Ebelik dünyanın en eski ve kutsal mesleklerinden bir tanesi. Kadının, ailenin ve toplumun sağlık danışmanları olan ebeler, doğum öncesi ve sonrasında ailelerin yanında olarak, onları eğiterek sağlıklı nesillerin oluşmasına katkı sunuyorlar. Ülkemizde 21-28 Nisan arası Ebelik Haftası, 5 Mayıs ise Dünya Ebeler Günü olarak kutlanıyor. Bu kapsamda Kocaeli Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölümü Başkanı Doç. Dr. Ayla Ergin hocamız ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Ebe Odaklı Bir Sağlık Sistemi Kadını, Aileyi ve Toplumu Güçlendirir
Sağlık sisteminde önemli bir yer tutan ebelerin, kadın haklarının savunucu olarak çalışmakta, kadın, aile ve çocuk sağlığını en üst seviyeye çıkarmak için her türlü konuda bakım, eğitim ve danışmanlık hizmeti sunduğunu ifade ederek sözlerine başlayan Doç. Dr. Ayla Ergin, ebelik mesleğinin önemini ve topluma katkılarını anlatarak şunları kaydetti:

“Sağlıklı nesillerin yetişmesi ve sağlıklı bir toplumun oluşmasında, kadın sağlığı, gebelik, doğum ve doğum sonrası dönemde verilen hizmetler önemli role sahiptir. Bu yüzden ebeler sağlıklı bir toplumun yetiştirilmesinde önemli rol oynarlar.

Bebekten Kadına, Kadından Topluma Uzanan Ellerin Mesleği: Ebelik
4 Mayıs 2021
Kocaeli Üniversitesi
basın ve halkla ilişkiler
iletişim
bilgi edinme birimi
fotoğraf
grafik/tasarım
halkla ilişkiler ve tanıtım
E-GAZETE
Haber Merkezi
Ayrıca bir ülkenin gelişmişlik düzeyi göstergelerinden biride anne ve bebek ölüm oranlarıdır. Anne ölümleri, ölü doğumlar ve yeni doğan ölümlerinin çoğu yeterli ve ebelik hizmetleri ile önlenebilmektedir. Ebe odaklı bir sağlık sistemi kadını, aileyi ve toplumu güçlendirir. Güçlü kadın ve güçlü toplum ihtiyacımız olan temel unsurlardan biridir.

Bu nedenle DSÖ tarafından pandemi öncesi, Florence Nightingale'in hemşirelik alanına yaptığı katkılardan ve doğumunun 200'üncü yılı olması nedeniyle 2020 yılını 'Hemşire ve Ebe Yılı' ilan edilmiştir. 2021 yılında ise, Uluslararası Ebeler Konfederasyonu Ebeler Günü temasını, “Verileri takip edin, ebelere yatırım yapın” şeklinde belirlemiştir.”

Bilim ve Sanatın Birleştiği Profesyonel Bir Sağlık Disiplini
Doç. Dr. Ayla Ergin, ebeliğin sağlık alanındaki gelişmelere paralel olarak ilerleyen ve bilim ve sanatın birleştiği profesyonel bir sağlık disiplini olduğunu vurgulayarak, ebelerin hizmet alanları hakkında bilgiler verdi:

“Ebelerin hizmet alanları incelendiğinde; Ebeler Üreme sağlığı hizmetlerini verir, doğuma hazırlık eğitimlerinin planlar ve yürütür, ana-çocuk sağlığı hizmetlerinin yürütülmesinde önemli rol oynar, gebelik öncesi, gebelik, doğum, doğum sonrası dönemlerde çiftlere uygun hizmetleri sunar, acil obstetrik durumlarda belirlenen protokoller doğrultusunda uygun olan ilaçları uygular, 0-6 yaş grubu çocuk izlemini ve aşılarını yapar, kadının yaşam evrelerine göre sağlık ve bağışıklama hizmeti verir, hijyen kuralları, ilk yardım, bulaşıcı hastalıklardan korunma, aile planlaması ve üreme sağlığı ile ilgili konularda kadın aile ve topluma sağlık eğitimi yapar, bulaşıcı hastalıkların yönetiminde filyasyon ekibinde aktif rol alır, doğum-ölüm ile ilgili istatistik verileri toplar, davranışları ile topluma örnek olur. Ayrıca bunların yanı sıra, kadının tüm yaşam evrelerinde genel ve kadın sağlığına özgün taramalara yönlendirir, tüm yaşam evrelerinde kadın sağlığı sorularını ele alır, koruyucu sağlık hizmetleri, aile planlaması ve üreme sağlığı konularında eğitim ve danışmanlık hizmetlerinin yürütülmesinde görev alırlar.

