halkla ilişkiler ve tanıtım
grafik/tasarım
fotoğraf
bilgi edinme birimi
İletişim
HABER ARŞİVİ - Aralık 2007
SON HABER
HABER ARŞİVİ
basından seçmeler
haber merkezi
Kocaeli Üniversitesi
Basın ve Halkla İlişkiler
SON HABER
HABER ARŞİVİ
basından seçmeler
Kocaeli Üniversitesi
KOÜ MS Hasta Okulu
KOÜ Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı, sosyal sorumluluk kapsamında Multipl Skleroz (MS) hastalarına, hasta yakınlarına Hasta Okulu;hastalığa bakış ve karşılıklı bilgi alışverişi konulu konferans düzenledi.
MS hastalarının ve hasta yakınlarının yoğun ilgi gösterdiği, KOÜ Tıp Fakültesi Konferans Salonu'nda düzenlenen toplantıya KOÜ Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüsnü Efendi, Psikolog Ayhan Bingöl, Fotoğraf Sanatçısı Akgün Akova konuşmacı olarak katıldı. Kişiden kişiye farklılık gösteren MS beyin ve omuriliğin (merkezi sinir sisteminin) bir hastalığıdır ve vücudun bağışıklık sisteminin normal işleyişini bozar. Çoğunlukla 20-40 yaşlarında genç erişkinlerde görülen hastalığın kadınlarda erkeklere oranla iki kat fazla görüldüğünü belirten Prof. Dr. Hüsnü Efendi MS'i en çok sakatlık ve özürlülük bırakan hastalık olduğunu, Türkiye'de 30-40 bin, Dünyada 2,5-3 milyon MS hastasının olduğunu söyledi.
MR incelemesi tanıda önemli
Gelişmiş laboratuvar yöntemlerine rağmen tanıda klinik belirtilerin önemli olduğunu, sadece MS'e özgü semptomların laboratuvar testlerinin olmadığını, tanıya yardımcı olmak üzere beyin omurilik sıvısının (BOS) bazı özelliklerinin incelenebildiğini söyleyen Prof. Dr. Hüsnü Efendi, MS teşhisinde en duyarlı yöntemin yüzde 98 başarı ile MR incelemesi olduğunu ifade etti.
MS ölümcül değil
MS'i tedavi ile tamamen ortadan kaldıracak tedavi yönteminin olmadığını ama süreci etkileyecek ilaçların ve tedavilerin uygulandığını söyleyen Prof. Dr. Hüsnü Efendi, " MS'in cerrahi bir tedavisi yok, yani ameliyat gerektirmez. Hastalık aktivitelerini etkileyen, atak sayısını azaltan ilaçlar var. Daha iyi bir tedavi seçeneği çıkana kadar bu tedavilere devam edilmeli. MS ölümcül bir hastalık değil, günden güne ilerleyen tedavi araştırmaları MS hastalığının tedavisinde bizlere son derece ümit veriyor" dedi.

Yaşantımızı devam ettirmeliyiz
MS hastalarının ve hasta yakınlarının sorularını, sorunlarını dinleyerek cevaplandıran Psikolog Ayhan Bingöl, " Sosyal çevrenin hasta ve hasta yakını üzerindeki negatif etkisi, aile içerisindeki birlik, beraberlik ve dayanışmayla aşılabilir. MS tedavisinde, hastalığın seyrinde hastanın çevresinin çok büyük önemi var. Kendimizi sosyal yaşamdan izole etmeden hayatımızı devam ettirmeliyiz. MS tabiatı gereği uzun süreli bir hastalık, ben hastayım diyerek bütün dünyanın etrafımda dönmesi gerek dememeliyiz, sonuçta hepimizin bir sosyal statüsü var (koca, baba, eş, anne, evlat) bu yaşantıyı devam ettirmeliyiz" dedi. Toplantı, Şair-Yazar-Fotoğraf Sanatçısı Akgün Akova'nın yaşam sevinci konulu fotoğraflarının slayt eşliğinde sergilenmesinin ardından sona erdi.

KOÜ' de Arkeoloji Günleri
Arkeolojide uygulanan kazı ve araştırma yöntemlerinin konuşulduğu 2. Geleneksel Arkeoloji Günleri toplantısı yapıldı.
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü'nün düzenlediği "Kazı ve Araştırma Yöntemleri" konulu 2. Geleneksel Arkeoloji Günleri, KOÜ Fen-Edebiyat Fakültesi B-Blok Konferans Salonu'nda düzenlendi. Geniş katılımla gerçekleşen toplantıya öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Açılış konuşmasında Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yüksel Güney, "Arkeoloji Bölümü yeni olmasına rağmen gösterdiği performans çok iyi, siz öğrencilerimizi yetiştiren hocalarımıza teşekkür ediyorum. Hocalarımız ülkenin her yerinde çalışmalar yapıyor, yayın hazırlıyor, bu çalışmalar neticesinde bölümümüz daha da iyi bir duruma gelecek" dedi.
Programda, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yücel Şenyurt'un "Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Arkeolojik Araştırma Projesinin Çalışma Yöntemleri" sunumu, Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Handan Üstündağ'ın eski insan kalıntılarının araştırılması konulu "İnsan Biyoarkeolojisi" sunumu, Dr. İsmail Karamut'un "MARMARAY Projesi Arkeolojik Kazılarının Çalışma Yöntemleri" konulu sunumu, Hüseyin Köker'in "Nümismatik Araştırmaları ve Arkeolojide Sikke Verisi" konulu sunumu, Prof. Dr. Elif Tül Tulunay'ın "Antik Heykeltıraşlık Teknikleri" konulu sunumu, Çağlar Yalçıner'in "Arkeolojik Çalışmalarda Sığ Jeofizik (GPR ve LIDAR) Kullanımı ve Uygulamaları" konulu sunumu yapıldı.

Üstündağ
Şenyurt
Ortak Projenin İlk Sertifikaları Verildi
İşsizliğin azaltılmasında mevcut işsizlerin nitelik kazandırılarak veya nitelikleri geliştirilerek istihdama katılmalarını sağlamak için 13 kursiyerle başlayan eğitim sonunda 8 kursiyer sertifika almaya hak kazandı.
KOÜ Prof. Dr. Baki Komsuoğlu Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen sertifika törenine KOÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Arif Demir, Türkiye İş Kurumu Kocaeli İl Müdürü Ahmet Canımova, kurum yetkilileri ve kursiyerler katıldı. Türkiye İş Kurumu Kocaeli İl Müdürlüğü ile Kocaeli Üniversitesi Sürekli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi (KOÜSEM) tarafından 13 Temmuz 2007 tarihinde imzalanan İşgücü Eğitim Sözleşmesine istinaden düzenlenen 600 saatlik eğitim süresince kursiyerlere İş Sağlığı ve Güvenliği, Elektrik Kumanda Sistemleri, Sensör Sistemleri, temel ve ileri seviyede PLC ve temel seviyede Scada dersleri verildi.
Eğitim hizmetlerini Anıtpark Yerleşkesi Unibel binasında sürdüren KOÜ Sürekli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi İki bine yakın akademik personeli ve gelişmiş laboratuvarları ile Kocaeli bölgesindeki firmaların eğitim ve danışmanlık isteklerini yerine getiriyor.

Demir
Canımova
KOÜ'den Yangın Güvenliği Eğitimi
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) İzmit Meslek Yüksekokulu İtfaiyecilik ve Yangın Güvenliği (İMYO) Programı tarafından, Sürekli Eğitim Merkezi (SEM) ile ortaklaşa düzenlenen "İlk Müdahale Yangın Eğitimi" Aygaz A.Ş personeline verildi.
23-24 Kasım 2007 ve 30 Kasım-1 Aralık 2007 tarihlerinde iki grup halinde yapılan eğitim programının sonunda, birinci grup eğitiminde 15 personel, ikinci grup eğitiminde 17 personel, sertifikalarını KOÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Arif Demir ve İMYO Müdürü Doç. Dr. Levent Altıntaş'ın da katıldığı törende aldı. Teorik ve uygulamalı olarak iki bölümde düzenlenen eğitimlerin teorik programı Derbent Uygulama Oteli'nin Konferans Salonu'nda Yrd. Doç. Dr. Sedef Akkaplan Birinci ve Öğr. Gör. İnci Özdemir tarafından gerçekleştirildi. Aygaz personelinin konaklaması Derbent Uygulama Oteli'nde sağlandı. Eğitimin uygulama programı, İzmit MYO Yangın Eğitim Sahasında Öğr. Gör. M. Hanifi Ateş tarafından gerçekleştirildi.

