Basın ve Halkla İlişkiler
Haber Merkezi
Halkla İlişkiler ve Tanıtım
Grafik/Tasarım
Fotoğraf
Bilgi Edinme Birimi
İletişim
Kocaeli Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Oktay Tomar ile 16 Ekim Dünya Gıda Günü kapsamında, insanlık için kaliteli ve yeterli miktarda gıda maddesinin üretilebilmesi açısından oldukça önemli olan "Sürdürülebilir Tarım" konusunda bir röportaj gerçekleştirdik.
Sürdürülebilir tarım nedir ve neden önemlidir?
Tarımsal üretimde sağlıklı ve besin kalitesi yüksek ürün elde etmek amacıyla; üretimin tüm süreçlerinin kontrol edildiği, girdi kullanımına özen gösterilen, çevrenin ve doğal kaynakların korunmasına dikkat edilen, artan dünya nüfusunun ihtiyacı olan yeterli ve kaliteli gıdanın en uygun maliyet ile üretimine dayanan tarım faaliyetlerine “Sürdürülebilir Tarım” denir. Dünya nüfusunun ikinci Dünya Savaşından sonra hızla artması doğal kaynaklar üzerinde büyük baskıya sebep olmuştur. Hızla artan Dünya nüfusu ve azalan tarımsal alan kombinasyonu tarımsal üretimde sürdürülebilirlik açısından büyük risk oluşturmaktadır. Günümüzde, konvansiyonel tarım olarak adlandırılan yoğun kimyasal girdiye dayanan tarım sistemleri insan sağlığını olumsuz etkiler hale gelmiştir. Kimyasalların yüksek miktarda kullanımı bitkilerin direncinin ve toprak veriminin uzun dönemli olarak azalmasına sebep olmuştur. Sürdürülebilir tarım ile kimyasal maddelerin zararlarının insan, çevre ve hayvanlar üzerinde oluşturduğu olumsuz etkilerden korunmak temel amaçlardan biridir. Ayrıca Dünya nüfusunun yakın gelecekte 10 milyar seviyesine ulaşacağı, tarımsal alanların ve tarımsal üretimin giderek azalacağı göz önüne alınırsa gıda güvencesi açısından da sürdürülebilir tarım faaliyetlerinin yürütülmesi büyük önem taşımaktadır.
Son zamanlarda gündemde olan iklim değişikliği konusu gıda güvencesi açısından büyük sonuçlar doğurmaktadır. Örnek olarak, gelecekte tarımsal üretimin iklim değişikliği sebebiyle dünya çapında genel olarak azalacağı, tarımsal üretimin güney bölgelerden daha kuzey bölgelere kayacağı, günümüzde tarımda yoğun olarak kullanılan kimyasalların artık etkisiz hale geleceği veya etkilerinin değişeceği düşünüldüğünde sürdürülebilir tarım faaliyetlerinin önemi bir kez daha göz önüne gelmektedir. Sürdürülebilir gıda üretimi, gıda güvencesinin en önemli unsurlarından birisidir. Gıda güvencesi kavramı 1970’li yıllardan günümüze kadar revize edilmiş olmasına rağmen en basit tanımıyla tüm insanların her zaman yeterli, kaliteli ve besleyici gıdaya erişiminin sağlanması olarak açıklanabilir. Bu açıdan sürdürülebilir tarım uygulamalarıyla iklim değişikliği ve salgın hastalıklar gibi kriz anlarında gıda üretiminin sürekliliği sağlanarak gıda güvencesi garanti altına alınabilir.
Sürdürülebilir tarımın ilkeleri hakkında bilgi verebilir misiniz?
