Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Öç, konuşmanın gecikmesi, gelişimsel dil bozuklukları, bazı seslerin düzgün çıkarılamaması ve kekemeliğin konuşma bozuklukları adı altında değerlendirildiğin belirtti.
Konuşma bozukluğuna neden olan faktörler arasında en çok genetik faktörün öne çıktığını belirten Özlem Yıldız Öç, "Eğer ailede konuşma bozukluğu olan birey varsa çocuklarında da olma olasılığı artıyor" dedi. Konuşma bozukluğundaki temel tedavi yönteminin konuşma terapisi olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Öç, küçük yaştaki çocuklarda görülen konuşma bozukluğunun, ailenin sakin kalarak dikkati çocuğun konuşmasına çekmeyip çocuğu kreş gibi sosyal ortamlara yönlendirmesiyle hızlı bir şekilde düzelebildiğini söyledi.
Konuşma Bozukluğu Ruhsal Sorunlara Yol Açabilir Yrd. Doç. Dr. Özlem Yıldız Öç, okul öncesi dönemde konuşma bozukluğunun görülme oranının yüzde 3 ila 8 arasında değiştiğini kaydederek bu sorunun her 100 çocuktan en fazla 7,8'inde ağır olarak saptandığını dile getirdi.
Özlem Yıldız Öç, bazı durumlarda konuşma bozukluklarına eşlik eden birtakım ruhsal sorunların ortaya çıktığını ifade ederken, "Çocuk konuşma bozukluğu yaşadığı için içine kapanıp depresyona girebilir. İlerleyen süreçte tik gibi hareketsel bozukluklar oluşabilir. Bunun gibi ek sorunların eşlik ettiği konuşma bozukluklarında ilaç tedavisi de gerekebilir" dedi.
