Kocaeli halkını ve Kocaeli Üniversitesi öğrencilerini kültürel etkinliklerle buluşturmak amacıyla Seka Park'ta faaliyetini sürdüren Kocaeli Üniversitesi Kültür Evi bu yıl da farklı konularda konferanslar vermeye devam ediyor.
Geleneksel kültürümüzü yansıtan Tezhip, Ebru, Hüsn-ü Hat, Minyatür gibi sanatlar yanı sıra Osmanlı Türkçesi, Farsça ve Arapça dil kurslarının da ücretsiz olarak verildiği KOÜ Kültür Evi'nde farklı konularda alanında uzman konukların katılımı ile gerçekleştirilen konferanslar kaldığı yerden devam ediyor.
Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da konferanslar verilmeye başlanan Kültür Evi'nde 2017 yılının ilk konferansını, Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Şefaattin Deniz tarafından gerçekleştirildi. "Osmanlı Toplumunda Hayırseverlik" konusu üzerine bir konuşma gerçekleştiren Yrd. Doç. Dr. Deniz'in konferansına ilgi ise yoğun oldu.
Vakıflar Medeniyeti: Osmanlı Yrd. Doç. Dr. Deniz konuşmasında Osmanlı İmparatorluğu'nda hayırseverliğin bir metodu olan vakıf sistemini anlattı. Vakfı, kişinin öz mülkünü kendi malı olmaktan çıkartıp toplumun iyiliğine harcaması olarak tanımlayan Yrd. Doç. Dr. Deniz, "Osmanlı İmparatorluğu'na baktığımızda büyük bir vakıf medeniyeti olduğunu görüyoruz. Padişahlar, hanım sultanlar, sadrazamlar, vezirler gibi kişiler tarafından kurulan vakıflar ile insanlığa fayda sağlamaya yönelik pek çok eser yaptırılmıştır. Camiler, hanlar, hamamlar, medreseler, kütüphaneler, külliyeler, çeşmeler gibi eserlerin hepsi vakıf eserleridir" dedi.
Padişahların eserlerinin çok daha görkemli, sadrazamların eserlerinin ise daha mütevazi olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Deniz, bir vakfın kurulabilmesi için, vakfı kuracak kişinin, kadıya başvurduğunu, şahitler ile birlikte kurulan mahkemede tescil edilmesi için hukuki geçerliliği olan bir senet yapıldığını buna da vakfiye dendiğini sözlerine ekledi. Sayıları 35 bini bulan vakfiyelerin bulunduğunu aktaran Yrd. Doç. Dr. Deniz, vakfiyelerin içeriğine dair bilgiler de verdi.
Vakıf eserlerinin geçmişten günümüze bir miras olduğunu hatırlatan ve onlara sahip çıkılması gerektiğinin altını çizen Yrd. Doç. Dr. Deniz, "Bu eserler ülkemizin turizmine de büyük katkı sağlıyor" diyerek sözlerini sonlandırdı.
