Güne Bakış'ta "Dünya Kalp Günü" hakkında konuşuldu. Helin Kaya ve İsa Güner'in sunduğu Güne Bakış programına bugün Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şadan Yavuz konuk oldu.

Doç. Dr. Yavuz, konuşmasına Dünya Kalp Günü hakkında bilgiler vererek başladı. Şadan Yavuz, "Dünya Kalp Günü, Dünya Kalp Federasyonu'nun düzenlediği bir gün. Dünya Kalp Federasyonu, 100'ü aşkın ülkede 200'den fazla üye kuruluşla iş birliği içinde ve dünyanın kalp damar hastalıkları konusunda en büyük bilinçlendirme platformu. Birincisi 24 Eylül 2000'de kutlandı. DKF, kalp ve damar hastalıklarındaki oranın azaltılmasını hedeflendi. Üyeleri, tütün kullanımı, sağlıksız beslenme gibi başlıca risk faktörlerinin kontrol alınmasıyla kalp hastalıkları ve ölümlerin en az %80'inin önlenebileceğini tüm dünyaya duyuruyor. Kısacası kalp sağlığını korumak, kişileri bu konuda bilinçlendirmek ve kalp hastalıklarına bağlı ölümleri azaltmak amacıyla Dünya Kalp Günü kutlanmaktadır" dedi.

Kocaeli Üniversitesi
basın ve halkla ilişkiler
iletişim
bilgi edinme birimi
fotoğraf
grafik/tasarım
halkla ilişkiler ve tanıtım
E-GAZETE
Haber Merkezi
Kalbini Sev, Risklerden Korun, Sağlıklı Yaşama Geç
Şadan Yavuz, "Kalp damar hastalıklarının en çok problem arz edenleri koroner kalp, serebrobasküler, hipertansiyon, romatizmal kalp hastalıkları, kalp yetmezlikleri. Bu hastalıkların hepsi tehlikeli. Yüksek oranlarda olması neticesiyle koroner kalp hastalıkları daha çok önem arz ettiriyor" ifadelerini kullandı.

Kalp ve damar hastalıklarının belirtilerinden de bahseden Doç. Dr. Yavuz, kalbin çeşitli nedenlerle görevini yerine getiremediği durumlarda bir takım bozukluklara neden olduğunu, bu belirtilerden en önemlisinin ağrı olduğunu belirterek, başka ağrılarından kalp ağrısı olarak algılanabildiliğini, yorgunluk, halsizlik, çarpıntı, bacaklarda şişme, bayılma gibi belirtilerin olduğunu kaydetti.

Hastalığının tanısının konması sürecinden de bahseden Doç. Dr. Yavuz, "Biz, bize şikayetle gelen hastalarda belli bir sırayı takip ediyoruz. En iyi test yöntemimiz, koroner anjiyo grafi, bu da koldan yada kasıktan yapılıyor" dedi. Hastalara öncelikle EKG çekimi yapıldığını, ardından efor testlerinin (eforlu EKG ve stres stres EKO) uygulandığını fakat bu testlerde tanı metotlarının %100 olmadığını belirtti. Yavuz, "Düz yapılan EKG'de kalp hastalıklarının tanısında bir test metodu ama kalp kateterizasyonu ve koroner anjıyo grafi bu iş için en iyi yöntem" diyerek bu metotların yapımı ve çalışma sistemleri hakkında bilgiler verdi.

Hastalıkta genetik faktörün oldukça önemli olduğunu söyleyen Şadan Yavuz, "Genetik faktör, risk faktörleri içinde bağımsız olarak yer alıyor. Bu durum kalp hastalığı açısından artmış riske sebep olur. Birinci derece erkek akrabalarda 55, kadın akrabalarda 65 yaş öncesi kalp damar hastalığı olması kişide genetik yatkınlığın olduğunu gösterir" ifadelerini kullandı.

Şadan Yavuz, kalp hastalıklarının görülme oranları hakkında istatistiki bilgiler vererek kalp hastalıklarının Türkiye'de ve dünyada yüksek seviyede görüldüğünü söyledi. Yavuz, 2012 yılı ölüm oranlarında bulaşıcı olmayan hastalıklara bağlı ölüm oranlarının %46'sının kalp ve damar hastalıklarına bağlı olduğunu söyledi. Yavuz, "Ülkemizde 2014 verilerinde 150.000 bin civarında kalp hastalıklarında ölüm var. Burda ise %40 oranında iskemik kalp hastalıkları yer alıyor. Koroner arter hastalıklarından ölümler Türkiye ve dünyada ölüm nedenleri arasında birinci sırada" dedi.

Risk faktörlerinin ortaya çıkmasını tetikleyen faktörlerden de bahseden Doç. Dr. Şadan Yavuz, obezite, fiziksel aktivite azlığı, kötü beslenme, sosyal psikolojik faktörlerle beraber yaklaşık 10 adet risk faktörünün olduğunu ifade etti.

Kalp ve damar hastalıklarından korunmak için yapılması gerekenler hakkında da konuşan Şadan Yavuz, "Beslenme alışkanlıklarının değişmesi, bulaşıcı hastalıkların kontrolü, gibi etkenler beklenen yaşam süresini arttırıyor ve yaşlı nüfus artıyor. Yaşlı nüfusun artmasıyla beraber de kalp hastalıkları gibi hastalıklarda artış yaşanıyor. Düzensiz beslenme, sigara kullanımının artması, tuz kullanımının artması gibi faktörler kalp damar sağlığını etkiliyor. Kalp damar sağlığımızı korumak için öncelikle sürekli hareket etmemiz gerekiyor. Kalp sağlığına iyi gelen besinler tüketilmeli, şekerli gıdalardan uzak durmak, meyve sebze tüketimini arttırmak oldukça önemli. Sigara kullanımı kesinlikle olmamalı. Kan ve kilo değerlerimizi bilmeliyiz. Bunlar yapıldıkça kalp hastalığı riski azalıyor" dedi.

Sağlık Bakanlığı'nın kalp sağlığı konusunda halkı bilinçlendirmek için çalışmalar yaptırdığını belirten Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şadan Yavuz, gelecek yıllarda kalp hastalığı riskinin artacağını bu yüzden önlem alınmak istendiğini söyledi.

Doç. Dr. Yavuz, söylenen önerilerin yapılmasıyla birlikte kalp hastalıkları riskinin azalacağını söylerek "Çocuklarımızın sağlığı ve kendi sağlığımızı korumak için bir an önce sağlıklı yaşama geçmeliyiz. Kalbini sev, risklerden korun, sağlıklı yaşama geç" ifadelerini kullandı.

Haber: Ahmet Esat ÖZTÜRK (Radyo K.İ.)
Fotoğraf: Çağdaş DANDAN (Radyo K.İ.)