Sürdürülebilir tarımın çevresel, sosyal ve ekonomik sürdürülebilirlik adı altında ilkeleri bulunmaktadır. Tarım ve çevresel sürdürülebilirliği toprak ve su yönetimi, biyolojik çeşitlilik, doğal yaşam ve ekosistem, enerji, atık yönetimi, tarımsal girdiler ve iklim değişikliği olmak üzere 5 başlık altına toplayabiliriz. Bunları kısaca açıklayacak olursak tarımsal faaliyetler yapılırken toprak analizi yapılarak bitkilerin ihtiyacı doğrultusunda gübreleme işlemi yapılmalıdır. Toprak verimliliğini korumak amacıyla nadas ve ürün rotasyonlarından yararlanılır. Toprağın kalitesinin korunması amacıyla toprak işleme uygun zamanda ve uygun ekipmanlarla yapılmalıdır. Bitkisel üretimde ortaya çıkan artıklardan kompost yapılarak tekrar kullanılabilir. Erozyonu azaltmak amacıyla örtücü bitkilerin yetiştirilmesi teşvik edilebilir. Hayvansal üretimde aşırı otlatmanın önüne geçilmesi kaynakların sürdürülebilirliği açısından önemlidir. Su kaynaklarının tarımda kullanılan gübre ve ilaçlardan dolayı kirlenmesinin önüne geçilmesi gereklidir. Su kaynaklarının ekonomik kullanımını sağlamak amacıyla su ihtiyacı az olan ürünlerin yetiştiriciliği teşvik edilebilir. Tarımda suyun etkin kullanımını sağlamak amacıyla basınçlı sulama sistemlerine geçilmelidir. Biyolojik çeşitliliğin muhafaza edilmesi amacıyla işletmelerde belli oranlarda işlenmemiş alanlar bırakılmalıdır. Tarımda enerji kullanımında yenilenebilir/yeşil enerji kullanımına özen gösterilir. Ayrıca tarımda kullanılan ekipmanların enerji verimlilikleri yüksek, enerji tüketimleri düşük olması sürdürülebilirlik açısından önemlidir. Tarımsal üretimde kullanılan kimyasalların ambalajları özel bir alanda toplanarak çevre ile teması önlenmelidir. Yasal olmayan girdilerin kullanılmaması gereklidir. İklim değişikliği açısından bakılacak olursa tarımsal üretim faaliyetleri sonucunda oluşacak sera gazlarının azaltılması gerekmektedir.
Sürdürülebilir tarımı olumlu veya olumsuz etkileyen faktörler nelerdir?
Sürdürülebilir tarımı olumlu etkileyen faktörlerin başında sulamanın etkili ve verimli şekilde yapılması gelmektedir. Salma sulama tarzı suyu aşırı tüketen uygulamalar yerine damlama ve yağmurlama sulama sistemlerinden yararlanılmalıdır. Ayrıca basınçlı sulama sistemleri de su kullanımı azaltarak tarımda sürdürülebilirliğe katkıda bulunur. Aynı zamanda sulama zamanının bitkilerin ihtiyaç duyduğu kritik gelişme aşamaları dikkate alınarak belirlenmesi de önem arz etmektedir. Yeni çıkan teknolojilerin tarımda kullanılması sürdürülebilir tarımı olumlu etkiler. Ülkelerin gıda talepleri göz önünde bulundurularak üretim planlaması yapılarak tarımsal üretim yapılması, tarımsal kimyasal kullanımının azaltılması, kimyasal uygulamaların yanında biyolojik mücadelenin yapılması da sürdürülebilir tarımı olumlu etkileyen faktörler arasındadır. Sürdürülebilir tarım sayesinde sağlıklı ve kaliteli gıda elde edilmekte birlikte, doğaya verilen zarar azaltılarak gelecek kuşaklara daha yaşanabilir bir dünya bırakılmış olur. Sürdürülebilir tarım sayesinde tarımda kullanılan kimyasal ilaç ve gübrelerin çevreye, hayvanlara ve insanlara yönelik etkileri azaltılmış olur. Aynı zamanda bu tarımsal kimyasalların kullanımının azalması maliyetlerin düşmesini sağlar. Verimi yüksek tohum çeşitlerinin kullanımı sürdürülebilir tarımı olumlu etkileyen faktörler arasındadır.