Küresel İklim Krizi Kapıda
Tamir edilemez noktaya doğru
Bilim dünyasının çok net bir şekilde iklim değişikliğinin varlığı konusunda ortak kanıda olduğunu, durumun ne kadar vahim olduğu hakkındaki raporları okumaya vakit yetmeyeceğini söyleyen Prof. Dr. Ömer Madra " Dünya geri dönülmez noktaya doğru gidiyor. Belki de 10 yıl var tamir edilemez noktaya. İnsanlar da 'bize bir şey olmaz' diyerek aldırış etmiyor. Gröndland'ın buzulları eriyecek Güney Kutbu'nda buzların nitelik değiştirme ihtimali var. Ekosistemlerin çökmesi, Akdeniz iklimi gösteren yerlerde kuraklık, orman yangınları ihtimali var. Bir buçuk milyar insan su sıkıntısına düşecek, iklim mülteci olayları sonucunda savaş ihtimalleri var. Geçtiğimiz yıl tahıl ambarı olan Çin 5 bin yıllık tarihinde ilk kez kendisine yetemedi" dedi.
Önlemek için ne yapabiliriz?
Küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliğinin, çağdaş endüstri medeniyetinin bir sonucu olduğunu, Endüstri Devrimi'nden başlayarak bugüne kadar gelen enerji, sanayi, ulaşım, tarım , ticaret ve ısınmak için tüketilen fosil yakıtların (kömür, petrol ürünleri) bir sonucu olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Ömer Madra, " Fosil yakıtlardan açığa çıkan sera gazı salınımını en aza indirmemiz, hatta fosil yakıtları hiç kullanmamamız gerekir. Termik santrallerin kullanılmaması, nükleer çalışmalardan ve nükleer enerjiden uzaklaşılması gerekir. Bunların yerine yenilenebilir alternatif enerji kaynakları kullanılması gerek. Örneğin jeotermal enerji, güneş enerjisi, rüzgar panelleri kullanılabilir" dedi. Dünyanın üç buçuk milyar yıldan beri böyle bir tehlikeyle karşı karşıya kalmadığını söyleyen Prof. Dr. Ömer Madra ayrıca 8 Aralık 2007 tarihinde Ankara'da yapılacak olan küresel ısınmaya dikkat çekme yürüyüşüne herkesin katılması ve bu konuda daha duyarlı olunması gerektiğini söyledi. Konferans Prof. Dr. Ömer Madra'nın katılımcıların sorularını yanıtlamasıyla sona erdi.

10 yıldan fazla bir süredir küresel iklim değişikliği konusunda bilgilendirmeler, uyarmalar yapan ve farkındalık yaratma çabalarını sürdüren Prof. Dr. Ömer Madra, Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Tıp Fakültesi'nin düzenlediği dizi konferansların bugünkü konuğu oldu.
"Küresel İklim Krizi" konulu konferans bugün (04.12.2007) saat 12.30'da KOÜ Tıp Fakültesi Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi. Yıllardır küresel ısınmaya vurgu yapan, Dünya'nın ve Türkiye'nin ufuklarında çok parlak bir gelecek gözükmediğini belirten Prof. Dr. Ömer Madra, bu konuda 2 kitap yazdı ve kurucularından olduğu Açık Radyo da dahil olmak üzere her platformda karşı karşıya geleceğimiz muhtemel küresel ısınmanın sonuçları üzerinde bilgilendirmeler yaptı. Kış aylarının yumuşak, yaz aylarının da kurak geçtiği 2006 yılının uyanış yılı olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Ömer Madra 2007 yılının umut ve eylem yılı olmasını beklediğini söyledi. Demokrasilerde medyanın temel görevlerinden biri dünyanın nereye gittiğini araştırmak ve geniş kitlelere aktarmak, insanları harekete sevk etmek olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ömer Madra " Dilim döndüğünce her mecrada bunları anlatmak benim görevim, 10 küsür yıldan beri bu durumu anlatırken köyün delisi olarak görülüyordum geçen yıl kış gelmeyince ve sulardaki azalmadan sonra aziz gibi karşılanıyorum" dedi.

Madra
Kocaeli Kent Sempozyumu Başladı
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'nin(TMMOB) düzenlediği ve Kocaeli Üniversitesi (KOÜ), Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından desteklenen, Kocaeli'nin yaşadığı sorunların ele alınacağı Kocaeli Kent Sempozyumu başladı.
TMMOB'un düzenlediği "Yaşanabilir Bir Kent" konulu sempozyumların dördüncü ayağı Bursa, İstanbul ve Ankara'dan sonra Kocaeli'de başladı. 6-7-8 Aralık 2007 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan sempozyumda, ekonomik gelişme süreci sanayi ağırlıklı olan Kocaeli'nin, plansız ve hızlı kentleşmesi sonucunda ortaya çıkan sorunlar derinlemesine tartışılacak, sempozyumda tartışılanlar ve konuşulanlar bir kitap haline getirilecek. Grand Yükseliş Otel'de başlayan, Kentin sorunlarına çözüm önerileri geliştirilecek olan sempozyuma KOÜ Rektörü Prof. Dr. Sezer Ş. Komsuoğlu, Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili İlyas Şeker, KOÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Savaş Ayberk, KOÜ Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zehra Gönül Bakır, KOÜ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kamuran Öztekin, TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı, TMMOB İKK İl Sekreteri Yalçın Ergen, Sivil Toplum Örgütleri yöneticileri, Belediye Başkanları, uzman konuklar ve öğrenciler katıldı.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan TMMOB İKK İl Sekreteri Yalçın Ergen, disiplinler arası bir çalışma olan bu sempozyumda tartışılacak konuların, Kocaeli'de plansız kentleşmenin yanı sıra ulaşım, altyapı sorunları, kentin tarihi değerlerine sahip çıkılmaması, doğal afetler sonucu ortaya çıkan sorunların çözümlerine talip olacak belediye başkanlarını da rehberlik edeceğini söyledi. TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı da konuşmasında mimarlığın ve mühendisliğin insan odaklı bir meslek olduğunu ifade ederek, " Bizler insana karşı olan sorumluluklarımızı yerine getirmeye çalışıyoruz. Böyle çalışmalarla bilim insanlarının ve uzmanların çalışmaları ulaşabilir oluyor" dedi.
Sempozyuma farklı bir bakış getiren KOÜ Rektörü Prof. Dr. Sezer Ş. Komsuoğlu, Kocaeli'ne yönelik kentin içinden geçilen bir kent, görülebilen bir kent olduğunu, ve kent bilincinin oluşmadığını belirterek, Cumhuriyetin önemli öğelerini barındıran bir kent olan Kocaeli'nin PETKİM, İGSAŞ, SEKA ile işçi kenti konumunda olduğunu, işçi kenti olma özelliğinden çıkacağını belirtti. KOÜ Rektörü Prof. Dr. Sezer Ş. Komsuoğlu, "İşçi kenti olan Kocaeli bu gün 58 bin öğrencisi, 3 bin'den fazla üniversite personeliyle üniversite kenti haline geliyor" dedi.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili İlyas Şeker, yoğun sanayileşme ve buna bağlı olarak hızlı kentleşmenin doğurduğu nüfus artışıyla birlikte artan deniz kirliliğine karşı, beş arıtma merkezinin faaliyet gösterdiğini belirtti.

Komsuoğlu
Soğancı
Ergen
Şeker
Öztekin
Ayberk
KOÜ'den Anıtkabir Ziyareti
Kocaeli Üniversitesi Akademik ve İdari Personeli ile öğrencileri 8 Aralık 2007 tarihinde Ankara'daydı. Hemen her ortamda ifade edildiği üzere Atatürk'e bağlı, O'nun ilke ve devrimlerini izleyen Kocaeli Üniversitesi 15 otobüs ile Anıtpark'tan hareket etti. Koordinatörlüğünü Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasret Çomak'ın yaptığı organizasyon beklenenden fazla ilgi gördü. 2000'in üzerinde başvuru yapılmasına rağmen bu sefer 700 kişilik bir grup ziyarete katılabildi. Oldukça organize bir şekilde gerçekleşen ziyarette Kocaeli Üniversitesi Atatürk'e bağlılığını ve Cumhuriyetin en büyük kazanımlarından biri olan Laiklikten taviz verilmeyeceğini bir kez daha göstermiş oldu.
Kocaeli Üniversitesi'nin bünyesinde faaliyet gösteren pek çok öğrenci kulüp ve topluluğunun üyeleri ile Öğrenci Konseyi'nin de yer aldığı ziyaret Genel Sekreter Yardımcısı Mahmut Semerci'nin nezaretinde gerçekleştirildi. Kocaeli Üniversitesi adına Atatürk Anıtı'na çelenk koyan ve Anıtkabir Şeref Defteri'ne "Sevgili Atam, Kocaeli Üniversitesi'nin Sayın Rektörü Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu ve öğrencileri yolunuzdan hiç ayrılmayacaktır" sözlerini yazan Semerci ve ziyaret ekibi aynı gün Kocaeli'ne dönüş yaptılar.

KOHAK Sona Erdi
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) ile Kocaeli Sağlık Müdürlüğü'nün işbirliğiyle düzenlenen Kocaeli Hasta Hakları Konferansları (KOHAK) dizisinin 8. ve sonuncusu yoğun dinleyici katılımıyla gerçekleştirildi.

