KOÜ Tıp Fakültesi, mezunlarının TUS'ta ilk 10'a girmesini, sağlık araştırmaları sıralamasında ilk 5'te yer almasını sağladı.
Hukuk Fakültesi mezunları ise Hakim ve Savcılar Sınavı'nda da ilk 10'a girmeyi başardı.

EN ÇOK ÖĞRENCİ ALAN ÜNİVERSİTE
66 bin öğrencinin öğrenim gördüğü 11 fakülte, 7 yüksekokul, 20 meslek yüksekokul ve 1 konservatuar bulunan "Kocaeli Üniversitesi" 2011-2012 Öğretim yılında 16.476 öğrenci alacak. En çok öğrenci alan üniversiteler sıralamasında Selçuk (23.016), Anadolu (21.272) Üniversitelerinin ardından üçüncü sırada yer alan KOÜ'yü Süleyman Demirel (16.383), İstanbul (15.517), Sakarya (14.873), Atatürk (14.097), Dumlupınar (13.479), Gazi (12.616), Afyon (12.601). Kocaeli Üniversitesi geçen yıl, 16.100 öğrenci kaydederek yine ilk 10'daki yerini korumuştu.
165 üniversite arasında yapılan program çeşitliliği sıralamasında da, "Kocaeli Üniversitesi", ilk 10'da yer alıyor. Selçuk (321), Süleyman Demirel (249), Kocaeli (242), Sakarya (238), Uludağ (221), Atatürk (218), Cumhuriyet (214), Akdeniz (203), Gazi (189), Mustafa Kemal (188).
Öte yandan, Türkiye Newsweek Dergisi tarafından yaptırılan, "Öğrenci Memnuniyeti" sıralamasında, "Kocaeli Üniversitesi" ilk 10'da yer aldı.
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fatih Gürsul yönetiminde akademik bir ekibin uyguladığı anket, Türkiye'deki üniversitelerin tamamında uygulandı. Her üniversiteden yaklaşık 1200 öğrencinin katıldığı anket 3 ayda tamamlandı.

Not: Haber Sayın Galip Ataman'ın 8 Ağustos 2011 tarihli, Kocaeli Demokrat Gazetesi'ndeki yazısından alınmıştır. Teşekkür ederiz.

Lisans Yerleştirme Sınavları (LYS-2011) sonuçlarının açıklanmasının ardından, adaylar tercihlerini yaptı.
Her yıl olduğu gibi adaylar, bu yıl da ilk 10'da yer alan Boğaziçi, ODTÜ, İTÜ, Hacettepe, İstanbul, Ankara, Ege, Kocaeli Üniversiteleri gibi prestijli devlet üniversitelerini seçti.
Hatırlarsak, 2010-2011 Öğretim yılında ilk 5 bine giren başarılı 361 öğrenci Kocaeli Üniversitesi'ni tercih etmişti.

KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ, İLK 10'DA
Adaylar tercihlerini yapmak rehberlerin, uzmanların kapısını çaldığı günlerde, bir internet sitesi LYS-2011 sonuçlarına göre 66 bin üniversite adayının katılımıyla tercih provası yaptı.
Buna göre, adayların en çok tercih ettiği ilk 10 üniversite şöyle belirlendi;
İstanbul, Marmara, Gazi, Dokuz Eylül, Ege, Ankara, Anadolu, Selçuk, Akdeniz, Kocaeli.
Proje yöneticisi Hasan Yaşar adayların tercihleriyle ilgili bilgi verirken, öğrencilerin ilk 10'a yazdıkları üniversitelerin tıp, mühendislik, hukuk fakültelerinin yanında okul öncesi, sınıf, bilgisayar, tarih ve rehber öğretmenliğini yazdıklarını söyledi.
2010 yılının en çok tercih edilen üniversite ve bölümlerini belirlemeye yardımcı olmak amacıyla 83 bin adayın katılımıyla yapılan tercih prova çalışmasında, "Kocaeli Üniversitesi" ODTÜ, Boğaziçi, İTÜ, Ankara, Hacettepe, Ege, Anadolu, Gazi, Dokuz Eylül Üniversitelerinin ardından bu yıl olduğu gibi yine ilk 10'da yer almıştı.