Sürdürülebilir tarımı olumsuz etkileyen faktörler arasında aşırı toprak işleme, aşırı sulama, aynı ürünün devamlı olarak yetiştirilmesi, aşırı gübre kullanımı ile su kaynaklarının kirlenmesi, aşırı kimyasal ilaç kullanımı ile çevrenin ve insan sağlığının etkilenmesi sayılabilir. Aynı zamanda arazi tesviyesi yapılmadan yapılan sulama faaliyetleri suyun belirli noktalarda birikmesine neden olarak toprakta tuzlulaşmaya sebep olabilir. Ayrıca yasal olmayan sulama işlemlerinden dolayı obruk oluşumu gibi olaylar tarım arazilerinin azalmasına sebep olarak sürdürülebilirliği olumsuz etkiler. Anız yakmak topraktaki organik maddenin azalmasına sebep olarak tarımsal üretimde verimi azaltarak sürdürülebilirliği olumsuz yönde etkiler. Aynı zamanda su ve rüzgar erozyonu da tarımsal üretim üzerinde olumsuz etkilere sahiptir. Tarımda sürdürülebilirliğin olumsuz etkilenmesi ise gıda güvencesinin olumsuz etkilenmesine neden olur. Ayrıca biraz önce bahsettiğim gibi iklim değişikliği ve etkileri tarımda sürdürülebilirliğin önündeki en büyük engellerden birisidir. Gelecekte sıcaklıkların artması, su kaynaklarının azalması ve hastalık ve zararlıların artışı ve davranış değişiklikleri tarımda sürdürülebilirlik üzerinde doğrudan etkilidir. Hastalık ve zararlı artışı sonucunda pestisitlerin daha fazla kullanılması tarımsal üretimde kalıntı miktarını artırarak sürdürülebilirliği tehlikeye sokacaktır. Pestisitler tamamen zararlı demek doğru olmaz fakat entegre zararlı yöntemi uygulamalarıyla birlikte yeterli dozda kullanılması gereklidir. Pestisitlerin uzun yıllar boyunca yoğun oranda kullanımı toprak verimliliğinin ve çevre kalitesinin düşmesine neden olmuştur. Aynı zamanda bu durumun tarımda sürdürülebilirlik açısından olumsuz yönde etkisi vardır. Tarım alanı olarak kullanılmak amacıyla çayır ve meraların sürülmesi sonucu hayvansal üretim olumsuz etkilenir. Hayvansal üretimin olumsuz etkilenmesiyle tarımda sürdürülebilirlik olumsuz etkilenir. Tarım arazilerinin miras yoluyla parçalanması ve işletme büyüklüğünün giderek azalması sürdürülebilir tarımsal üretimin önünde en büyük engellerden birisidir. Köyden kente göç neticesinde çiftçilerin üretimi terk etmesi sonucunda tarımsal üretim azalmakta ve sürdürülebilirlik olumsuz etkilenmektedir. Köyden kente göçün bir diğer olumsuz etkisi tarım arazilerinin konut yapmak amacıyla kullanımı sonucunda tarımsal üretimin olumsuz etkilenmesidir. Tüm bu faktörler tarımsal üretimde azalışa sebep olarak tarımda sürdürülebilirliğin ve gıda güvencesinin olumsuz etkilenmesine sebep olur. Kimyasal gübrelere yönelik sübvansiyonlar bu kimyasalların kullanımın artmasına neden olarak olumsuz etkilere sebep olmaktadır. Bu açıdan kimyasal gübre sübvansiyonlarından ziyade kimyasal kullanımının çok az olduğu sürdürülebilir tarım uygulamalarına geçiş yapılmalıdır. Sürdürülebilir tarımı olumsuz etkileyen bir diğer husus ise çevrede yer alan diğer tarlalarda kullanılan kimyasal ilaçların kalıntılarına maruz kalınmasıdır.
Ülkemiz açısından düşünürsek, Türkiye’de sürdürülebilir tarım alanında uygulamalar yapılıyor mu?