Sağlık çalışanlarının ve toplumun hasta hakları konusunda bilgilendirilmesi amacıyla KOÜ ve Kocaeli Sağlık Müdürlüğü işbirliği ile 8.'si gerçekleştiren KOHAK, KOÜ Tıp Fakültesi Konferans Salonu'nda düzenlendi. Açılış konuşmasını yapan KOÜ Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Nazım Mutlu, Fransız Devrimi'nin ardından ilan edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile birlikte evrensel bir boyut kazanan hak kavramının Ülkemizdeki yansımalarının Cumhuriyetin ilanıyla birlikte görülmeye başlandığını, son 5 yılda yapılan kanuni düzenlemelerle çok daha iyi bir duruma geldiğini belirtti. Hastaları, hasta yakınlarını ve sağlık çalışanlarını ayrı ayrı değil, hepsini bir bütün olarak gördüklerini söyleyen Prof. Dr. Nazım Mutlu, " Hastanemizde hasta hakları konusunda hasta bilgilendirmeleri yapıyoruz. Hastanemizin web sayfasında, başvuru bölümünde, hastalarımızın hastaneye gelmeden önce ne yapmaları gerektiğini belirtiyoruz. İnternet erişimi olmayanlar hastane çalışanlarından bilgi edinebilirler. Hasta Hakları Birimimizden kitapçık temin edilebilir. Konuyla ilgili çalışanlarımız rutin aralıklarla hastanedeki sorunları tespit ediyor, yapılması gerekenler en kısa sürede yapılıyor. Ayrıca dilekçeyle yapılan şikayetler dikkate alınıyor ve yapılması gerekenler hemen yapılıyor" dedi.
Konferansa İç hastalıkları Asistan Temsilcisi olarak katılan Dr. Okan Dursun, "Hekim ve halktan biri olarak gördüğümüz, takip ettiğimiz hastalara verebileceğimiz hizmet günümüz şartlarında kısıtlı olabiliyor. Biz KOÜ'lü hekimler olarak elimizden geleni yapıyoruz, ama maalesef bazı hastalarımız bu durumu anlamadan ön yargılı davranabiliyor. Hasta kendi üzerine düşen görevleri yapmıyor" dedi.
KOÜ Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Psikiyatri Hemşiresi Sevda Çolakoğlu, hasta ve sağlık personeli arasındaki ilişkide iletişimin önemine değindi.
Hasta-Hekim-Hemşire İlişkisi başlıklı panelde;
KOÜ Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik AD.Başkanı Prof. Dr. Nermin Ersoy, "Hasta- Hekim İlişkisinin Etik Yönü" konulu sunumda, "Çağdaş hekimlik ve hemşirelik ilişkisinde, hastaların hekime ve hemşireye biçtiği rol, hekimin ve hemşirenin hastaya biçtiği rol hak anlayışının gelişim sürecinde değişmiştir. Etik açıdan hastaya baba, anne, akraba gibi bakma anlayışı ortadan kalkmıştır. Hekim ve hemşirenin hastayla güven ilişkisini oluşturması gerekir" dedi.
Kocaeli Barosu Başkanı Avukat Ersayın Işık, "Hasta-Hekim İlişkisinin Hukuki Boyutu" konulu sunumda, "Hekimin sorumluluğu kusurla başlar. Hekimin kusuru Türk doktrinlerinde diğer ülkelerin doktrinlerinden farklı değildir. Hekimin müdahalelerinde, bazı acil durumlarda mutlaka hasta rızası aranmaz. Hekimin bilgilendirme yapması, hastayı aydınlatması gerekir" dedi.
Kocaeli Tabip Odası adına KOÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD. Doç. Dr. Nilay Etiler, "Öngörülen Hasta-Hekim İlişkisi" konulu sunumu gerçekleştirdi.
KOÜ İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hülya Yengin, "Hasta-Hekim İletişimi" konulu sunumda, "Hekimlik mesleği özveri isteyen, zor bir meslektir. Hekimin bir bilgi birikimi olacak ve pratik bilgiye ulaşacak, Psikoloji ve İletişim bilgisi olması lazım. Hasta odaklı hekim olacaksa etkili iletişim kurması gerekir.
Konuşmacılar, panele katılanların sorularını yanıtladı. KOHAK'a katılanlara katılım sertifikaları verilmesiyle konferans sona erdi.

Mutlu
Çolakoğlu
Dursun
Engellerin Kaldırılması
Engellilerin hayata uyumu ve istihdama katılması konulu panel Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Anıtpark Yerleşkesi'nde iki oturum halinde gerçekleştirildi.
İki oturumda gerçekleştirilen panele KOÜ Rektörü Prof. Dr. Sezer Ş. Komsuoğlu, KOÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Sevim Gökalp, KOÜ Engelliler Araştırma ve Uygulama Birimi'nden Birim Başkanı Prof. Dr. Erbil Dursun, Prof. Dr. Sinan Özbek ile Yönetim Kurulu Üyeleri, yetkililer, uzmanlar ve çok sayıda davetli katıldı. Açılış konuşmasını yapan KOÜ Rektörü Prof. Dr. Sezer Ş. Komsuoğlu, "Üniversitemiz engellilere yönelik çalışmalara önem veriyor, Onların sorunlarını aşmaları ve daha güvenli, kendinden emin bir şekilde eğitimini devam ettirmeleri için çalışmalar yapıyor. Bu panelde o çalışmalardan biri" dedi. Engellilerin eğitim sürecinde süregelen hatalardan vazgeçilmesi gerekliliğinin ve engellilerin istihdama katılması konularının vurgulandığı panelde Yönetim Kurulu üyeleri, İşkur İl Müdürü Ahmet Canımova, Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı'ndan Abdülkadir Anaç, Kocaeli Kent Konseyi Engelliler Meclisi Üyesi Lütfi İskeçe, Engelliler Vakfı Başkanı Ayhan Ersöz birer sunum yaptı.
"Engelliler ve İstihdam" konulu panelden önce saat 11.00'da başlayan KOÜ Engelliler Araştırma ve Uygulama Birimi Yönetim Kurulu üyeleri ve ODTÜ Engelliler Birimi Koordinatörü Claire Özel'in de katıldığı bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıda KOÜ Engelliler Araştırma ve Uygulama Birimi Başkanı Prof. Dr. Erbil Dursun, "Amacımız KOÜ'de eğitim gören engelli öğrencilerimize daha rahat eğitim ve öğretim olanağı verecek düzenlemelerin yapılmasını ve Üniversitemizin engelli öğrenciler tarafından tercih edilen bir kurum haline getirilmesini sağlamaktır. Bu doğrultuda engelli öğrencilerimizin gereksinimlerini saptamak ve olanaklar içinde bu gereksinimleri karşılamak, öğretim programlarını engelli öğrencilerimizin akademik, fiziksel, psikolojik ve sosyal yaşamlarını olumlu yönde etkileyecek biçimlerde düzenlemek, eğitim ortamlarını ve eğitimde kullanılan araç gereçleri engelli öğrencilerimize uygun şekillerde hazırlamak, sınavlarda doğru ve adil bir ölçme ve değerlendirme ortamı oluşturmak, gerek üniversite içi gerekse üniversite-şehir arası ulaşımı engelli öğrencilerimize uygun hale getirmek, üniversitede çalışan herkeste 'engellilik' kavramı hakkında farkındalık yaratmak" dedi. ODTÜ Engelliler Birimi Koordinatörü Claire Özel ise Engelliler Birimi'nin ODTÜ'de ki çalışmaları ve karşılaştığı sorunları dile getirdi.

Komsuoğlu
Canımova
Dursun
Anaç
Afet Aktörlerinin En Başarılısı Medyadır
Medyada Afet Aktörleri ve Söylemleri' adlı panel dün Kocaeli Üniversitesi(KOÜ) İletişim Fakültesi D-7 salonunda gerçekleştirildi. KOÜ İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü tarafından düzenlenen paneli oturum başkanı olarak KOÜ Rektör Danışmanı ve Mühendislik Fakültesi Jeofizik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mithat Fırat Özer yönetti. İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Oğuz Gündoğdu ve Kocaeli Üniversitesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Doç.Dr. Füsun Alver de panele konuşmacı olarak katıldı.

Medya ile uzun yıllar ilişki içinde olduğunu söyleyen Gündoğdu, depremin diğer afet türlerinden ayrıldığını söyledi. Depremden sonra beklentilerin ortaya çıkmasının insanların habere olan ihtiyacını doğurduğunu ifade eden Gündoğdu, "Birileri medyaya çıkıp bir şeyler anlatıyor. Ama anlatılanların altında bilgi olup olmadığına bakmak lazım" dedi.

