Rektörümüz Prof. Dr. Sadettin Hülagü, Kocaeli Üniversitesi Kültür Evi’ni ziyaret ederek, Hüsn-ü Hat Sanatı dersine iştirak etti. Herkesi kurslara katılmaya davet etti.
Geleneksel kültürümüzü yansıtan ücretsiz kurslar düzenleyen Kocaeli Üniversitesi Kültür Evi’ni, Rektör Prof. Dr. Sadettin Hülagü ziyaret etti. Perşembe günleri Kültür Evi bünyesinde ücretsiz olarak verilen Hüsn-ü Hat dersine katılan Rektör Prof. Dr. Hülagü, sanata ilişkin bilgi aldı.
Rektör Prof. Dr. Hülagü konu ile ilgili yaptığı açıklamada, Kültür Evi’nin üniversitemiz açısından önemine değinerek, “Kent-Üniversite birlikteliğini sağlamayı ve özellikle kültürel faaliyetlerde üniversitemizin rol almasını çok istiyoruz. Bizler geçmişi ve geleceği ile kadim bir kültürü, geleneği olan bir nesiliz. Burada insanlara ecdadıyla buluşma, kendi genlerini tanıma fırsatı sunuyoruz. Osmanlıca, Farsça gibi dil kursları, Ebru, Hüsn-ü Hat ileriki dönemlerde Minyatür sanatı, musiki dersleri ile Kültür Evi’ni topluma karşı bir sorumluluk projesi olarak hayata geçirdik. Bu projenin yaşamasını istiyoruz. Kocaeli halkımızı ücretsiz kurslarımıza davet ediyoruz” dedi.
Rektörümüz Kültür Evini Ziyaret Etti
Kurslarda verilen sanatlara ilişkin de bilgiler veren Rektör Prof. Dr. Hülagü, “Hüsn-ü Hat sanatı, güzel yazı yazmak ile ilgili, bir harfin çekildiğindeki yüksekliği, boyutu, açıklığı, eğimdeki estetiği oldukça önemli. Teknik özellikleri, yazım özellikleri, kalemin oynayış şekli, kalemin cinsi, boyası her birisi ayrı ayrı özellik içeriyor. Aynısı Ebru için de geçerli. Ebru, insanın kendi dünyalarındaki güzellikleri yansıtan ve tekrarı olmayan bir sanat. Öğrencilerimize, özellikle Ebru sanatını öğrenmelerini tavsiye ediyorum. Ney’e de değinecek olursam. Ney, insanı temsil eder. Saf hale gelmiş insanın terennümünden çıkan nağmelerdir. İnsan, o sesleri çıkarabilmek için de kendinden bir nefes katması gerekmektedir. Bu açıdan Ney’i ayrı önemsiyorum” dedi.
Son olarak öğrencilere seslenen Rektör Prof. Dr. Hülagü, “Öğrencilerden tek istirhamım, sadece dersle meşgul olmasınlar. Dersler tabiki önemli ama kendilerini tanıma, kültürel hayatı yaşama açısından bir şeyle meşgul olsunlar. Tiyatroya gidebilirler, bir musiki aleti icra edebilirler. Kültür Evi’ne gelebilirler. Burası nefes alabilecekleri bir yer. Kültürel faaliyetlerin birleştiği bir nokta. Onun için burası onların evi, evlerini boş bırakmasınlar” diyerek sözlerini noktaladı.