Tüm dünyaca geçtiğimiz yıldan itibaren içinde bulunduğumuz zorlu pandemi süreciyle birlikte sağlık, her birimizin gündeminde baş sıraya yerleşti. Sağlık teknolojileriyle ve yapılan çalışmalarla yeni tedavi yöntemleri gelişmiş olsa da kanser hala en önemli sağlık sorunlarının başında gelmekte. Kanser ve kanserden korunma konusunda farkındalığı arttırmak için ülkemizde her yılın 1-7 Nisan tarihleri arasında kabul edilen “Ulusal Kanser Haftası” ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından kabul edilen 7 Nisan Dünya Sağlık Günü kapsamında Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zafer Utkan ile bir röportaj gerçekleştirdik.

Kanser Haftasının, insanların kanser hakkında doğru bilgiye yönlendirilmelerini sağlama ve farkındalık yaratmanın en önemli yolu olduğunu vurgulayarak konuşmasına başlayan Prof. Dr. Zafer Utkan, kansere nelerin neden olduğundan ve en tehlikeli kanser çeşitlerinin hangileri olduğundan bahsederek,

“Kanser, sebebini net olarak söylemenin zor olduğu bir hastalık. Eğer sebebinin ne olduğunu net olarak ortaya koyabiliyor olsaydık, o faktörü ortadan kaldırmak, onla teması azaltmak, eksiltmek kanserle tedavide pek çok şeyin hakkından gelmemizi sağlayabilirdi. Ancak şunu da söylememiz lazım ki; mesela ciddi alışkanlıklarımızdan biri olan sigara içimini azaltmanın ve onun kapalı ortamlarda içilmesine engel olmanın, özellikle akciğer kanserini azaltabildiğinin bilincinde olmalıyız. Değiştirilebilir etmenleri değiştirme çabamızın, kanserden korunabilmemizi de sağlayacağını rahatça söyleyebilirim. Nitekim maalesef ki değiştirilebilir etkenlerin yanı sıra yaşımız, cinsiyetimiz, genetik şifremiz gibi bir takım değiştirilemeyen risk faktörleri de mevcut.

Prof. Dr. Utkan: Kanser Hastalıklarının Hemen Her Çeşidine Cevap Verebilecek Donanımlara Sahibiz
2 Nisan 2021
Kocaeli Üniversitesi
basın ve halkla ilişkiler
iletişim
bilgi edinme birimi
fotoğraf
grafik/tasarım
halkla ilişkiler ve tanıtım
E-GAZETE
Haber Merkezi
Bütün bunlara rağmen yine de dünyada olduğu gibi ülkemizde de benzer şekilde, kanser türlerinin görülme sıklığında cinsiyete göre değişme oranı mevcut. Kadınlarda görülen kanserlerde ilk sırada meme kanseri yer alıyor. Sonrasında akciğer kanseri olarak devam ediyor. Erkeklerde ise akciğer kanseri birinci sırada yer alırken, ardından prostat kanserinin ve kolorektal kanseri sıralanıyor. Neredeyse bütün dünyada böyle bir sıralamayı söylemek mümkün” şeklinde konuştu.

Üç Ciddi Risk Faktörü: Sigara, Obezite, Yaş
Geçtiğimiz günlerde Kocaeli Valimiz Seddar Yavuz’un, Kocaeli’de 14 bin kanser hastası olduğuna yönelik yaptığı açıklamaya dayanarak, günümüzde kanser hastalıklarındaki artışın sebebini sorduğumuz Prof. Dr. Zafer Utkan:

“Sayın Valimizin medyada da çıkan haberlerini gördüğümüzde, dünyada ve ülkemizde olduğu kadar şehrimizde de, kanser hastalığının önemli bir sorun, bir hastalık yükü olduğunu anlamamız mümkün. Şehrimizin sanayi şehri olması ve en büyük metropollerden biri olan İstanbul’un geçiş yolu üzerinde olması, yaşayan insan nüfusumuzu gözettiğimiz zaman hemen her şehirden insanların varlığı, bizim şehrimizdeki hastalık yükünün daha fazla olması anlamını taşıyabilir.