Tabii ki, Türkiye’de sürdürülebilir tarım konusunda birçok kurum ve kuruluş tarafından yapılan uygulamalar söz konusudur. Örnek verecek olursam gıda perakendeciliği sektöründe faaliyet gösteren bazı büyük zincir marketler tarafından iyi tarım uygulamaları kullanılarak üretilen bitkisel ve hayvansal ürünlerin tüketicilere satışı gerçekleştirilmektedir. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yürütülmekte olan Ata Tohum kapsamındaki ürünler de aynı şekilde bir takım marketler tarafından satılmaktadır. Aynı zamanda gıda perakendeciliği ve teknoloji sektöründe faaliyet gösteren bazı kuruluşlarca yürütülen teknolojik uygulamalar vasıtasıyla çiftçilere nem, hava durumu, doğal afet uyarıları gibi uyarılar aktarılarak sürdürülebilir tarımsal üretim desteklenmektedir. Aynı zamanda Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen bazı projeler aracılığıyla sürdürülebilir tarım uygulamaları daha geniş kitlelere ulaştırılmaktadır. Türkiye’nin birçok bölgesinde organik tarım uygulamalarına rastlamak mümkündür. İyi tarım uygulamaları ise Türkiye’de 2007 yılında uygulanmaya başlanmıştır. 2016 yılı verilerine göre Türkiye’de yaklaşık 70 bin üreticinin organik tarım yaptığı, yaklaşık 55 bin üreticinin ise iyi tarım uygulamalarından yararlandığı görülmektedir. Tarımda sürdürülebilirliğin sağlanması açısından önemli örnekler arasında Konya Ovası’na su taşıma projesi de yer almaktadır. Göksu Nehri’nin suyu Mavi Tünel ile Konya Ovası’na aktarılarak ilgili bölgede suya erişim sağlanarak aşırı yer altı suyu kullanımının önüne geçilmiş ve sürdürülebilirlik bir nebze de olsa sağlanmış durumdadır.
Dünya çapında sürdürülebilir tarım konusuuda ne tür çalışmalar yapılıyor?
Sürdürülebilir tarım kapsamında dünyada toprak işlemesiz veya minimum toprak işlemeli tarım, dönüşümlü ekim, birlikte ekim, uzun yıllar aynı bitkilerin ekilmesi (monokültür)’ nin önlenmesi, örtü bitkileri yetiştiriciliği, entegre zararlı yönetimi, bitkisel ve hayvansal üretimin bir arada yapılması ve tarımsal ormancılık faaliyetlerinin yürütüldüğünü söyleyebiliriz. Bunların dışında biyolojik savaş, biyolojik azot fiksasyonu ve bitki artıklarından üretilen kompostların kullanımı da dünyada sürdürülebilir tarım uygulamalarının bir parçası olarak gösterilebilir.
Sürdürülebilir tarımın ekonomiye katkıları nelerdir?
Sürdürülebilir tarım faaliyetlerin daha az kimyasal girdi kullanıldığından dolayı girdi maliyetleri büyük oranda azalır. Ayrıca su kaynaklarının daha verimli kullanılması sonucunda tarımsal sulama için ödenen su ücreti de düşüş gösterir. Bitkisel ve hayvansal üretimin bir arada yapılması sonucunda daha karlı bir üretim gerçekleştirilebilir. Her yıl aynı ürünün üretilmesi hastalık ve zararlıların artmasına ve verimin düşmesine sebep olduğundan sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla monokültür tarımın önlenmesi ile farklı ürünler yetiştirilmektedir. Bu sayede hastalık ve zararlıların azalması ile tarımsal ilaç kullanımı da azalacak ve masraflar azalacaktır. Ayrıca tarımsal ormancılık olarak adlandırdığımız tarımsal işletmelerde ağaç yetiştiriciliği yapılması ile ek gelir sağlanabilir. Dünya çapında birçok ürünün üretiminde devamlılığın sağlanması amacıyla coğrafi işaret tescilinden yararlanılmaktadır. Sürdürülebilir tarımsal üretimde önemli bir yeri olan coğrafi işaret tescili ürünlerin katma değerinin artmasına ve daha yüksek fiyattan alıcı bulmasına olanak verir. Sürdürülebilir tarımın bir diğer ekonomik faydası, devlet teşviklerinin daha rasyonel dağıtılmasına imkan tanımasıdır. Tarımsal üretimde çeşitlilik sağlanması daha karlı bir üretim yapılmasını sağlar. Kimyasal mücadele yerine biyolojik mücadele ve entegre zararlı yönetimi uygulamalarının kullanıldığı sürdürülebilir tarım sistemlerinde hastalık ve zararlıların ekonomik zarar eşiğinin altında tutulması hedeflenir. Bu sayede tarımsal üretimde karlılık artar.
