıkgöz de birliktelik ve dayanışma mesajı verdi. Prof. Dr. Açıkgöz "Ordumuzun ve şehit ailelerimizin yanındayız"dedi.

"Yolumuz Atatürk'ün yoludur"

Batı Karadeniz Üniversitelerinde Türkiye genel öğrenci nüfusunun %10'unun bulunduğunu belirten Prof. Dr. Açıkgöz önceliğin öğrenciler olduğunu ifade etti. Yapılan tüm çalışmaların öğrenci lehine olduğunu belirten Prof. Dr. Açıkgöz "Yolumuz Atatürk'ün yoludur" diyerek sözlerini tamamladı. Ev sahibi Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Durman da tüm katılımcılara teşekkür etti ve Batı Karadeniz Üniversite Senatoları bildirisini okudu.

Batı Karadeniz Üniversite Senatoları Bildirisi
Güzel Sanatlar Fakültesi'nde Nöbet Değişimi
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nuri Temizsoylu altı yıldır sürdürdüğü dekanlık görevini bu gün (30.10.2007) törenle Prof. Dr. M. Reşat Başar'a teslim etti.

Güzel Sanatlar Fakültesi'nde yapılan törende konuşan KOÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasret Çomak bunun bir nöbet değişimi olduğunu belirterek, Prof. Dr. Nuri Temizsoylu'ya teşekkür etti ve "Hocamızla yine birlikte olacağız, yeni Dekan'ımıza da başarılar diliyorum" dedi.

Görevi devralan Prof. Dr. M. Reşat Başar, "Altı yıldır birlikte çalıştığımız Nuri hocamdan görevi devraldım. Nuri hocamla çok yakındık, abi kardeş gibi çalıştık. Hocamın bıraktığı yerden devam edeceğimi umuyorum" dedi. Prof. Dr. Nuri Temizsoylu konuşmasında fakültenin, Rektörlüğün yardımlarıyla büyüdüğünü ve geliştiğini belirterek, "Altı yıl az bir zaman değil, fakülte büyüdü bölümlere ve hocalarına minnet duyuyorum, dekan yardımcılığı yapan arkadaşlara teşekkür ediyorum. Bundan böyle daha da iyi olacaktır." dedi.

Cumhuriyet Bayramı Kutlamaları
Türkiye Cumhuriyeti'nin 84. kuruluş yıldönümü dolayısıyla Kocaeli Üniversitesi'nde (KOÜ) 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlama etkinlikleri düzenlendi.
Umuttepe Yerleşkesi Prof. Dr. Baki Komsuoğlu Kültür ve Kongre Merkezi'nde 14.00 'de başlayan etkinlikte; Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Okt. Emin Çaycı "Atatürk ve Cumhuriyet" konulu söyleşiyi sundu. Söyleşiden sonra KOÜ Devlet Konservatuvarı orkestrası, Müdür Doç. Dr. Yılmaz Aydın şefliğinde Atatürk konseri sundu. Programın ardından Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanlığı'nın "Atatürk" konulu fotoğraf sergisi gezildi.
KOÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ayşe Sevim Gökalp, Prof. Dr. Hasret Çomak, Prof. Dr. Arif Demir, dekanlar ve öğretim üyelerinin katıldığı etkinliklere öğrencilerin katılımı yüksek oldu.

Çaycı
Cumhuriyet, Spor ve Medya
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) tarafından düzenlenen "Cumhuriyet, Spor ve Medya: Türkiye Gerçeği" konulu konferans dün (30.10.2007) saat 14.00'da Anıtpark Yerleşkesi'nde gerçekleştirildi.
KOÜ Anıtpark Yerleşkesi'nde gerçekleşen konferansta Yrd. Doç. Dr. Cem Çetin, medyanın yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü güç olduğunu belirtti. Televizyon kanallarının yalnız ürün bazında değil; ideoloji, kültür ve değerler bazında da pazarlama yaptığını, bu gücü elinde bulunduranların dünyayı yönettiğini söyledi. Yrd. Doç. Dr. Cem Çetin aynı zamanda çokluktan dolayı değerini yitiren anlamına gelen "müptezellik" kelimesini Türk medyası için kullanarak, "O kadar çok gazete ve kanal var ki medya artık değerini yitirmiştir. 250 milyonluk Amerika'da ulusal çapta yayın yapan dört kanal varken Türkiye'de bu sayının çok üstündedir. Ancak sorunları çözmede Avrupa medyasıyla karşılaştırdığımızda değerleri koruyamadığımız için çok yarar sağlamıyor" dedi.
Okt. Kazım Çelik, devletlerdeki cumhuriyet anlayışının sadece isim olarak aynı olduğunu, anlayış olarak her devlette farklılık gösterdiğine değindi. Cumhuriyetin burjuva, halk ve az gelişmiş cumhuriyetler olarak ayrıldığını belirten Okt. Kazım Çelik, "Atatürk cumhuriyetin içini boş bırakmayarak bunu çağdaşlık, laiklik, tam bağımsızlık gibi ilkelerle desteklemiştir" dedi. Ülkemizin bu zor döneminde Türk gençliği'nin uyanık olması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Spordaki boşluklara değinen Prof. Dr. Yavuz Taşkıran ise, "Spor; okul, aile ve kulüple desteklenerek yapılmalı, okullarda yapılmazsa kulüplerin yapacağı çok şey olamaz" dedi. Kulüplerde yabancıların çok olmasına dikkat çeken Prof. Dr. Yavuz Taşkıran, cumhuriyet adına birtakım endişelere sahip olduğunu belirtti. Sözlerini Kocaeli'de yapılması düşünülen projeleri anlatarak noktaladı.
Panel katılımcıların sorularının cevaplandırılmasıyla ve cumhuriyetle ilgili temennilerle son buldu.

halkla ilişkiler ve tanıtım
grafik/tasarım
fotoğraf
bilgi edinme birimi
İletişim
HABER ARŞİVİ - Aralık 2007
SON HABER
HABER ARŞİVİ
basından seçmeler
haber merkezi
Kocaeli Üniversitesi
Basın ve Halkla İlişkiler
SON HABER
HABER ARŞİVİ
basından seçmeler
Kocaeli Üniversitesi