Özetle bebekten kadına, kadından topluma doğru elleri uzanan ebeler, bu gruplarla temas ederek sağlıklı bir toplum oluşmasını, ölüm ve hastalık oranlarının azalmasını sağlayarak daha sağlıklı nesillerin gelişmesine yardım eder."

Hedefimiz Üniversitemizde Ebelik Alanında Doktora Programı Açmaktır
Dünya ile ülkemizi kıyasladığımızda ebelik mesleğinin konumunu sorduğumuz Ergin, ebelik mesleğinin felsefesi ve uygulamaları temelde aynı olsa da ülkeden ülkeye eğitim ve çalışma koşulları açısından farklılar görüldüğünü ifade ederek:

“Batı ve Avrupa ülkelerinde ebeler özerklik, otonomi ve profesyonellik yönünden daha gelişmiş iken bu durum ülkemizde sınırlıdır. İngiltere ve Hollanda gibi ülkelerde ebe, düşük riskli ya da normal gebelikleri takip edebilmekte, kadının gebeliğinden itibaren bağımsız olarak sorumluluğunu alabilmekte, normal doğumları da bazen hastanede, bazen ebeler tarafından yürütülen doğum merkezlerinde, bazen de ailenin istemine göre evde doğumlar ebeler tarafından yönetebilmektedir. Ülkemizde ise gebe takipleri hastanelerde ya da aile sağlığı merkezlerinde hekimler tarafından, doğumlar ise yine hastanelerde ekip çalışması ile birlikte yürütülmekte, normal gebelik ve doğumların yönetilmesinde ebeler tek başına sorumluluk alamamaktadırlar. Bu durumlar ülkemizde ebelerin sağlık sistemi içinde pasif durumda kalmalarına neden olmaktadır.

Ancak bunun yanında eğitim ve akademik alanındaki gelişmeler de ebelik alanında güçlü yönlerimizi oluşturmaktadır. Ebelikte lisans eğitiminin başladığı tarihten itibaren gelinen noktada ebelik bölümleri lisansüstü eğitim faaliyetleri, akademik kadroları ile gelişimi, kendi alanı ile ürettiği bilimsel bilgilerin artışı ve ebelikte mesleki örgütlenme bilincinin artışı en önemli çabalardan bazılarıdır. Ebenin; kadının, bebeğin, ailenin ve toplumun sağlık ihtiyaçlarına cevap verebilmesi, mesleki kimliğini güçlendirmesi açısından lisans ve lisansüstü düzeyde eğitimin önemini ortaya koymaktadır. Pek çok ülkede ebelik alanında yüksek lisans ve doktora programı sınırlı sayıdadır. Bizim ülkemizde ebelik alanında programlarımız ve bu programlardan mezun olan meslektaşlarımız bulunmaktadır. Kocaeli Üniversitesi Sağlık Bilimleri Ebelik Anabilim dalından da henüz 5 yıllık bir süreçte, 9 yüksek lisans mezunu, 6 tanede devam eden öğrencimiz bulunmaktadır. Hedefimiz üniversitemizde de ebelik alanında doktora programı açmaktır” ifadelerinde bulundu.

Sağlıklı Gebelik, Sağlıklı Yaşamın Başlangıcıdır
Doç. Dr. Ayla Ergin, gebelik öncesi dönemin sağlıklı olmasının ve sağlıklı bir gebelik sürecinin, sağlıklı yaşamın başlangıcı olduğunu söyleyerek,

“Gebelik öncesi dönem, gebelik, doğum ve doğum sonu dönem ne kadar sağlıklı geçirilirse, yeni nesillerin sağlığı da o kadar iyi olacaktır. İşte bu dönemlerde kadınlarla ve ailelerle hep bir arada olan ebelere ne kadar çok yatırım yapılırsa, anne, bebek ve toplum sağlığı da o derecede güçlenecektir.