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Bilim Dalı tarafından her yıl düzenlenen "Arkadaşım Diyabet Kampı" bu yıl da İznik'te yapıldı. İznik Gölü kıyısında farklı illerden 81 çocuğun katıldığı kampta 9 grup lideri yer aldı ve onlar da tip 1 diyabet hastası. Tatil şeklinde planlanan ancak sabah 7.30'da başlayan program, çocukların parmaklarından aldıkları bir damla kandan şeker düzeylerini ölçerek güne başlıyor. Buldukları değere göre insülin iğnesi olup, yiyebileceklerini hesaplayan çocuklar bu işlemi günde en az dört kez tekrarladılar. Tüm bu işlemler sırasında sadece birbirleriyle değil, hastalıklarıyla da arkadaş olmanın yollarını arayan çocuklar için kamp son derece eğitici. Yaşam boyu süren bir hastalık olan tip 1 diyabet, yaşam boyu süren bir hastalık. Yönetmenin ve yenik düşmemenin tek yolu iyi geçinmek. Bunun için de hastalığı her yönüyle tanımak şart. Kocaeli Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Bilim Dalı tarafından bu yıl 16. kez 'Arkadaşım Diyabet Kampı' düzenlendi. Kampın amacı, diyabetle yaşamak, baş etme, kan şekerini izleme ve iyileştirme, kendi kendine tedavi, insülin ayarlaması yapmak ve komplikasyonlardan korunmaktan ibaret değil. Çocuklara bağımsız hareket becerisi ve sosyal yaşamda kendine güven kazandırmak da hedefleniyor.

"Diyabetle Arkadaş Olmak"
Kocaeli Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Şükrü Hatun, Türkiye'de her yıl bin 700 çocuğa tip 1 diyabet tanısı konduğunu söylüyor. 20 bin çocuk da (çoğu okul çağında) tip 1 diyabet hastası. Prof. Dr. Hatun, "Tanı konduktan sonra en büyük sorun, aile ve çocuğun yaşadığı şok. Diğeri de hastalığın yaşam boyu sürmesi. Çocuğun hastalığını kabullenmesi; tedavisinin gereklerini yerine getirmek, gizlemeden, sıkılmadan, içinde büyütmeden yaşamak anlamına geliyor. Dolayısıyla diyabet ekibinin önemli görevlerinden biri, başlangıç tedavisini planlamak, çocukları evde bakıma hazırlamak. Diyabeti kabullenmeleri, yani arkadaş olmaları da onun kadar önemli. İnsan arkadaşına özenli ve sabırlı davranır, iyiliğini ister. Çocukların diyabetle böyle bir bağlantı kurmalarını, sürekli didişmemelerini, kaygı konusu yapmamalarını sağlamaya çalışıyoruz. Kamptan yenilenmiş, güçlenmiş ve hastalıkla barışık ayrılıyorlar" dedi. Kampa katılan çocuklar için de son derece önemli bir süreç olan kamp bu yıl 31 Temmuz - 7 Ağustos 2011 tarihlerinde yapıldı. Kendi tecrübelerini aynı hastalığı yaşayan yaşıtlarıyla paylaşan çocuklardan 13 yaşındaki Kağan Ege Karakuş hastalık tanısı ve sonrasını anlattıktan sonra " Bu kampa gelene kadar bu kadar çok diyabetli çocuk olduğunu bilmiyorum. Benimle aynı durumda ne çok çocuk varmış" dedi. Yaklaşık 10 ay önce tip 1 tanısı konulan 13 yaşındaki Pelin Sude Cengiz de "Hastalığı ilk duyduğumuzda annemle haftalarca ağladık. Aslında çok kötü değil ama olmasa daha iyi. Çünkü tatlıyı çok severim. Arkadaşlarım iğne yaparken görünce kötü bir hastalık olduğunu söylüyor, bu da moralimi bozuyor" dedi. Genel olarak kampa katılan çocukların söyledikleri kampın hedeflediği amaçlara ulaştığını gösteriyor. Prof. Dr. Hatun ileriki yıllarda da benzer çalışmaların devam edeceğini belirtti.