'Olağanüstü Durumlarda Gazetecilik' konusunda bir konuşma yapan Doç.Dr. Füsun Alver, risk ve gazetecilik kavramlarını irdeleyerek, konuyla ilgili felaket haberlerinden örnekler gösterdi. Medyanın riskin algılanma biçimi ve paniğin yaratılmasında önemli bir rol oynadığını belirten Alver, 'Olağanüstü durumlarda haberlerin nasıl verildiği ve hangi haber kaynaklarının kullandığı çok önemlidir.' dedi. 'Gazeteciliğin Temel Kalite Boyutları'ndan söz eden Alver, felaket haberlerinde kullanılan sözcüklerin abartılı olduğunu, haberlerin genellikle flaş ve spotlarının olmadığını ve enformasyon kalitesinin düşük olduğunu ifade etti.

Medya çalışanlarının deprem konusunda bilgi sahibi olup olmadığına ilişkin bir soruya Doç.Dr. Oğuz Gündoğdu şöyle cevap verdi: "Medyada geleneksel olarak böyle bir ihtisaslaşma var. 17 Ağustos'ta bize bilgi almak için gelenler önceleri böyle bir bilgiye sahip değillerdi tabi. Ama biz her gelen muhabire yarım saat anlattık deprem nedir diye" dedi.
İletişimcilerin ve deprem uzmanlarının ortak dili konuşamadığını dile getiren Gündoğdu, riski algılamalarında bile bu farklılığın öne çıktığını söyledi. Gündoğdu, "Biz önce tehlikeyi belirleriz, ondan sonra riske geçeriz. Ancak siz önce riskten söz ediyorsunuz" dedi. Gündoğdu, afet aktörlerinde en başarılı olanın medya olduğunu belirterek, '17 Ağustos'ta medya deprem bölgelerine giderek insanlara nasılsınız diye soruyor. Olayı takip ediyor' dedi. Ayrıca Gündoğdu, medyanın haber verme açısından çok başarılı olduğunu ancak eğitme yönüyle sınıfta kaldığını sözlerine ekledi.

Rus Bilim Heyeti LATARUM'u Ziyaret Etti
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Lazer Teknolojileri Araştırma ve Uygulama Merkezi (LATARUM) 7 Aralık 2007 tarihinde Rusya'dan Bilim Heyetini ağırladı.

KOÜ LATARUM Müdürü Prof. Dr. Arif Demir Rus Bilim Heyetine merkezde yapılan araştırmalar ve çalışmalar ile ilgili sunum yaptı. LATARUM'un altyapı olanakları ziyaretçilere tanıtıldı. İşbirliği için proje geliştirme konularında görüşmeler yapıldı. Lazerle mikro boyutlarda sistemlerin geliştirilmesi konusunda Rus Bilim Heyeti tarafından kısa bir sunum yapıldı. Spektroskopik yöntemlerle mikro yapıların incelenmesi konusunda fikir alış-verişinde bulunuldu. 2009 yılında lazerle malzeme işleme konusunda ortak bir çalıştay yapılması fikri benimsendi.

Rus Bilim Heyeti;
Prof. Dr. Vitali I. Konov, A.M. Prokhorov Genel Fizik Enstitüsü, Doğa Bilimleri Merkezi, Rusya Bilimler Akademisi
Vladimir V. Kovalev - Rusya Temel Bilimler Vakfı - Uluslararası İlişkiler

Geliştirme Bölüm Başkanı

Dr. Nikolay L. Kokurin - Rusya Temel Bilimler Vakfı - Uluslararası İlişkiler Geliştirme Bölüm Başkanı

KOÜ ARCANE Projesine Destek Veriyor
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Arkeoloji Bölümü, 28 ülkeden 81 bilimsel kurumun desteklediği uluslararası katılımlı ARCANE projesine Ankara Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi ile birlikte destek veriyor.
2002-2004 yıllarında uluslararası bilim insanlarından oluşan düzenleme kurulunca beş yıllık bir çalışma için planlanan projenin amacı, milattan önce üç binli yıllardaki kültürlerin yeni kazıların ortaya çıkardığı verilerin ışığı altında yeniden ele alınması ve radyo karbon analizleriyle paralellik sağlanarak Eski Yakın Doğu Erken Tunç Çağı kronolojilerinin yeniden düzenlenmesi ve farklı bölgesel kronolojilerin eşleştirilmesi. Böylece kimyasal ve fiziksel analizlerle elde edilen tarihlere rastlayan arkeolojik katmanların tüm Yakın Doğuda karşılaştırılması ile mutlak ve göreceli kronolojilerin yenilenmesi, bunların eşleştirilmesi ve yeni ortak yöntemlerin geliştirilmesi hedefleniyor.
Projenin temelini bir ortak veri tabanı oluşturmaktadır. 2008 yılına kadar veri tabanına aktarılan bilgiler, her bölge grubunda bulunan dokuz konunun koordinatörleri tarafından çalıştaylarda düzenlenecektir. Projenin sonuç raporlarının 21 monografik yayın halinde 2010 yılında bilim dünyasına sunulması planlanmaktadır. Projedeki bölge başkanları bu kitapların editörü, konu koordinatörleri de yazarları olarak görev almaktadır.

ARCANE projesinin incelediği bölge batıda Ege denizinden doğuda Hazar Denizine, kuzeyde Kafkas Dağlarından güneyde Basra körfezine kadar uzanmakta. Çalışma alanı çok geniş olması ve farklı kültürel bütünlükler göstermesi nedeniyle 12 tali bölgeye ayrılmıştır.
Projenin Doğu Anadolu Bölgesel Grubunun iki başkanından birisi Kocaeli Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü başkanı Prof. Dr. A. Tuba Ökse, diğeri Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü başkanı Doç. Dr. Aynur Özfırat. Bu grubun ilk toplantısı ESF ve TÜBİTAK desteğiyle 12-15 Kasım 2007 tarihleri arasında Van'da gerçekleştirildi.
Bu grup Türkiye'nin Fırat vadisinden başlayan dağlık doğu bölgeleri ile Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan ve Nahcıvan'ın yer aldığı coğrafi alanın milattan önce üç bin kronolojilerini çalışacaktır. Bu grupta yer alan bilim insanları ortak çalışmalar yürütecek ve aynı veri tabanını kullanacaktır.
Van'da gerçekleştirilen ilk çalıştaya Türkiye'den A. Tuba Ökse, Aynur Özfırat, Mehmet Işıklı, Gürcistan'dan George Narimanishvili, Goderdzi Narimanishvili, Marina Puturidze, Azerbaycan'dan Safar Ashurov, Orhan Aliyev, Tufan Akhundov, Behlül İbrahimgil, Döyüş Logmanoglu Musayev, Qudret Seyfullahoglu İsmayilov, Ermenistan'dan Ruben Badalyan, Khachatur Meliksetyan, İtalya'dan Giulio Palumbi, Belçika'dan Marc Lebeau, Fransa'dan Jean Paul Thalmann, Nicolas Gailhard ve Almanya'dan Barbara Helwing katılmışlardır.

"Yaraları Deşmek, Yaraları Sarmak"
Kocaeli Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Türkiye Psikiyatri Derneği, Türk Tabipleri Birliği, Norveç Tabipleri Birliği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın ortaklaşa düzenledikleri "Yaraları Deşmek, Yaraları Sarmak" konulu Uluslararası Ruhsal Travma Toplantıları'nın 5. si İstanbul'da Point Hotel'de yapıldı. 7-9 Aralık 2007 tarihlerinde gerçekleştirilen toplantılara çok sayıda ülkeden konuşmacı ve dinleyici katıldı. Çeşitli panellerin yapıldığı, atölye gruplarının oluşturulduğu ve poster bildirilerinin sunulduğu toplantılarda ruhsal travma yaratan pek çok konu ve olay ele alındı. Çok sayıda izleyicinin dikkatle takip ettiği sunumlarda çalışma alanı farklı disiplinlerde olan kişilerin sunumlarıyla dönem veya olaylara çoklu bakış sağlandı.
Hayata dair herşey
Hayata dair hemen her alanda konu başlıklarının belirlendiği toplantı süresince yapılan panellerde, grup çalışmalarında, yuvarlak masa toplantılarında travmanın nasıl atlatılabileceği ve travmaya neden olan konular tartışıldı. Psikolog, psikiyatrist, gazeteci, felsefeci gibi farklı disiplinlerde çalışmaları bulunanların ortak bir panelde yer alması da konuya çoklu bakışın oluşmasını sağladı.
Hasta ve Yakınlarında Görülen Psikolojik Durumlar
Herhangi bir nedenden dolayı sağlığını yitiren ve bu nedenle hastanede tedavi gördükten sonra evlerine dönen hastaların yaşadıklarının travmaya etkisi konularının yanında hasta yakınlarının yaşadıkları da sunumlara konu olarak yansıdı. Konu ile ilgili Travmatik Medikal Süreçler İmplante Edilmiş Alet Eşliğinde Yaşam konulu sunumunda İrem Yaluğ çocuğu kansere yakalanmış anne babalarda travmaya rastlanma oranını %40 olarak ifade ederek durumun ciddiyetini gösterdi. Hayriye Elbi Mete ise yine Beden Sağlığının Travmayla İlişkisi konulu panelde Yaluğ'a paralel araştırma sonuçlarına değindi ve Kalbin Depresyonu başlıklı sunumuyla kalp krizi geçiren insanların ve yakınlarının yaşayabilecekleri sorunlara değindi. Kalp ile ilgili problemi olan kişilerin sağlıklarını kaybetmeleri nedeniyle yas tuttuklarını ve krizi izleyen 3. günden sonra %20 oranında depresyon, anksiyete vb. durumların oluştuğunu belirtti. Eve dönen hastanın halsizlik, uyku sorunları ki bunun nedeninde ölümü yaşama korkusu yatıyor, yorgunluk hissini yaşayan hastaların çeşitli risk etmenlerini de barındırmasıyla trvama geçirme oranının arttığını ifade eden Mete risk faktörlerini de daha önce geçirilmiş depresyon, ailede depresyon, mitler ve öğütler şeklinde sıralamakta.
"Kopuk Halkayı Tamamlamak"
Travmaya bağlı Ruhsal Hasatlıklar ve Tedavileri konulu panelin konuşmacıları Tamer Aker, Işıl Vahip, İbrahim Eke ve Jorge Aroche'ydi. Sunum başlığı Yasak Sevi (Ensest) Travması olan Işıl Vahip bu başlığı "Kopan Halkayı Tamamlamak" olarak değiştirdi ve oldukça faydalı paylaşımlarda bulundu. Travmada iyileşmenin görülmesi için travmanın bitmesi gerektiğine vurgu yapan Vahip çeşitli nedenlerle travma yaşayanların bunları kendi çevresindekilere de yansıttığına vurgu yaptı. Vahip, kayıplarda ve yası tutulamayan yaslarda travmanın daha yoğun geçirildiğini belirtti.

