İstanbul Beşiktaş'taki Şeyh Yahya Efendi Külliyesi ve Haziresi'nde 2 bin 500 mezar taşını tek tek okuyan Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Şefaattin Deniz, Osmanlı-Yunanistan savaşında şehit oldukları tahmin edilen 19 Osmanlı askerinin mezarını belirledi.
Doç. Dr. Şefaattin Deniz, yüksek lisans öğrencileri Fatma Şaheste Şahin ve Mehmet Can Şimşek ile birlikte Osmanlı döneminden kalma 2 bin 500 mezar taşını fotoğraflayıp inceledi. İncelemeler sırasında Sultan II. Abdülhamit'in son zaferi olarak nitelendirilen 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı'nda yaralanıp İstanbul'a getirildiği tahmin edilen ve bugüne dek bilinmeyen 19 şehit askere ait mezar taşları ortaya çıkarıldı.
"Bu Keşif, Tarihi Önem Taşıyor" Hazirenin tarihi konusunda bilgi veren Doç. Dr. Şefaattin Deniz, "Hazirede 4 aylık bir çalışma yürüttük. Bu süreçte burada 19. yüzyıl tarihine ilişkin büyük bir keşif yaptığımızı fark ettik. II. Abdülhamit zamanında Yunanistan ile Girit meselesi dolayısıyla büyük bir kriz haline gelen olay, 1897 yılında savaşa dönüşmüş ve bu savaş sonucunda Osmanlı Ordusu, Yunan Ordusu'nu hezimete uğratmıştır. Geride Osmanlı Ordusu'ndan bin 300'ün üzerinde şehit ve çok sayıda yaralı gazi kalmıştır. Savaşta yararlanan askerlerin bir kısmının İstanbul'a getirildiğini ve tedavi sürecindeyken şehit olduklarını tahmin ediyoruz."
"Osmanlı Şehitlerinin Türk Toplumu Tarafından Tanınmasına Vesile Olduk" "Bizim bu keşfimizle, Yahya Efendi Dergahı'nda 19 şehide ait mezar taşları ortaya çıkarılmıştır. Mezar taşlarının hepsinde de aynı formatla şehit yazısı bulunuyor. Bu mezar taşlarının önemi, 1897 yılında Sultan Abdülhamit Han'ın büyük zaferinin şehitlerinden 19'unun burada yatıyor olması ve hepsinin aynı bölgede bulunmasıdır. Bu çalışmamızla Osmanlı Devleti'nin son zaferlerinden olan Osmanlı-Yunan Harbi şehitlerinden 19'unun Türk toplumu tarafından tanınmasına, bilinmesine ve şehitliğin ortaya çıkarılmasına vesile olduk." ifadelerini kullandı.
"İzmit'ten 2 Şehidimizin İsmiyle Karşılaştık" Mezar taşları sayesinde tarihi birçok konunun aydınlatılabileceğini söyleyen Doç. Dr. Deniz, sözlerini şöyle sürdürdü: "O mezar taşlarının her birinde şehit olan askerin hangi orduya, , tümene, tabura, bölüğe mensup olduğunu tespit edebildik. Günümüzdeki mezar taşlarıyla o dönemin mezar taşlarını kıyasladığımız zaman aradaki estetik farkı hemen görebiliyoruz. O dönem insanlar bu işi sanata dönüştürmüşler."
"Kocaeli açısından da oldukça önemli bir keşif yaptık. 19 askerimizden 2'si Kocaeli sancağına bağlı köylerden savaşa giderek şehit olmuşlar. Kocaeli'den de Osmanlı-Yunanistan savaşına askerlerimiz gitmiş ve bir kısmı şehit bir kısmı ise gazi olmuş. Bu keşifle birlikte Kocaeli'nin yerel tarihine katkıda bulunduk ve bu topraklardan savaşa gidip vatan uğruna canını feda eden askerlerimizin ismini de ortaya çıkararak bir bilinmezi aydınlattık." dedi.
"Hazireler, Açık Hava Müzeleridir" İncelenen mezar taşlarının birer sanat eseri olduğunu ifade eden Deniz, "Hazireler açık hava müzeleridir. Orada Türk sanatının, edebiyatının, estetiğinin, şiirinin, hat sanatının, inanılmaz örnekleri var. O hazire, aynı zamanda bir hazinedir. Tarihi, bir yapboza benzetecek olursak biz tarihçiler bu yapbozun parçalarını birleştiriyoruz. Biz de bu yapboza bir parça eklediğimiz için kendimizi mutlu hissediyoruz." şeklinde konuştu.