Kocaeli Üniversitesi Kök Hücre ve Gen Tedavileri Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Erdal Karaöz, Başkanlığını Almanya Leipzig Üniversitesi'nden Prof. Dr. Agustinus Bader'in yaptığı "World Virtual Institute of Preventive & Regenerative Medicine and World Federation Preventive & Regenerative Medicine" adlı uluslararası federasyonun direktörler kuruluna davet edildi.
KÖGEM'in yaklaşık 3.5 yıllık bir geçmişi olduğunu belirten Prof. Dr. Karaöz, teknik altyapısını büyük oranda tamamlamış ve bilimsel altyapısını da her geçen gün geliştiren bir Ar-Ge merkezi olduklarını söyledi. Ülkemizde, kök hücre, doku/organ mühendisliği ve gen tedavileri alanında faaliyet gösteren az sayıda merkezden biri olduklarını belirten Prof. Dr. Karaöz, şu anda 7'si TÜBİTAK olmak üzere birçok ulusal ve uluslararası projenin yürütüldüğü KÖGEM'in artık uluslararası bilim arenasına açılmaya başladığını vurguladı. Mısır'dan bir öğrencinin doktora tez çalışmasını KÖGEM'de yapacağını ve Erasmus programı çerçevesinde Belçika'dan bir öğrencinin 9 ay süreli olarak staj yapmak üzere KÖGEM'e gelmesinin memnuniyet verici olduğunu belirten Prof. Dr. Karaöz, Almanya-Avustralya-Türkiye ortak projelerinin de başladığını söyledi. Dünyada kök hücre ve doku mühendisliği alanında faaliyet gösteren Ar-Ge merkezleri arasındaki organizasyona davet edilen ilk Türk Üniversitesi olduklarını belirten Prof. Dr. Karaöz, bu sürecin Kocaeli Üniversitesi KÖGEM olarak gelecekte daha önemli başarıların habercisi olduğunu belirtti.

11 -29 Temmuz tarihleri arasında Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü ve Gölcük Belediyesi işbirliği ile 18.Uluslararası Değirmendere Zühtü Müridoğlu Ahşap Heykel Sempozyumu Değirmendere'de gerçekleştirilmiştir. İspanya'dan Beatriz Carbonell Ferrer , Japonya'dan Masani Arai, Finlandiya'dan Sakari Matinlauri, Türkiye'den Ertuğ Atlı, Evrim Kılıç ve Arzu Parten'in katıldığı sempozyum, 29 Temmuz 2011, saat 19.00 Değirmendere Çınarlık Meydanı'nda gerçekleştirilen kapanış seremonisinin ardından sona ermiştir. Sempozyum sürecinde gerçekleştirilen heykeller, Değirmendere Çınarlık Meydanı'nın çeşitli yerlerine yerleştirilmiştir.

Kocaeli Üniversitesi bu yıl üniversiteye yeni kaydolacak öğrencilerin toplumsal sorumluluğunu artırmak,çevre bilincini geliştirmek,doğaya duyarlılıklarına dikkat çekmek için yeni bir proje geliştirdi.
Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız rektörümüz Prof. Dr. Sezer Ş. Komsuoğlu projeye yönelik ''Bu yıl üniversitemiz yeni bir adım daha atıyor.Toplumsal Sorumluluk Projelerimizi daha da genişletiyoruz.Kocaeli Üniversitesi olarak amacımz,yurdun her köşesinden üniversitemize gelen değerli öğrencilerimizle üniversite kimliğimizi güçlendirmek ve toplumsal yaşama katkı sağlamaktır.''Toplumsal Sorumluluk Projesi 2011 de İzmit Orman İşletmesi Müdürlüğü ve bu yıl aramıza katılan 16 000'i aşkın öğrencimizle''Kocaeli Üniversitesi 2011 Orman Projesini yerleşkelerimiz ve orman alanında her öğrenci için bir fidan dikerek gerçekleştireceğiz.Projemiz ekim ve dikim mevsimi olan Ekim ve Kasım aylarında uygulanacaktır.Bunun için de yeni kayıt yaptıran her öğrenciye geri dönüşümlü şık armağanların yanı sıra,kapak uçlarında karaçam tohumları bulunan birer de kalem vereceğiz.
Öğrencilerimiz ekim aylarında bu tohumları ekebilecek ve bir çevre bilinciyle üniversitemize adım atacaklardır.Hedefimiz,öğrencilerimizi her yıl farklı alanlarda,üniversite kimliğini gururla ortaya koyabilecekleri toplumsal sorumluluk projelerinde buluşturmaktır.''dedi.