"İntikam duygusundan kurtulmadan huzura eremiyoruz"
Şiddet uygulayan insanların bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde suçluluk duygusunu taşıdığını söyleyen Vahip şiddete maruz kalan ve travma geçiren içinse "intikam duygusundan kurtulmadan huzura eremiyoruz" dedi.
Bir gazeteciden izlenimler
Uzun bir süredir savaş muhabirliği yapan Mete Çubukçu ise izlenimlerini katılımcılara aktardı. Gündelik hayat pratiklerinde şiddetin sürekli üretildiğini belirten Çubukçu çocukların olumsuzluklar içinde büyüdüklerini söyledi. Hayatın hemen her alanında korku ve endişe ile yaşayan insanların masa başında alınacak kararlarla barışa ulaşacaklarına inanmadığını ifade eden Çubukçu "sürekli barıştan bahsediliyor, büyük toplantılar yapılıyor ama bunların yanında gündelik hayatın her pratiğinde şiddet üretiliyorsa bunların anlamı yok. Öyle büyük, ulvi söylemler yerine insanların birbirini anlaması, empatinin geliştirilmesi daha çözümcül olacaktır." dedi.
Hayata dair pek çok konunun masaya yatırıldığı ve dünyanın farklı coğrafyalarında yaşayan akademisyen, psikolog, psikiyatrist, gazetecinin sesli düşündüğü 5. Uluslararası Ruhsal Travma Toplantıları ilk gün belirlenen çalışma gruplarının rapor sunumları ve bir sonraki toplantıyı şekillendiren forumla sona erdi.

KOÜ'lü Öğrenciler Ödüle Doymuyor
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) bünyesinde 2006 yılında kurulan Mimarlık ve Tasarım Fakültesi çok genç bir fakülte olmasına rağmen, öğrencileri ard arda ödül almaya devam ediyor

Geçmişi çok kısa olan Mimarlık ve Tasarım Fakültesi öğrencilerinin aldıkları bu ödüllerle diğer öğrencilerin motivasyonunu artırmalarının yanı sıra, kısa sürede gelen bu başarılarıyla Mimarlık ve Tasarım Fakültesinin daha iyi işler çıkaracağına işaret ediyor.
İlk olarak Mimarlık bölümü öğrencileri İbrahim Türkeri ve Orkun Kasap'ın Mimarlık Eğitim Derneği Öğrenci Ödülleri (MİMED) 2. sınıf kategorisinde teşvik ödülü almalarının ardından, İç Mimarlık Bölüm öğrencilerinden Alican Sönmez, 2007 Kasım ayında Mobilya Tasarımcıları Derneği tarafından düzenlenen 3. Uluslararası Ev Mobilyaları Tasarımı yarışmasında ikincilik ödülü aldı. Mimarlık Bölümü öğrencilerinden Cengizhan Aydın Mimarlık ve Eğitim Kurultayı Kapsamında düzenlenen afiş yarışmasında Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü'ne, KOU Mimarlık Bölümü'nden yatay geçişle giden ekip arkadaşı Büşra Ak ile birlikte özendirme ödülü almışlardır.

Aynı ekibin son aylarda kamuoyunu oldukça meşgul eden Atatürk Kültür Merkezinin yıkılması yerine yeniden yapılandırılması düşüncesiyle yapılan AKM Proje fikir yarışmasında ödüle değer bulunan projeleri diğer 6 proje arasındaki yerlerini aldı.

Yine Mimarlık Bölümü öğrencilerinden İbrahim Türkeri ve Serhat Ulubay, Kentlerde ve Yapılarda Aliminyum Beşinci Cephe- Çatılar konulu yarışmada 1. mansiyon ödülüne layık görülmüştü.

KOÜ'de AIDS Sorunu Masaya Yatırıldı
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Haluk Vahapoğlu, Prof. Dr. Ayşe Wilke, Doç. Dr. Birsen Mutlu, Doç. Dr. Sıla Akhan, Doç. Dr. Sibel Gündeş ve Yard. Doç. Dr. Meliha Meriç Koç'un konuşmacı olarak katıldığı "AIDS Sorunu ve Güncel Bilgiler" konulu sempozyum 6 Aralık 2007 Perşembe günü, Tıp Fakültesi Konferans Salonu'nda yapıldı. AIDS'in etiyopatogenezi, Aids'in kliniği ve tanı yöntemleri, Hepatit B ve C ile HIV konfeksiyonları AIDS'ten korunma ve profilaksi başlıklı sunumlarda Aids sorununa dair detaylı bilgiler aktarıldı. Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Demirci, Öğretim Üyeleri, çok sayıda akademik ve idari personel tarafından dinlenen sempozyum sonunda tartışma kısmına geçildi ve sorular yanıtlandı.
Dünyada ve ülkemizde rakamlar

İlk olarak 1981 yılında hastalığın tanımlanmasından bu yana rakamların tüm dünyada sürekli artış gösterdiğinin ifade edildiği sempzoyumda 2006 yılı sonu itibariyle rakamsal veri 39.5 milyon olarak belirtildi. Yine 2006 yılında 2.9 milyon kişinin hastalıktan dolayı yaşamını yitirdiği HIV ile ilgili bilgi düzeyini arttırma çabalarından biri olan sempozyumda Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri konuya Türkiye açısından da yaklaştılar. Hastalığın Türkiye'de cinsiyete bağlı dağılımının %68 erkekler, %31.4 ise kadınlar olarak belirtildiği toplantıda yine Türkiye'de hastalığın bulaşma yollarına da değinildi. Oldukça önemli olan bu verilere bakıldığında %52.4 heteroseksüel cinsel temas, %8.1 eşcinsel temas, %5.1 damar içi madde bağımlıları, %1.9 transfüzyon alanlar, %1.8 anneden bebeğe geçiş, % 0.4 hemofili hastaları ve %29.8 ise bilinmeyenlerden oluştuğu belirtildi.
HIV/AIDS nasıl belirir?
Sempozyumda geçmeyen soğuk algınlığı ve benzeri şikayetler, bir nedeni olmayan kilo kaybı, uzun süren ishal, uzun süren ateş, iyileşmeyen öksürük, ağızda beyaz benekler, deride, ağız, burun ya da makat içinde sedef rengi yumrular hastalığın belirtileri olarak ifade edildi. Hastalığa dair tanının nasıl konulduğu ile tedavi şekillerinin de anlatıldığı sempozyumda hastalıktan korunma yolları üzerinde de önemle duruldu. Dinleyicilerden gelen soruların yanıtlanması ile de sempozyum sona erdi.

