Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi D-7 Amfisinde (18.12.2019) geçtiğimiz gün "Halit Refiğ Üzerine Sinema Söyleşileri" adlı bir etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe Halit Refiğ'in eşi Prof. Dr. Gülper Refiğ, Oyuncu Meral Orhonsay, Yönetmen Nur Onur, Prof. Dr. Bülent Vardar, Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nigar Pösteki, İletişim Fakültesi öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.

Kültürel Değerler ve Bunları Sinemaya Yansıtmak

Konuşmasına ülkesine duyduğu derin sevgiyi anlatarak başlayan Prof. Dr. Gülper Refiğ: "Ülkemi tüm güzellikleriyle ve tüm kusurlarıyla çok seviyorum. Benim için yaşadığım bu aziz toprakların vazgeçilmez tarafı bu ülkedeki insan varlığıdır. Ülkemdeki yüce insanlık değerine, ülkemin kültürüne, insanlarının yüreğine, duygularına aşığım. Bir ülkenin gelişmişliği benim için ekonomik zenginlikle değil, o ülkenin kültürel değerleriyle ölçülür. Esas zenginlik insanlıkta, vicdandadır." ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Gülper Refiğ, eşi Halit Refiğ'nin, Batı'nın yüceltildiği, Doğu'nun yerildiği bir düşünce sisteminin gerçekçi olmadığının 1960'larda farkına varıp sinemasında bunu anlatma amacı taşıdığını dile getirerek, şunları söyledi: "Bir gün Halit Refiğ ve Tarık Akan film çekecekleri zaman hep birlikte Güneydoğu'ya gitmiştik. Oradaki vatandaşlarımız daha önceden filmlerini yapanlara karşı çok öfkeliydiler. "Bizimle ilgili film yapıyorlar ama bizi kötü gösteriyorlar" demişlerdi. Bu toprakların gerçeklerini aydın insanlar yurt dışında daha yeni yeni dile getiriyorlar. Eşim ise bunları dile getirmeye o dönemlerden başlamıştı."

Bir sanatçıyı anlatmanın zor olduğunu dile getiren Refiğ: "Bir sanatçıyı anlatmak çok zor. Bir sanatçıyı yaptığı eserler anlatır." dedi.

"Yorgun Savaşçı"

Oyuncu Meral Orhonsay, Halit Refiğ ile yollarının nasıl kesiştiğine değinerek: "Halit Refiğ çok saygı duyduğum bir yönetmendi. O dönemlerde Halit Refiğ'in benimle konuşmak istediğini duyduğumda çok heyecanlanmış ve çok mutlu olmuştum. Ardından Yorgun Savaşçı filmi için seçildim. Halit Refiğ hocam bir gün bana "Oyuncu dediğinin elinden her iş gelmeli, kafası da kalbi de çalışmalı." demişti. Bu sözü hala unutamam ve hala uygularım. Beni çok etkilemişti. " şeklinde konuştu.

"Sinema Tutku İşidir
"

Prof. Dr. Bülent Vardar sinemanın bir tutku işi olduğunu belirterek; "Öncelikle genç arkadaşlarımıza biraz sitem ediyorum. Sinema sadece senaryo yazma ve onu filme çekme hevesiyle yapılacak bir iş değildir. Tutku ve birikime ihtiyaç duyulan bir alandır. Hem dünya sinema tarihini hem de kendi sinema tarihimizi bilmek lazım. Derste öğrencilere sorduğumuzda Halit Refiğ'i, Metin Erksan'ı ve birçok önemli yönetmenlerimizi bilmiyorlar. Yüksek lisans öğrencisiyken tezimi Halit Refiğ'in Ulusal Sinema anlayışı üzerine yapma kararı almıştım. Halit Refiğ'le o zaman yüz yüze tanışmamıştım ama daha önceden pek çok filmini izlemiş, sinemadaki geçmişiyle ilgili bilgiye de sahiptim. Tezimle ilgili gerekli bilgilere sahip olmak için tanışmaya gitmiştim." diye konuştu.

Soru-cevap bölümüyle sona eren etkinliğin ardından Prof. Dr. Gülper Refiğ Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Uygulama Radyosu Radyo K.İ.'nin Güne Bakış programına konuk oldu. Prof. Dr. Gülper Refiğ eşi Halit Refiğ'in gözünden sinemayı anlattı.

"Eşim Hiç Bir Zaman Bir Yarışta Değildi"

Eşinin karakteristik özelliklerinden bahseden Refiğ, "Benim eşim genel akıntıların tersine bir adamdı. Sanatçılar diğer insanlardan farklı olarak birçok insanın hissedip ortaya dökemediği hisleri ortaya döküyorlar. Bu da ister istemez çoğu sanatçıda ego sorununa sebep oluyor. Ama benim eşim öyle değildi. Bence bu açıdan eşim istisnai bir durum. Eşimin bir kitabını, bir yazısını okuduğunuz zaman, Adnan Saygun, Kemal Tahir, Atıf Yılmaz, Metin Erksan gibi isimlerin etkilerini görebilirsiniz. Eşimin sanatçı olmasında bu isimlerin etkisi çok büyüktür. Benim eşim hiç bir zaman bir yarışta değildi, meslektaşlarını çok severdi ve onların başarılarıyla çok mutlu olurdu." ifadelerini kullandı.

"Türk Sinemasında İyi Eleştiri Almayan Tek Sanatçı"

Refiğ, eşinin sanat anlayışından ve bu sanat anlayışının doğurduğu sonuçalara değinerek,"Eşimin sinemaya yeni başladığı tarihlerde Türkiye'de bir köy ve köylü edebiyatı ortaya çıktı. Bunun etkisini filmlerde ve edebiyatta çok fazla görüyoruz ama eşim bu köy edebiyatının Anadolu'da ki gerçek köy yaşamını yansıttığını düşünmüyordu. Eşim toplumsal gerçekçi bir sanatçıydı ve anlatılan bu yanlış köy yaşantısına karşı çıktı. Bu yüzden gördüğü gerçekleri anlatan filmler yaptı. Eşimin ulusal sinemayı yaratmasının sebebi ülkesinin gerçeklerini anlatmaktı. Kadın meselesi nedir, gecekondu meselesi nedir, köy meselesi, şehir meselesi nedir, bunları anlatmak istedi. Eşim bunu yaptığı için çok fazla olumsuz tepki almıştır ve Türk Sinemasında iyi eleştiri almayan tek sanatçıdır, aldığı bütün eleştiriler olumsuz eleştiridir. " dedi.

"Eğitim Onun İçin Kutsaldı"


Prof Dr. Gülper Refiğ eşi Halit Refiğ'e göre eğitimin kutsal ve çok önemli olduğuna değinerek "Halit Refiğ, eğitime çok önem veriyordu. 29 yıl eğitim verdiği üniversite kuruluşlarından hiç para almamıştır. Eğitim onun için kutsaldı. Ona göre eğitimden para kazanılamazdı. Onun en çok istediği şeylerden biri de dünyada bizi temsil edebilecek, ayakları yere basan, onurlu bir "Türk Sineması"ydı. Bunu gerçekleştirebilmek için de eğitimin çok önemli olduğunu düşünüyordu." diyerek sözlerini sonlandırdı.

Haber: Gizem TUNÇÖZ (Radyo K.İ.)


Halit Refiğ ve Ulusal Sinema
20 Aralık 2019
Kocaeli Üniversitesi
basın ve halkla ilişkiler
iletişim
bilgi edinme birimi
fotoğraf
grafik/tasarım
halkla ilişkiler ve tanıtım
E-GAZETE
Haber Merkezi