Kocaeli Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi'nin aktif destek verdiği ve 15-20 Ağustos 2011 tarihlerinde Diyarbakır da gerçekleştirilen kamp ,Diyarbakır Çocuk Hastanesi Endokrinoloji Kliniği ,Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Derneği Çocuk Diyabet Grubu ve Çocuk ve Adolesan Diyabetikler Derneği tarafından ortaklaşa yapılmıştır.
Diyabet tanısı konan çocuklara hastaneye yattıklarında temel bilgiler verilmekte olup, diyabetli çocukların doktor, hemşire, diyetisyenler ve deneyimli diyabetlilerle birlikte yaşamasına dayanan diyabetli çocuk kampları çok etkili bir eğitim imkanı sağlamaktadır. Ülkemizin batı bölgesinde diyabetli çocuklar için uzun süredir kamplar düzenlenmektedir. Ülkemizde 20.000 dolayında diyabetli çocuk vardır ve bu çocukların eğitimi için diyabet kamplarının sayısının artmasına ihtiyaç vardır.
Tahminlere gore Güneydoğu Anadolu bölgesinde 5-19 yaş grubunda 2.822.114 çocuk bulunmakta, 1900'ü diyabet tanısı ile izlenmektedir. İki yıl önce kurulan Diyarbakır Çocuk Hastanesi Endokrin Kliniğinde şu anda 100 tanesi son bir yılda tanı alan toplam 450 diyabetli çocuk izlenmektedir. Son yıllarda bu bölgedeki diyabetli çocukların bakım ve tedavisi konusunda önemli ilerlemeler olmakla birlikte hala kan şekerini dengesini gösteren veriler diğer bölgelere oranla kötü durumdadır. Bu kamp hem bölgedeki çocukların eğitim ve bakımına katkıda bulunmak hem de bölgedeki yetkililerin dikkatini diyabetli çocukların sorunlarına çekmek için düzenlenmiştir.
Kampa, 10- 18 yaş arasında Diyarbakır Merkez, Silvan, Cizre, Adana, Hazro, Şırnak, Dicle, Nusaybin, Savur, Bismil, Mersin, Çermik, Batman, Ergani, Kulp, Siverek, Göçer, Hani, Viranşehir ilçelerinden gelen 56 çocuk; İstanbul, Kocaeli, Ankara, Aydın, Afyon, Adana, Muş, Erzurum illerinden gelen 26 sağlık görevlisi ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Çocuk Şubes'nden 11 eğitmen ve görevli katılmıştır. Kampta Tuba Karademir isimli ailesi göçer hayatı yaşadığı için için hiç okula gidemeyen ve Türkçe bilmeyen bir çocuk da katılmıştır. Günde 2 saat uzmanlar eşliğinde küçük gruplar halinde diyabet eğitimi yapılan kampta, çocuklar ve kamp ekibi arasında çoşku, iyilik, bilgi, emek, sevecenlik, kardeşlik dolu güçlü bir ortam oluşmuştur. Kamp ekibinin gözlemleri ve çocukların yazdığı kompozisyonlar kampa katılan diyabetli çocukların diyabet bakım becerilerini geliştirmiş olmanın yanısıra yaşam güçleri arttırdığını göstermektedir. Bazı çocuklar ilk kez kalçalarına ve karınlarına insulin yapmayı ve beslenme planlanmasında karbonhidrat sayımını kampta öğrenmişlerdir.
Çocukların bazılarının isimlerinin anlamından yararlanılarak Prof.Dr.Şükrü Hatun tarafından yazılan Diyabet Kardeşliği şiiri ve her sabah çocukların Prof.Dr. Rüveyde Bundak ile birlikte okudukları " Diyabetli Çocuklar Andı" ayrıca aşağıda sunulmuşur.

Diyabet Kardeşliği

Neval iki dağ arasında akar
Şerife çiçek açar
Pelda yaprak verir, aydınlatır bizi.
Bahar kardeşliği ve çalışkanlığı anlatır
Bercan canından önde tutar bizi.
Dilan halaylara Vesile olur
Evindar sevgili, Ümyan anne gibi kollar bizi.
Gazal ceylan gibi süzülür
Mizgin müjdeler getiririr
Kader bir gün güldürür bizi.

Diyabetli Çocuklar Andı

Bir diyabetik olarak, kendimden
Yakınmadan ve yılmadan,
Diyabet sağlık ekibinin önerilerine,
Düzenle ve titizlikle uyacağıma,
Kendimden küçükleri,diyabetikleri ve doğayı
Koruyup kollayacağıma,
Kemdimle, çevremle ve insanlarla
Daima barışık yaşayacağıma,
Bugünüme güvenle,
Geleceğime umutla bakacağıma,
Doğruluktan ayrılmayacağıma,
Çalışmaktan yılmayacağıma,
Tüm değerlerim üzerine söz veririm.