Vahapoğlu
Ermeni Diasporasının Hayali
1916'dan günümüze kadar her fırsatta, her platformda dile getirilen asılsız, sözde Ermeni soykırımı iddiaları Kocaeli Üniversitesi'nde (KOÜ) tartışıldı.
KOÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasret Çomak'ın "Ermeni Diasporası ve Türkiye" konulu sunumu KOÜ Tıp Fakültesi Morfoloji Binası Konferans Salonu'nda öğretim üyeleri ve öğrencilerin geniş katılımıyla gerçekleştirildi. Farklı nedenlerle ülkelerinden ayrılarak dünyanın pek çok yerine göç etmiş, bununla birlikte ülkesi ile ilişkisini kesmemiş ve hatta güçlü bağlar kurmuş etnik azınlıklara diaspora denildiğini belirten Prof. Dr. Hasret Çomak, Ermenilerin 1915 Ermeni olaylarının ardından sözde Ermeni soykırımı iddialarını kabul ettirmek için lobicilik faaliyetlerine başladıklarını ve ABD Senatosu'ndan ilk kararı 9 Şubat 1916'da çıkardıklarını söyledi.
Mesnetsiz ve dayanaksız iddialar
Osmanlı İmparatorluğu beş ayrı cephede savaş verirken, Rusların kışkırtmasıyla baş kaldıran Ermenilerin bulundukları yerlerden başka yerlere göç ettirildiği, o dönemde bunun bir zorunluluk olduğunu, hiçbir Ermeni vatandaşımıza zarar verilmek istenmediğini, soykırım iddialarının tamamen gerçek dışı olduğunu ve bizim şanlı tarihimizde böyle bir olayın vuku bulmadığını belirten Prof. Dr. Hasret Çomak "Ermeni Diasporası 1915 olaylarında bir milyon Ermeninin katledildiğini iddia ediyor, o dönemde 550-600 bin Ermeninin yaşadığı göz önüne alınırsa bunlar mesnetsiz ve dayanaksız iddialardır" dedi.
1288 lobicilik şirketi çalışıyor
ABD'de lobicilik faaliyetlerini yürüten Ermeni kuruluşlarının, ABD halkının kendileri hakkında konuşmasını sağlayacak araçları hazırlamak, yönetim sürecine ABD'li Ermenilerin daha büyük katılımını sağlamak, ABD'nin Ermenistan Cumhuriyeti'ne yardımda bulunmasını sağlamak, gibi amaçlarının olduğunu vurgu yapan Prof. Dr. Hasret Çomak, "ABD'de faaliyet gösteren 5-6 bin lobicilik şirketinin 1288 tanesi Ermeni Diasporasının haklılığının savunuculuğunu yapıyor. Lobicilik faaliyetlerine yıllık 3 ile 6 milyar dolar arası para harcanıyor. Bu para Ermenistan'a harcansa Ermenistan halkının refah düzeyi inanılmaz ölçüde yükselirdi" dedi.
Amaç büyük ermenistan devleti
Tüm dünya kamuoyunu meşgul eden Ermeni Diasporasının ne kadar asılsız, mesnetsiz de olsa sözde Ermeni soykırımı iddiaları aralarında Uruguay, Arjantin, Venezüella gibi Güney Amerika ülkelerinin de bulunduğu 19 devlet tarafından kabul edildiğini belirten Prof. Dr. Hasret Çomak, Ermeni Diasporasının bir çok ülkede faaliyet gösterdiğini ama bunların içinde ABD, Fransa ve Lübnan'da daha etkili olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Hasret Çomak, Ermeni Diasporasının isteğinin 3T (Tanıma, Tazminat, Toprak), Türkiye Cumhuriyeti'ne; 1915'de 1 milyon Ermeninin soykırım sonucu öldürüldüğü iddialarını kabul ettirmek, Türkiye Cumhuriyeti'ne özür diletmek ve tazminat ödetmek, Doğu Anadolu'da "ermeni toprakları"nın veya 'Batı Ermenistan'ın kendilerine verilmesini sağlamak büyük ermenistan devletini kurmak,
olarak ifade etti.

Ne yapabiliriz ?
KOÜ Rektör Yardımcısı, Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hasret Çomak, Ermeni Diasporasının bu kadar planlı ve sistemli bir şekilde çalışmasına karşı Türkiye'nin yapması gerekenleri şöyle sıraladı;
*Asılsız Ermeni iddiaları ve propagandalarına karşı iyi niyetli uluslararası toplumu bilgilendirmek için arşivlerimizdeki belgelerin yayımlanmasının uluslararası kamuoyuna duyurulması,
*Sözde Ermeni soykırım iddialarının, Fransa arşivlerinde bulunan Ermenilerin yaptığı katliamlara ilişkin belgelerle asılsızlığın ispatlanması,
*Ermenistan ile ilişkilerin geliştirilmesini ve Ermenistan - Azerbaycan arasında sağlanacak barışın mimarının Türkiye olması,
*Türkiye'nin Dağlık Karabağ sorununun çözümüne ilişkin önemli rol üstlenmesi,
*Sözde Ermeni soykırım yasa tasarılarına karşı milli politikaların geliştirilmesi,
*Bilimsel araştırma sonuçlarının ve yeni belgelerin kamuoyuna açıklanması,
*Üniversitelerde Ermeniler ile ilgili araştırma merkezlerinin kurulmasını ve desteklenmesi,
*Uluslararası sempozyum, seminer, panel ve konferanslar düzenlenmesi,
*Yabancı bilim adamlarının görüşleri ön plana çıkarılarak Türkiye'nin tezlerinin ısrarla savunulması,
*Üniversitelerin konu ile ilgili web sayfalarını düzenlemesini ve interaktif yayınlamasını desteklemek gerekmektedir.

KOÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasret Çomak
KOÜ' nün Gurur Günü
Aydın Doğan Vakfı tarafından düzenlenen 19. Genç İletişimciler Yarışması'nda Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) İletişim Fakültesi 2 birincilik, 1 ikincilik ve 2 üçüncülük olmak üzere 5 ödül kazandı.
Hilton Convention Center'da düzenlenen törene; Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu, İstanbul Valisi Muammer Güler, Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan, Aydın Doğan Vakfı Yürütme Kurulu Başkanı Candan Fetvacı, öğretim üyeleri, öğrenciler ve medya sektörünün önemli isimleri katıldı. 24 üniversiteden 787 öğrencinin 671 çalışma ile yer aldığı yarışmada (KOÜ) İletişim Fakültesi 5 dalda ödül kazandı.
Yazılı Dal Haber kategorisinde Fakültemiz Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü öğrencisi Sinem Siklon "Dilovası zehir soluyor" adlı çalışması ile Üçüncülük Ödülü, İşitsel-Radyo Dalı Haber Programı kategorisinde Radyo-Televizyon-Sinema Bölümü öğrencisi Kadriye Karademir "Kupür" adlı çalışmasıyla Birincilik Ödülü, İşitsel Radyo Dalı Müzik Programı kategorisinde Ömer Haluk Sarıtaş "DJ Haluk" adlı çalışmasıyla İkincilik Ödülü, İnternet Yayıncılığı Dalı İnternete Uyarlanmış Proje kategorisinde Görkem Büyükkaya "http://www.iletisimfakulteleri.gen.tr" adlı çalışmasıyla Birincilik Ödülü, İnternet Yayıncılığı Dalı Mikro Site kategorisinde Görkem Büyükkaya "http://www.isiniyoruz.com" adlı çalışmasıyla Üçüncülük Ödülü kazandı.
Birincilerin 600 YTL para ödülü almaya da hak kazandığı yarışmanın ödül töreninde, finalistlere ödülleri, Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu, İstanbul Valisi Muammer Güler, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu, Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan, Hanzade Doğan Boyner, Mehmet Ali Yalçındağ, gazeteci-yazar Taha Akyol, Oktay Ekşi, Uğur Dündar ve Derya Sazak tarafından verildi.
Törenin sonunda, yarışmada ödül kazanan üniversitelerin iletişim fakültesi dekanlarına Aydın Doğan tarafından birer teşekkür plaketi verildi.

Halk Müziğinde Çalgılar
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Fen Edebiyat Fakültesi ve Motif Halk Oyunları Eğitim ve Öğretim Vakfı
işbirliğinde, Bekirpaşa Belediyesi'nin katkılarıyla " HALK MÜZİĞİNDE ÇALGILAR" Uluslararası Sempozyumu başladı.

KOÜ Prof. Dr. Baki Komsuoğlu Kültür ve Kongre Merkezinde bugün başlayan sempozyum, 15 ve16 Aralık 2007 tarihleri arasında Derbent Uygulama Otelinde sürdürülecek. Kültürel değerlerimizi ve halk kültürünü oluşturan halk müziğinin önemli öğelerinden olan çalgıları günümüz Türkiye'sinde yaşatmak, yaygınlaştırmak ve daha geniş kitlelerle buluşturmak amacıyla düzenlenen sempozyumda KOÜ, Bekirpaşa Belediyesi ve Motif'in tanıtım filmi gösterildi. Gösterimin ardından açılış konuşmalarına geçildi. Motif Halk Oyunları Eğitim ve Öğretim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı M. Zeki Baykal açılış konuşmasında, 1988'de kurulan Motif'in kuruluş amacını ve faaliyetlerini anlatarak, sempozyumun amacına ulaşmasını diledi. Bekirpaşa Belediyesi Başkanı Abdullah Köktürk, " Ülkemiz tam bir kültür zenginliği içinde bunun için zengin kültürümüzü doğru yorumlamalıyız. Kültür bizleriz, beraber yürürsek bizler varız, kültür var" dedi. KOÜ Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yüksel Güney, yaşam koşullarının değişmesiyle kültür değişikliğinin olduğunu, kitle iletişim araçlarıyla bu sürecin daha da hızlandığını ifade ederek, bu sempozyum vasıtasıyla bilimsel çalışmalarla ortaya çıkan verilerin tartışılacağını dile getirdi. Teşekkür plaketlerinin verilmesinin ardından oturumlara başlandı.

