Kocaeli Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Spor Yöneticiliği Bölümü Başkan Yardımcısı ve Öğretim Görevlisi Rıza Erdal, dün (11.03.2020) Buse Karakulak ve Dilan Kaya'nın sunduğu Güne Bakış programına konuk olarak, Uluslararası Olimpiyat Komitesi ve 2020 Tokyo Olimpiyatları konusu kapsamında konuştu.

"Artık Sporda Amatörlük Kavramı Yok"

Olimpiyatların tarihçesine değinen Erdal, "Olimpiyatlar, dünyada yapılan en büyük organizasyondur. 206 ülkeden sporcular bu olimpiyatlarda yarışma hakkına sahip olabilmektedirler. En azından baraj derecesini geçen sporcular olmasa bile her ülkeye katılım hakkı verilmektedir. Modern çağdan önce antik dönemde de olimpiyat oyunları yapılmaktaydı. Özellikle Atina'da 20 site devleti kendi aralarında sürekli savaşmalarına rağmen savaşın sorun olduğunu görüyorlar ve sorunları çözme biçiminin bu olmaması gerektiğinin farkına varıyorlar. Kendi aralarından temsilciler seçerek komiteler kurmaktadırlar. Bu komiteler, çalışmalar yaparak antik olimpiyat oyunlarını başlatmış oluyorlar. Bu nedenle savaşa da son veriyorlar. İlk zamanlar sadece Atinalılar arasında yapılan organizasyon, Romalıların Atina'yı işgalinden sonra kuralları değiştirilerek bir anlamda onlara da açık hale getiriliyor. Bu şekilde antik olimpiyat oyunları sürüyor. Çağımıza yaklaştığımızda ise Baron Pierre de Coubertin'in ortaya çıktığını görüyoruz.

2020 Olimpiyat Oyunları
12 Mart 2020
Kocaeli Üniversitesi
basın ve halkla ilişkiler
iletişim
bilgi edinme birimi
fotoğraf
grafik/tasarım
halkla ilişkiler ve tanıtım
E-GAZETE
Haber Merkezi
Coubertin diyor ki; 'olimpiyatları yeniden başlatsak iyi olur çünkü olimpiyatlar aynı zamanda eğitimin bir parçası olarak uygulanmalıdır ve bütün dünya ülkelerinde yaygın hale getirilmelidir'. Bu fikri kendi ülkesinde çok fazla kabul görmüyor ve hayalperest olmakla suçlanıyor. O dönemde kendi ülkesinden daha ileride olduğunu düşündüğü Amerika Birleşik Devletleri'ne ve ardından İngiltere'ye gidiyor. Orada demokrasi ve eğitim açısından araştırmalar yaptıktan sonra ülkesine geri dönüyor. Ülkesine döndükten sonra ise bu fikri kabul görmeye başlıyor. 23 Haziran 1984'te modern olimpiyatların başlatılmasına yönelik karar veriliyor. Bu kararlarda sporda amatörlüğe bağlı kalınacağı belirleniyor. Bugün artık sporda amatörlük kavramı yoktur. Özellikle yarışma sporu insanın sağlığını tehdit eder hale geldi. Eğlence sporu yerine madalya, yarışma ve güç sporları çok daha etkin hale geldi. Bu durum da sporun evrensel değerleriyle bağdaşan bir durum değildir. O kararlar günümüz dünyasında uygulanabiliyor olsaydı daha iyi bir dünyada yaşama şansına sahip olurduk. Diğer bir karar ise olimpiyatların 4 yılda bir yapılacak olmasıdır. O dönemde 4 yılda bir yapılacak deniliyor fakat şu anda dünyada olimpiyat oyunları 2 yılda bir yapılmaktadır. Çünkü 1992'ye kadar yaz ve kış olimpiyat oyunları aynı yılda yapılıyordu. 1994'ten itibaren bir karar alındı ve olimpiyat oyunları 2 yıl ara ile yapılıyor. Bunun anlamı ise yaz oyunları 4 yılda bir aynı zamanda kış olimpiyat oyunları da 4 yılda bir yapılmakta ama ikisinin arasındaki zaman dilimi 2 yıldır. Dolayısıyla günümüz dünyasında olimpiyat oyunları 2 yılda bir yapılıyor." diye konuştu.

"Kocaeli Üniversitesinde Engellilere Yönelik Bir Çaba Var"


Engelli Olimpiyatları kısmını ikiye ayırmak gerektiğini vurgulayan Erdal, "Bunlardan ilki kendi federasyonlarının organize ettiği organizasyonlardır. Diğeri ise Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin bünyesinde normal yaz olimpiyatlarından 15 gün sonra aynı kentte ve aynı yerde engelli insanların yarışması için yapılan, onlara şans tanınmasına yönelik çalışmalar vardır. Özellikle bizim ülkemizde zaman zaman bu tür organizasyonlar yapılıyor. Fakat bunlar sadece o branşı kapsadığı için ya da tek bir branşta yapıldığı için bunlar olimpiyat oyunları olarak değerlendirilmemektedir. Özellikle Kocaeli Üniversitesi'nde de bu konuda müthiş bir çaba var. Spor Bilimleri Fakültesi'nin bütün bölümlerinin ders kataloglarında engellilere yönelik derslerimiz bulunuyor. Staj kurumlarını biz buraya dahil ediyoruz. Bölümdeki birçok gencimiz engelliler alanında staj yapma imkânına sahip oluyor. Bu nedenle biz üniversite bünyesinde yaptığımız çalışmada, bizim fakültemize gelen engelli insanların normal insanlar ile aynı sınıflarda okumasını sağlamak açısından öğrenciler de almıştık. Çünkü biz her kapıyı açmaya çalışıyoruz. Benim için, engelliler alanında bir eğitim almadığım takdirde benim sınıfımda bir engelli insan olduğu zaman ona nasıl yaklaşmam gerektiğini bilmiyorsam bu bir sorun demektir. Bu yüzden engelli konusu ülkemiz için ciddi bir sorun. Çünkü ne yazık ki halâ engellilerimiz yaşamda kendilerine yeterince yer bulamıyorlar." ifadelerini kullandı.

Haber: Ömer Can Koç (Radyo K.İ.)