Üniversitemizin değerli mensupları,
Bu e-posta beni duygulandırdı, sevindirdi ve heyecanlandırdı.
Sizlerle paylaşmak istedim.
Saygılarımla,
Prof. Dr. Sezer Ş. Komsuoğlu

e-posta:
Sayın Rektörüm,
Bir yerel gazetedeki "KOÜ'NÜN 2012 STRATEJİK HEDEFLERİ" başlıklı haberde vermiş olduğunuz açıklamalarda bu yıl yeni kayıt olan öğrencilerin çevre bilincini geliştirmek için İzmit Orman Bölge Müdürlüğü ile işbirliği yapıldığını ve 16 bin ağaç ve tohum dikiminin gerçekleştirileceğini okudum. Bu esnada bir anım canlandı ve sizinle paylaşmak istedim:
Henüz lisans eğitimimi yeni tamamladığım 2005 yılında rahmetli Prof. Dr. Baki KOMSUOĞLU'na gönderdiğim e-posta ve kendisinin yanıtında aynı konu üzerinde durmuştuk. Şu anda Makine Müh. Böl.'de Ar.Gör. kadrosunda görev yapmaktayım. Aradan geçen yıllardan sonra bu fikri hayata geçirmeniz şahsımı bilhassa sevindirdi.

Saygılarımla
Arş.Gör. Alpay Tamer ERTÜRK
KOÜ-Makine Müh. Böl.

2005 yılında Baki Hocam'a Gönderdiğim e-posta:
Sayın Rektörüm,
Üniversitemizin güz donemi açılısını çeşitli etkinliklerle yapmak fikrini uzun zamandır düşünüyorum. Bunun benzeri bir uygulamayı ABD,George Tect Universitesi'nde görmüştüm. Hem üniversitemizin tanıtımı hem de yeni kayıt yaptıracak arkadaşların motivasyonu için
faydalı bir çalışma olacağını düşünüyorum. Bu yönlü bir çalışmanın kanımca koordinesi şu şekilde yapılabilir:
a- Öğrenci konseyinin kulüpleri organize ederek üniversitemiz kulüpleri ve faaliyetlerinin tanıtımı :Bu yolla sene içinde problem olan ve etkinliği tartışılan kulüp üyelik masaları da Umuttepe' de hizmet verip tanıtımlarını yapabilirler. Bunun için Umuttepe' de çok
müsait alanlar var. (Konferans salonunun çevresi gibi)
b- Güzel Sanatlar Fakültesi'nin çeşitli sergi v.b. etkinleri, bu fakülteye yer gösterilerek sağlanabilir.
c- Üniversite açılışı ağaç dikim dönemine geldiği için ağaçlandırma alanına ağaç dikimi yapılabilir. Bu etkinlikte her yeni kayıt yaptıran öğrencinin bir fidan dikmesinin son derece anlamlı bir uygulama olacağını düşünüyorum.

Saygılarımla,
A.Tamer ERTÜRK
Makine Mühendisliği

2005 yılında Baki Hocam'ın Yanıtı:
Yazdıklarınız güzel şeyler. Öğrenci konseyine bu yazıyı gönderiyorum. Umarım iyi bir düzenleme yapılır. Ağaç dikilmesi için yer gösterilebilir. Güzel Sanatlar Fakültesi zaten bu etkinlikleri yapıyor.

Selamlar,
Prof.Dr. Baki Komsuoğlu
Rektör

15/08/2011 - 23/09/2011 tarihleri arasında Uluslar Arası İlişkiler Birimi Erasmus Öğrencileri İçin "Hoş geldin Kokteyli" düzenledi. Çoğunluğu Almanya'dan olmak üzere Estonya, İtalya, Polonya, İspanya, Macaristan, Fransa, Avusturya, Portekiz ve Çek Cumhuriyeti'nden toplam 29 Erasmus öğrencisinin katıldığı EYDK öğrencileri için dil öğreniminin yanı sıra bir de sosyal etkinlik programı düzenlendi. Öğrenciler Uluslar Arası İlişkiler Birimi'nin hazırladığı çeşitli sosyal ve kültürel etkinliklere de katılarak Türkiye ve Türk kültürü hakkında bilgilendirildi. Ayrıca 12/08/2011 tarihinde bir Büyükada gezisi düzenlendi. Bu gezide 1751 yılında inşa edilen Aya Yorgi Manastırı ziyaret edildi. Kısa bir ada turunun ardından adanın tarihi ve kültürel yapısı tanıtıldı.