Güney
Köktürk
Baykal
Başkonsolos Wilczek'ten KOÜ' ye ziyaret
Kocaeli Üniversitesi'nin (KOÜ) konuğu olan Polonya'nın İstanbul Başkonsolosu Marcin Wilczek üç yıl önce Avrupa Birliği'ne (AB) tam üye olan Polonya'nın deneyimlerini ve müzakere sürecinde yaşadıklarını anlattı.
Polonya'nın İstanbul Başkonsolosu Marcin Wilczek KOÜ Rektörü Prof. Dr. Sezer Ş. Komsuoğlu'nu makamında ziyaret ettikten sonra KOÜ Hukuk Fakültesi'nde düzenlenen konferansa katıldı. Tam üyelik başvurusunu 1994 yılında yapan Polonya 1997 yılında müzakerelere başladı ve 1 Mayıs 2004'te AB'ye tam üye oldu. Müzakere sürecinde en önemli şeyin halkın bilgilendirilmesi olduğunu belirten Wilczek, " İdari ve yargı alanında müzakere süreci çok sancılı geçiyor, en sancılı geçen ise Polonyalılarla Polonyalıların arasındaki (üniversiteler-sivil toplum örgütleri) müzakereydi" dedi. Başarılı olmada en önemli etkenin medya desteği olduğunu, ilk başlarda desteğin tam olmasına rağmen müzakereler ilerledikçe desteğin düştüğünü, müzakerenin çok zor bir süreç olduğunu ifade eden Wilczek, " Üye olduktan sonra korkulacak bir şeyin olmadığını anladık. Gıda endüstrisinin batılı marketlerdeki yeri hızla arttı. Milli gelir yıllık yüzde beş artıyor" dedi.
Müzakere sürecinde korkuların arttığını, yabancı sermayenin Polonya'yı satın alacağı ve egemenliğin kaybedileceği, Polonya'nın hazır olmadığı gibi çekincelerin olduğunu belirten Wilczek, " Açıkçası AB'ye katılımdan sonra yabancı yatırımlar Polonya'yı daha iyiye götürdü. 14 milyar dolar yabancı sermaye girişi oldu. Bunlar iyi yanları ve olumsuz yanları da oldu. Gıdada fiyatlar arttı. Gayrimenkul fiyatları yüzde yüz arttı. Serbest dolaşımla birlikte iş gücümüz önemli oranda dışarı çıktı. Özellikle tıp, inşaat ve mobilya alanında sorunlar oldu" dedi.
Polonya halkının Türkiye ve Ukrayna'nın AB üyeliğini desteklediğini belirten Wilczek, Kıbrıs konusunda Birleşmiş Milletler tabanlı bir çözümü desteklediklerini ifade etti.

Konyalılardan KOÜ' ye Ziyaret
Kocaeli Konyalılar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Kocaeli Üniversitesi'ni (KOÜ) ziyaret etti.

Dernek başkanı Abdullah Üzmez, üyeler Özgür Eryıldırım, Mustafa Taştekin, Hasan Mutlu, Mustafa Akdoğan, Aynur Erdek ve Nalan Aybastı'nın da aralarında bulunduğu heyet KOÜ Rektörü Prof. Dr. Sezer Ş. Komsuoğlu'nu ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Sevim Gökalp'i ziyaret etti

KOÜ' de Bayram ve Yeni Yıl Kokteyli
Bayram ve Yeni Yıl kutlaması için KOÜ' de düzenlenen kokteyle rektör, rektör yardımcıları, dekanlar, öğretim elemanları ve idari personel katıldı. KOÜ Umuttepe Yerleşkesi Prof. Dr. Baki Komsuoğlu Kültür ve Kongre Merkezi'nde saat 15.00'da gerçekleştirilen, KOÜ Rektörü Prof. Dr. Sezer Ş. Komsuoğlu'nun konuklarla tek tek ilgilendiği kokteyle katılım yoğun oldu.
Farklı Üniversitelerde Yüksek Lisans ve Doktora
Sayıları 85'e ulaşan, ODTÜ Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı'na (ÖYP), Ankara Üniversitesi Bilim İnsanı Yetiştirme Projesi (BİYEP) ve 35. madde ile farklı üniversitelerde görevlendirilen yüksek lisans ve doktora eğitim alan KOÜ'lü öğrencilerin akademik takibi ve çalışmalarının KOÜ tarafından da izlenmesi için yapılan toplantıya fakülte dekanları bölüm/anabilim dalı başkanları katıldı. KOÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Sevim Gökalp başkanlığında bugün (18 Aralık 2007) yapılan toplantı KOÜ Tıp Fakültesi Morfoloji Binası Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi.
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Sevim Gökalp
Afet Yönetimi Koordinasyonu
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Bilişim Teknolojileri Araştırma ve Uygulama Merkezi (BİLARUM), KOÜ Mühendislik Fakültesi Jeodezi ve Fotoğrametri Mühendisliği Bölümü, TMMOB Kocaeli İl Koordinasyon Kurulu ile Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İl Temsilciliği ortaklığında düzenlenen "Kocaeli Kenti Afet Yönetimi Gereksinimi: Hazırlık Çalıştayları'na Çağrı" konulu panel Grand Yükseliş Otel'de gerçekleştirildi.
KOÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Arif Demir'in oturum başkanlığını yaptığı panele, Kocaeli Vali Yardımcısı İdris Kurtkaya, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Başkan Yardımcısı İlyas Şeker, Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Yılmaz Kanbak, KOÜ Mühendislik Fakültesi Jeodezi ve FM Bölüm Başkanı Prof. Dr. Haluk Konak, TMMOB İl Koordinasyon Kurulu adına Nilgün Akcan, Kocaeli Demokrat Gazetesi Kurucu Üyelerinden Mehmet Toker, Kocaeli Kadastro Müdürü Metin Özaydın, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, İtfaiye Daire Başkanı Emin Pehlivan, İZGAZ Altyapı Bilgi Sistemleri Müdürlüğü Serkan Yeğnidemir, Kocaeli İl Sağlık Müdürlüğü, Afetlerde Sağlık Hizmetleri Birim Sorumlusu Dr. Ayfer Öz konuşmacı olarak katıldı.
Yetki karmaşası giderilmeli
Panelde konuşan Kocaeli Vali Yardımcısı İdris Kurtkaya, 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremlerinin binlerce insanın ölümüne ve büyük acılara ve çok büyük ekonomik kayıplara neden olduğunu belirtti. Kocaeli'nin kısa sürede toparlandığını ifade eden Kurtkaya, Afetle ilgili zararları azaltma, risk ve kriz yönetimi yetkilerinin kurumlar arasında birbirine karıştığını belirterek " Afet yönetiminde çok başlılık devam ediyor. Olası Marmara depremi veya Türkiye'nin herhangi bir yerinde olabilecek afette bunun sıkıntılarını yaşayacağız. Afetle ilgili zarar azaltma, risk ve kriz yönetimi ile ilgili Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Afet İşleri Genel Müdürlüğü ve Başbakanlık Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü görevli. Yetkiler burada birbirini kesmekte. Bu nedenle kargaşanın giderilmesi için Artık ciddi manada afet yönetimine ihtiyaç vardır" dedi.
Türkiye'nin yüzde 70'i riskli
KOÜ BİLARUM Müdürü ve KOÜ Mühendislik Fakültesi Jeodezi ve FM Bölüm Başkanı Prof. Dr. Haluk Konak, afetlerin toplumsal gerilime yol açtığını, toplumda büyük yıkımlara neden olduğunu söyledi. Türkiye'nin yüzde 70'inin deprem riski taşıdığını, toprakların yüzde 66'sının aktif fay üzerinde olduğunu, yüzde 25'inin ise heyelana maruz kaldığını belirten Prof. Dr. Haluk Konak, Kocaeli, Sakarya ve Yalova'da Jeodezi kontrol noktalarının oluşturulduğunu, bu üç ilde toplam 9 bin 351 kilometrekarelik alanda Türkiye Ulusal Genel Ağ (TUTGA) projesinin tamamlandığı ifade etti.
182 sanayi kuruluşu yer değiştirmek istiyor
Açılış konuşmasını yapan Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Yılmaz Kanbak, 1999 depreminde sıfırlara inen sanayi üretiminin bir yıl içinde yüzde 80'lere çıktığını belirterek " Kocaeli'deki sanayi kuruluşları hiç işçi çıkarmadan el ele depremin yaralarını sardı. Depremin hemen ardından 250 sanayi kuruluşu riskli bölge diyerek taşınmak istiyordu, şimdi 182 sanayi kuruluşu yer değiştirmek istiyor" dedi.