Sürdürülebilir tarım çatısı altında üretilen tarım ürünlerinin gerek ihraç fiyatları gerekse yurtiçi satış fiyatları normal tarım ürünlerine göre daha fazladır. Bu durum üreticilerin gelir ve karlarının artmasını sağlar. Fiyatı sürekli artış eğilimde olan sentetik kimyasalların ve enerjinin sürdürülebilir tarım faaliyetlerinde daha az kullanılması sonucu tasarruf sağlanır. Ekonomide canlılık yaratmasının yanında tarım sektöründe çalışanların yaşam kalitesi sürdürülebilir tarım sayesinde yükselir.
Bize ayırdığınız zaman ve değerli bilgilerinizi hem bizlerle hem de okuyucularımızla paylaştığınız için çok teşekkür ederiz. Konu kapsamında son olarak neler söylemek istersiniz?
Dünya nüfusunun ikinci dünya savaşından sonraki yeniden yapılanma döneminin ve yeşil devrimin etkisiyle sürekli artış göstermesi doğal kaynaklar üzerinde büyük baskı oluşturmuştur. Özellikle tarımda verimi artırmak amacıyla kullanılan kimyasal ilaç ve gübreler insan sağlığı ve çevre üzerinde olumsuz etkiler yaratmıştır. Yakın gelecekte dünya nüfusunun 10 milyar seviyesine ulaşacağı ve iklim değişikliği etkisiyle tarımsal üretimin azalacağı göz önüne alındığında insanların beslenmesi için yeni uygulamalar geliştirilmesi gerektiği açıktır. Sürdürülebilir tarım bu noktada devreye giriyor. Sürdürülebilir tarım sayesinde tarımda gıda güvencesinin sağlanması ve gıda güvencesinin etkin bir hale gelmesi amaçlanmaktadır. Çevreye ve insan sağlığına duyarlı olarak üretim yapılması, kaliteli, besleyici ve yeterli gıdanın daha az kimyasal kullanılarak üretilmesine olanak sağlaması açısından sürdürülebilir tarım gıda güvenliği ve gıda güvencesinin sağlanmasında önemli bir yere sahiptir. Gıda güvencesinin önemine değinen ve her yıl 16 Ekim tarihinde Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün kuruluş gününde kutlanan Dünya Gıda Günü kapsamında yeterli ve dengeli beslenme, gıda üretimi gibi konular konuşulmaktadır. Son yıllarda iklim değişikliği tartışmalarının yoğunlaşması ve COVID-19 pandemisinin yaşanması ile birlikte gıda güvencesi ve sürdürülebilir tarımsal üretim konuları önem kazanmıştır. Pandeminin ilk aşamalarında tüketiciler tarafından panik satın alımları yapılmış ve stoklar tükenmiştir. Kısa süre sonra perakende zincirlerinin tüketicilerin panik satın alım davranışlarına uyum sağlaması ile stok sorunları düzelmiştir. Tüketiciler bu dönemde organik ve kaynağını bildikleri gıdalara yönelmiş ve sürdürülebilir tarım bir kez daha önemini gün yüzüne çıkarmıştır. Bu gibi kriz anlarında nüfus için yeterli ve besleyici gıdanın varlığı ve önemi bizlere gıda güvencesi kavramını tekrar hatırlatmıştır. Hızla artan gıda talebini ve gıda güvencesini sağlamak amacıyla sürdürülebilir tarım ilkelerini gözeterek tarımsal üretim yapmamız gerekmektedir. Dolayısıyla gıda güvencesi ve sürdürülebilir tarım konularında düzenlenen politikalar sıklaştırılmalıdır. Sürdürülebilir tarım sağlıklı ve kaliteli gıdanın güvencesidir.
16 Ekim 2021