Peki bunun neden olduğuna gelirsek, aslında 200’ün üzerinde kanser çeşidi var ve bunlardaki artışa ait çeşitli nedenler söylemek mümkün olsa da, temel olarak üç tane ciddi risk faktörü söyleyebilirim. Başta da söylediğimiz gibi bu faktörlerden bir tanesi sigara. Sigara alışkanlığının azaltılması fevkalade önemli. Yine de maalesef durum böyleyken, bunun artacağına dair bir ön görü de söz konusu. Bu konuda gerçekleştirilerek bizi en mutlu eden çalışma “dumansız hava sahası” uygulaması. Rahatça söyleyebiliriz ki 2010 civarında gerçekleşen bu çalışmayla birlikte, kapalı alanlarda sigara içimini azaltılması tedbirleri neticesinde ülkemizde akciğer kanserinde %5 azalma olması oldukça sevindirici.

Bu konuda bir diğer temel risk faktörü de obezite. Dolayısıyla beslenmeyle ilgili problemler. Bu da çok önemli bir konu. Yine Bakanlığımız bu konuda çeşitli tedbirler alma konusunda çalışmalar başlamıştır. Kilo fazlalığının pek çok kanser için bir hazırlayıcı faktör olduğunu iyi biliyoruz. Bu nedenle hem beslenme alışkanlıklarımızın bir daha gözden geçirilmesi, hem de kilo fazlalığının azaltılmasına yönelik çalışmalara ihtiyaç var.

Kansere neden olan üçüncü faktör ise, değiştirilemeyen bir faktör olan yaş faktörü. Bütün dünyada olduğu gibi yaşam süremiz uzadı. Bu süre içerisinde bütün insanların uzun ve daha sağlıklı yaşamasını arzu ederiz. Ama ne yazık ki ilerleyen yaş dönemlerinde herhangi bir organımızın kanseriyle karşılaşma ihtimalimizin de artabileceğini söyleyebilirim" ifadeleriyle yanıt verdi.

Kanser hastalıklarının artmasına neden olan en temel üç faktörün dışında, fiziksel aktivitenin azalması, bir takım ilaçların bilinçsiz ve gereksiz kullanılması, güneş ışınları gibi faktörlerin de birçok organ kanseri için hazırlayıcı faktör olacağını da söyleyen Prof. Dr. Utkan, özellikle Pandemi sürecinde fiziksel aktivitemizin azalmasının ve kilo alımının artmasının sadece kanser açısından değil, kalp damar hastalıklarının görülmesinde de zemin hazırlayabileceğini dile getirdi.

"Gelişen Tedavi Yöntemleriyle Bazı Kanser Hastalıkları Ölümcül Olmaktan Çıktı"
Kanser hastalıklarıyla mücadelede cerrahi uygulamalar, tıbbi onkolojik uygulamalar ve radyasyon onkolojisinin uyguladığı radyoterapi uygulamaları olmak üzere üç temel tedavi yöntemi olduğundan bahseden Prof. Dr. Utkan:

“Robotik ve laparoskopik cerrahi uygulamaları gibi uygulamalar artık, kanser dokularını vücuttan tamamen ve en iyi şekilde temizleyebilir hale geldi. Bunun akabinde sistemik tedavi olarak bildiğimiz kemoterapi uygulamaları içerisinde de mütemadiyen hemen her gün değişen yeni, bir takım moleküllerin ortaya çıkması ve kullanılması söz konusu olmaya başladı. Nihayetinde akıllı tedaviler denilen, anlaşılmasını kolaylaştırmak için şöyle anlatmak isterim; tümör hücrelerini yakalayıp onları ortadan kaldıran, dolayısıyla diğer dokulara ilişkisi olmayan, onların fonksiyonunu bozmayan bazı tedavi yöntemleri ortaya çıkmaya başladı. Gelişen tedavi yöntemleriyle bazı kanser hastalıkları ölümcül olmaktan çıkarak, kronik hastalık haline gelmeye ve hastaların hayatlarını rahatça sürdürebilecekleri durumlara dönüştü. Radyoterapi açısından da modern makinelerle neredeyse nokta atışı şeklinde yapılan uygulamalar, hastalık çok daha küçükken hastalığın kaynağını ortadan kaldırabilecek” sözleriyle kanser hastalıklarının tedavilerindeki gelişmeler hakkında bilgiler verdi.