Kurtkaya
Demir
Kanbak
Bologna Süreci ve Kocaeli Üniversitesi
KOÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Sevim Gökalp Bologna Süreci'nde 2010 yılına kadar Avrupa Yüksek Öğretim Alanının oluşturulması için ortaya konan hedef ve reformları ifade eden süreçte KOÜ'nün gerçekleştirdiklerini ve hedeflerini anlattı.
KOÜ Tıp Fakültesi Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen toplantıda Prof. Dr. Ayşe Sevim Gökalp, her ülkede ulusal durum ve kültürle uyumlu olmak kaydıyla; eğitim kalitesini arttırmayı, deneyimleri paylaşmayı, işbirliğini, kazanılan yetkinliklerin geçerliliğini sağlamayı amaçlayan Avrupa Yüksek Öğrenim Alanı projesini tanıttı. 1999'da 29 ülkenin eğitim bakanlarının başlattığı Bologna Süreci'ne Türkiye 2001'de dahil oldu. Bologna Süreci'nde, öğrenci/öğretim üyesi hareketliliğini teşvik (Hayat Boyu Öğrenme; Erasmus, Comenius, Grundtvig, Minerva, Leonardo da Vinci gibi projelerle), kolay anlaşılabilir ve karşılaştırılabilir bir derece sistemi, ortak kredi sistemi, lisans/yüksek lisans, iki kademeli eğitim, kalite güvencesi ve yeterlilikler çerçevesi ile Avrupa doktora ve araştırma alanlarının oluşturulmasının hedeflendiğini söyleyen Prof. Dr. Ayşe Sevim Gökalp bu hedeflere ulaşırken ülkelerin eğitim sistemlerindeki farklılıkların korunarak ortak hedeflerin benimsenmesi, şeffaflık, karşılıklı güven ve tanıma, birbirinin deneyimlerinden yararlanma ilkelerinin göz önünde tutulacağını ifade etti.
Kocaeli Üniversitesi Bologna Sürecinde hangi aşamada ?
Prof. Dr. Ayşe Sevim Gökalp KOÜ'nün çalışmalarıı şöyle sıraladı; "Erasmus şartı 2004'te sağlandı. Diploma eki 2006 verilmeye başlandı. Öğrenci/öğretim üyesi hareketliliği artmış düzeyde, Genişletilmiş Erasmus Beyannamesi bu yıl alındı. İkili staj, yüksek lisans ve doktora yerleştirmeleri 2008'de başlıyor. ECTS'ler gözden geçirildi. Üniversitemizde ilklere örnek olarak; ilk kez, giden Erasmus öğrencilerine oryantasyon eğitimi verildi. Yabancı Diller Yüksekokulu'nda, giden Erasmus öğrencilerine Almanca kursu açıldı. Erasmus Türkçe Yoğun Dil Kursu (EILC) açıldı. Konsorsiyum başvurusu kabul edildi. Türkiye'de kabul edilen tek olma özelliğini taşıyan konsorsiyum Kocaeli Üniversitesi, Kocaeli Sanayi ve İzmit Ticaret Odası, MT&M College-Sofia, Bulgaristan üyelerinden oluşuyor" dedi.
Yıllara Göre Erasmus Öğrenci Değişimi;
2004-2005: 18 lisans
2005-2006: 24 lisans, 6 yüksek lisans
2006-2007: 46 lisans, 12 yüksek lisans, 6 doktora
2007-2008: 100 lisans-gerçekleşen-(167 gerçekleşebilecek), 14 yüksek lisans, 6 doktora
Yıllara Göre Erasmus Öğretim Elemanı Değişimi;
2004-2005: 4 kişi
2005-2006: 2 kişi
2006-2007: 16 kişi
2007-2008: 69 kişi

Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Sevim Gökal
AB'nin Orta Doğu Politikası
Dünyadaki en büyük savaşlara, yıkımlara, soykırımlara sahne olan Avrupa topraklarında başlayan Avrupa Birliği'nin (AB) genişlerken temel politik yaklaşımlarında Orta Doğunun yeri tartışıldı.
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasret Çomak'ında katıldığı, KOÜ Tıp Fakültesi Morfoloji Binası Konferans Salonu'nda düzenlenen etkinliğe, öğretim üyeleri ve öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. KOÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç. Dr. Kenan Dağcı "Avrupa Birliği'nin Orta Doğu Politikası" konulu sunumunda, dönemin temel enerji kaynağı kömür havzaları ve sanayinin hammaddesi olan çelik havzalarına sahip olmak gibi sebeplerin 2. Dünya Savaşını doğurduğunu belirterek savaşın hemen ardından Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu'nun kurulduğunu, daha sonra Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ve günümüzde de AB olarak anıldığını söyledi. AB'nin hem güvenliği hem de refah ve zenginliğinin devamı için 'genişleme' politikasını sürdürdüğünü vurgulayan Dağcı, genişlemeyi düşünmediği ama ilişkilerinin bozulmasını istemediği Orta Doğu gibi diğer bölgelerle işbirliği ve ortaklık ilişkileri kurduğunu belirterek 'Akdeniz Politikası' ve 'Komşuluk Politikası' örneklerini verdi.
AB'nin Orta Doğu ile ilişkilerini :
- 'Avrupa-Akdeniz Ortaklığı' - 'Komşuluk Politikası' bağlamında ikili ve bölgesel ilişkiler,
- Körfez İşbirliği Konseyi bağlamında Körfez ülkeleri ile ilişkiler,
-Yemen, İran ve Irak ile ilişkiler olarak 3 ayrı çerçeveye oturttuğunu ifade eden Dağcı, AB'nin 1957'den beri bu ülkelerle çeşitli ticari, ekonomik ve kültürel anlaşmalar yaptığını bir çoğununda amacına ulaşmadığını söyledi. Bu süreç içerisinde Türkiye ile de benzer anlaşmalar yapıldığını söyleyen Dağcı, Türkiye ile yapılan anlaşmalardan sonra müzakere sürecinin sonunda tam üyelikten başka bir sonucun çıkmasını beklemediğini söyledi.

Dağcı
KOÜ'de Yeni Yıl Konseri
Kocaeli üniversitesi (KOÜ), Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü'nün düzenlediği etkinlikle, yeni yıla sayılı günler kala, 2007 yılını muhteşem bir konser programıyla uğurladı.

Prof. Dr. Baki Komsuoğlu Kültür ve Kongre Merkezi'nde bugün (26 Aralık 2007) saat 15.00'da düzenlene etkinliğe KOÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Sevim Gökalp,Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Reşat Başar, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdurrahman Fettahoğlu, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Servettin Bilir, İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hülya Yengin, Devlet Konservatuvarı Müdürü Doç. Dr. Yılmaz Aydın, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı. Şef Tekin Okçebe yönetimindeki KOÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü Topluluğu, "Bach'tan Valse, Valsten Tangoya" konulu hem kulaklara hem de gözlere hitap eden etkinlikleriyle, izleyenlere unutulmaz bir konser keyfi yaşattı. Müzik topluluğuna piyanoda Lale Feridunoğlu, gitarda Ozan Sezener, akerdeonda Ortaç Aydınoğlu, Soprano Esen Demirci, Bariton Akyan Demirci ve Hasan Goganı ile Eylül Cinerler danslarıyla eşlik etti. Konser bitiminde yeni yıl heyecanına ortak olan bu sanatçılara çiçek verildi.


KOÜ Basketbol Takımı Lider
KOÜ Basketbol Takımı, Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu'nu organize ettiği Üniversiteler arası Basketbol Turnuvası'nı lider tamamladı.

10-14 Aralık 2007 tarihleri arasında gerçekleştirilen turnuvada, C Kategorisinde mücadele eden KOÜ Basketbol Takımı bütün rakiplerini yenerek, gurubu birincilikle tamamladı ve 2008' de B Kategorisinde mücadele etmeye hak kazandı. Bu başarıda emeği geçenlere, bugün (27 Aralık 2007) Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Sosyal Tesisleri'nde düzenlenen törenle teşekkür sertifikaları verildi. Törende sporculara sertifikaları KOÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasret Çomak, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Abdurrahman Fettahoğlu, Felsefe Bölüm Başkanı Prof. Dr. H.Sinan Özbek, Sağlık, Kültür Spor Daire Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ömer Kurtaş verdi.

C Gurubu:

Kocaeli Üniversitesi
Sakarya Üniversitesi
Düzce Üniversitesi
Kastamonu Üniversitesi
Karabük Üniversitesi
Kırıkkale Üniversitesi
Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi
Doğu Akdeniz Üniversitesi

Maç Skorları:

Guruplar:
KOÜ - Karabük Üniversitesi : 71 - 58
KOÜ - Düzce Üniversitesi : 90 - 82
KOÜ - Kastamonu Üniversitesi : 84 - 48

Yarı Final:
KOÜ - Sakarya Üniversitesi : 69 - 53

Final:
KOÜ - Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi : 71 - 58