Page 17 - 8. GÜN (16-22aralik2019)
P. 17
“Sinema Tutku İşidir”
Prof. Dr. Bülent Vardar sinemanın bir tutku işi olduğunu
belirterek; “Öncelikle genç arkadaşlarımıza biraz sitem edi-
yorum. Sinema sadece senaryo yazma ve onu filme çekme
hevesiyle yapılacak bir iş değildir. Tutku ve birikime ihtiyaç
duyulan bir alandır. Hem dünya sinema tarihini hem de
kendi sinema tarihimizi bilmek lazım. Derste öğrencilere
sorduğumuzda Halit Refiğ’i, Metin Erksan’ı ve birçok önemli
yönetmenlerimizi bilmiyorlar. Yüksek lisans öğrencisiyken
tezimi Halit Refiğ’in Ulusal Sinema anlayışı üzerine yap-
ma kararı almıştım. Halit Refiğ’le o zaman yüz yüze
tanışmamıştım ama daha önceden pek çok filmini izlemiş,
sinemadaki geçmişiyle ilgili bilgiye de sahiptim. Tezimle il-
gili gerekli bilgilere sahip olmak için tanışmaya gitmiştim.”
diye konuştu.
Soru-cevap bölümüyle sona eren etkinliğin ardından Prof.
Dr. Gülper Refiğ Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Uygu-
lama Radyosu Radyo K.İ.’nin Güne Bakış programına ko-
nuk oldu. Prof. Dr. Gülper Refiğ eşi Halit Refiğ’in gözünden
sinemayı anlattı.
“Eşim Hiç Bir Zaman Bir Yarışta Değildi”
Eşinin karakteristik özelliklerinden bahseden Refiğ, “Benim
eşim genel akıntıların tersine bir adamdı. Sanatçılar diğer
insanlardan farklı olarak birçok insanın hissedip ortaya
dökemediği hisleri ortaya döküyorlar. Bu da ister istemez
çoğu sanatçıda ego sorununa sebep oluyor. Ama benim
eşim öyle değildi. Bence bu açıdan eşim istisnai bir durum.
Eşimin bir kitabını, bir yazısını okuduğunuz zaman, Adnan
Saygun, Kemal Tahir, Atıf Yılmaz, Metin Erksan gibi isim-
lerin etkilerini görebilirsiniz. Eşimin sanatçı olmasında bu
isimlerin etkisi çok büyüktür. Benim eşim hiç bir zaman
bir yarışta değildi, meslektaşlarını çok severdi ve onların
başarılarıyla çok mutlu olurdu.” ifadelerini kullandı.
“Türk Sinemasında İyi Eleştiri Almayan Tek Sanatçı”
Refiğ, eşinin sanat anlayışından ve bu sanat anlayışının
doğurduğu sonuçalara değinerek,”Eşimin sinemaya yeni
başladığı tarihlerde Türkiye’de bir köy ve köylü edebiyatı
ortaya çıktı. Bunun etkisini filmlerde ve edebiyatta çok fa-
zla görüyoruz ama eşim bu köy edebiyatının Anadolu’da
ki gerçek köy yaşamını yansıttığını düşünmüyordu. Eşim
toplumsal gerçekçi bir sanatçıydı ve anlatılan bu yanlış
köy yaşantısına karşı çıktı. Bu yüzden gördüğü gerçekleri
anlatan filmler yaptı. Eşimin ulusal sinemayı yaratmasının
sebebi ülkesinin gerçeklerini anlatmaktı. Kadın mese-
lesi nedir, gecekondu meselesi nedir, köy meselesi, şehir
meselesi nedir, bunları anlatmak istedi. Eşim bunu yaptığı
için çok fazla olumsuz tepki almıştır ve Türk Sinemasında
iyi eleştiri almayan tek sanatçıdır, aldığı bütün eleştiriler
olumsuz eleştiridir. “ dedi.
“Eğitim Onun İçin Kutsaldı”
Prof Dr. Gülper Refiğ eşi Halit Refiğ’e göre eğitimin kutsal
ve çok önemli olduğuna değinerek “Halit Refiğ, eğitime
çok önem veriyordu. 29 yıl eğitim verdiği üniversite
kuruluşlarından hiç para almamıştır. Eğitim onun için 14
kutsaldı. Ona göre eğitimden para kazanılamazdı. Onun
en çok istediği şeylerden biri de dünyada bizi temsil ede-
bilecek, ayakları yere basan, onurlu bir “Türk Sineması”ydı.
Bunu gerçekleştirebilmek için de eğitimin çok önemli
olduğunu düşünüyordu.” diyerek sözlerini sonlandırdı.