Prof. Dr. Zafer Utkan, kanser hastalıklarıyla ilgili en çok merak edilen konulardan biri olan kanser aşısıyla ilgili de açıklamalar yaparak,

“İçinde bulunduğumuz zaman diliminde kanserin aşısı vardır diyemeyiz, ancak bununla ilgili literatüre baktığımızda son derece üst düzeyde çalışmaların yapıldığını söyleyebiliriz. Genel olarak bütün kanserleri kapsayan bir aşı olduğunu söyleyemesek de serviks kanserleri için önleyici olarak HPV aşısının önemli olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle genç hanımların bu aşıyı yaptırması suretiyle bu rahatsızlıkların ortaya çıkması engellenebilir. Bir başka aşı olarak hepatit aşılarının yapılmış olması, Hepatit hastalığını geçirenlerde ortaya çıkacak karaciğer kanserlerinin önlenmesinde yardımcı olabilir.

Kanser Hastalıklarının Önlenmesine Yönelik Aşı Çalışmaları Devam Etmekte
Günümüzde doğrudan kanser hastalıklarının önlenmesine yönelik aşı çalışmaları devam etmekte olup, geçtiğimiz günlerde Biontech aşının firma sahiplerinin, kanser aşısı üzerinde çalıştıklarıyla ilgili yaptıkları açıklama ile bu güncel yaşamımız bu konuda biraz daha hareketlendi. Kovid-19 aşılarının geliştirilmesi biraz da o çalışmalar öncülüğünde yapılan değerlendirilmelerle sağlandı ve RNA üzerinden kanser aşısı geliştirmek üzere yapılan çalışmaların da birkaç yıl içerisinde mümkün olabileceği, kanseri önleme konusunda kullanılabileceği bilgisine sahibiz” şeklinde konuştu.

"Kanser hastalarının en az şekilde etkilenmesi için ciddi bir çaba sarf ettik"
Pandemi sürecinde kanser hastalarının nasıl etkilendiğini anlatan Prof. Dr. Utkan:

“Pandemi sürecinde sağlık merkezlerinin, hastanelerin, pandemi hastanesine dönüşmesiyle kendi branşlarımız dışındaki hastalıklar konusunda da hepimiz gayret sarf ettik. Hasta yatak sayılarıyla ilgili sorunlar ortaya çıktı. Bu durumların kısa sürmesini temenni etmemize rağmen maalesef pik yapma dönemleriyle birlikte bu tür sorunlarımız da arttı. Hem hastanelerin pandemi sürecinin getirdiği ciddi sorunlarla meşguliyeti hem de hastaların çekincelerinden ötürü tedavilerde gecikmeler ortaya çıktı. Bütün bunlara rağmen kanser hastalarının hastalıkları kendileri için zarar verici, tedavi edilmesinin iyice güçleştirici durumlara gelmeden tedavi etme yoluna gittik. Hem Avrupa’da hem Amerika’da bu konuyla ilgili yazılan bazı makaleler de oralarda da durumun böyle olduğunu, bu tip hastaların tedavilerinde gecikmeler olduğunu gösterir nitelikte. Bizler, özellikle bazı hastalık gruplarında, yani vazgeçilemez mutlaka tedavilerinin zamanında yapılması gereken ve zamana karşı yarışan kanser hastalarının en az şekilde etkilenmesi için ciddi bir çaba sarf ettik.” ifadeleri kullandı.

"Kanser Hastalıklarının Hemen Her Çeşidine Cevap Verebilecek Donanımlara Sahibiz"
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zafer Utkan hayatımızın bundan sonraki döneminde de kanserin olacağını ama bunun tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu unutmamamız gerektiğine dikkati çekerek,

“Kanser hastalığı özel bir hastalık. Sadece birey için değil kanser olan hastayı değil onun etrafını ailesini de ilgilendiriyor. Onlar çok özel bakıma, "bakışa" ihtiyaç duyan insanlar. Şanslıyız ki hem ülkemiz hem şehrimiz için bu tip kanser hastalıklarının hemen her çeşidine, her yönüyle cevap verebilecek donanımları da sahibiz. Ancak şimdiki gündemimiz, pandemi. Dolayısıyla da yine bir hekim olarak maske, hijyen ve mesafe konusunda çok titiz davranmamızı, bu konuda kanser hatalarımızın çok daha fazla dikkatli olmalarını tavsiye ediyorum” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.