Burada son yıllarda oldukça önem kazanan epigenetik çalışmalardan da söz etmek istiyorum. Epigenetik DNA dizisine yansımamış fakat kalıtımsal olarak aktarılan değişimleri inceleyen bilim dalıdır. Günümüzde bilim insanları, insanın gen haritasını çıkardıkları, halde henüz epigenetik mekanizmaları tam olarak anlayabilmiş değillerdir. Bu mekanizmalar gebelik ve doğumda dâhil olmak üzere birçok çevresel faktörden etkilenmektedir. Epigenetik değişikliklerin erken embriyonik ve primordiyal hücre gelişimi (anne karnındaki en erken evrede) döneminde gerçekleştiğini büyük ölçüde kabul edilmektedir. Anne karnında başlayan bu değişimlerin sadece bebek sağlığını etkilemekle kalmayıp, yaşamın ilerleyen dönemlerinde görülen tip 2 diyabet, insülin direnci, inflamasyon, obezite ve kardiyovasküler hastalıklar gibi birçok sağlık sorununda da rol oynadığı düşünülmektedir Üstelik, bu etkiler bebeklerin ileriki yaşamlarında üreme alışkanlıklarındaki değişikliklerle sonraki nesillere aktarılabilir.

Ayrıca, doğumun müdahaleli olması ya da sezaryenle yapılması anne ve bebek sağlığını olumsuz etkilemektedir. Doğal doğum anlayışı benimsenmeli, ebeveynler doğal doğum hakkında bilgilendirilmeli ve gerekmedikçe doğumlarda müdahalelerden kaçınılmalıdır. Doğal doğumlara göre, sezaryenle yapılan doğumlar anne ve bebek ölüm ve hastalık oranları daha yüksektir. Ayrıca sezaryen sırasında bebeğin solunum sıkıntısı yaşaması, annenin normal doğumda doğum yolundaki florayı almamasından kaynaklı bebeğin alerjenlere daha yatkın olması gibi sorunlar bebek ve çocuk sağlığını etkilediğini göstermektedir. Sezaryen doğumdan sonra anne bebeğin en erken sürede kavuşması, ten teması, anne ve bebek bağlanması gibi süreçler genellikle gecikir. Annenin sütü daha geç gelmekte ve bebekler yeterince anne sütünden yararlanmamaktadır. Böylelikle bebekler anne sütü dışında farklı beslenme metotları ile beslenmekte ve bu durum bebeklerin bağışıklık sistemi başta olmak üzere bağırsak florası ve sindirim sistemi dâhil pek çok sorunların yaşanmasına neden olmaktadır” şeklinde konuştu.

IV. Kocaeli Ebelik Sempozyumu 6 Mayıs 2021'de Gerçekleştirilecek
Kocaeli Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Bölümü Başkanı Doç. Dr. Ayla Ergin, bu sene Ebeler Haftası ve Ebeler günü kapsamında gerçekleştirecekleri etkinlik hakkında bilgi vererek,

"Kocaeli Üniversitesi Ebelik bölümü olarak “EBELERE YATIRIM HERKES İÇİN DAHA SAĞLIKLI BİR GELECEK” adlı 6 Mayıs 2021 saat: 10:00-16:00 arasında, başta Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Sadettin Hülagü ve Dekanımız Sayın Prof. Dr. Görkem Aksu hocalarımızın ve alanında uzman değerli konuk hocalarımızın katılım ve katkıları ile online “IV. Kocaeli Ebelik Sempozyumu” planladık. Buradan da sizin aracılığınızla sempozyumumuzu tüm meslektaşlarımıza ve sevgili öğrencilerimize duyurmak istiyorum.

Bu vesile ile mesleğimizi Ebelik haftası aracılığıyla tanıtma fırsatı yarattığınız için size çok teşekkür ediyor, pandemi sürecinde ön saflarda yer alan tüm meslektaşlarımın Ebelik haftasını kutluyor, süreçte kaybettiğimiz meslektaşlarımız ve tüm sağlık çalışanlarına rahmet ve ailelerine sabırlar diliyorum." ifadeleriyle konuşmasını sonlandırdı.