18 Aralık 1990 tarihinde BM Genel Kurulu Uluslararası Göçmen İşçiler ve Ailelerinin Haklarını Koruma Konvansiyonunu imzalayarak, uluslararası ölçekte göçmen haklarını tanımaya başlamıştır. Ülkemizin de önemli sorunlarından olan göçmen sorununun bugünü ve yarınına ilişkin Üniversitemiz Dr. Öğretim Üyesi Ayşegül Gökalp Kutlu önemli açıklamalarda bulundu.
Mülteci sığınmacı ve göçmen olmanın zorluğuna değinen Gökalp Kutlu, özellikle Suriyeli Göçmen krizinden sonra Dünyada bu konunun öneminin daha iyi anlaşıldığını ifade etti.
Göç sırasında cinsel saldırıya uğrayan, kaçakçılar tarafından öldürülen, ölüme sürüklenen ya da çeşitli şekillerde istismara uğrayan göçmenlerin sayısının düşünüldüğünden fazla olduğunun altını çizerek Macaristan, Sırbistan ve Hırvatistan başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin göçmenlere uyguladığı sınır kapatma politikasının insan kaçakçıları için yeni ve karlı iş alanları oluşturduğunu ifade etti.
Bu süreçte Türkiye'nin konumunu değerlendiren Dr. Öğretim Üyesi Ayşegül Gökalp Kutlu Suriye iç savaşından sonra ortaya çıkan göç hareketinin, 2. Dünya Savaşından buyana en büyük kitle göçü olduğunu ortaya koyarak Türkiye'nin coğrafi konumu sebebiyle bu süreçte başrolü oynadığını ifade etti. Yaklaşık 3, 6 milyon Suriyeli 150 bine yakın Afganistanlı mülteciye ev sahipliği yapan ülkemizin 1951 Cenevre Mülteci Sözleşmesi'ne ve 1967 Ek Protokol'üne taraf olduğunu ifade etti.
Türkiye'de yer alan Suriyeli mültecilerin sosyoekonomik koşullar başta olmak üzere birçok sorunla yüzleşmekte olduğunu belirtti. Yasal statü olarak "geçici koruma" kapsamında olan Suriyeli göçmenlere Türkiye'deki yasal işlemlerini yürütebilmeleri için bir geçici koruma kimlik belgesi verildiğini, bu kimliğe sahip olan kişilere sağlık, eğitim, sosyal yardım ve hizmetlere erişim imkanı sağlandığını ifade etti. Suriyelilerin yaklaşık %8'inin sınır şehirlerindeki kamplarda barınmakta, geri kalanının ise Türkiye'de çeşitli şehirlerde yaşamakta olduğunun altını çizen Gökalp Kutlu, yeni geldikleri ülkelerdeki şehir hayatının göçmenler için zorluklarla dolu olduğunu belirtti. Çalışmaları sürecinde çok sayıda dramatik öyküye tanık olduğunu ifade eden öğretim üyesi bir mültecinin "savaş sadece benim hayatımı çalmadı, çocuklarımın geleceğini de çaldı" ifadesinin mülteci sorununu özetleyen bir unsur olduğunu söyledi.
Dünya Göçmenler Gününde göçmenlerin neler yaşadığına dikkat çekerek, onların da her insan gibi güven içinde yaşama hakkı olduğuna ve göçmen karşıtı söylemlere dikkat etmenin gerekli olduğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Ayşegül Gökalp Kutlu göçmenlik ve mülteciliğin günümüz dünyasında en önemli problemlerden biri olduğunu ifade etti.
Uluslararası Göçmenler Günü ve Göçmen Sorunu
25 Aralık 2019