Fiziksel aktivite azlığı çocuklarımız için de çağımızın en büyük problemlerinden biri. Avrupa Konseyi, sağlıklı bir nesil için çocukların 30 dakikadan az olmamak şartıyla haftada 3 - 4 kez düzenli spor yapmasını istiyor.
Kocaeli Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Elif Karagün çocukların spora yönlendirilmesi gerektiğini açıkladı. Psikolojik olarak düşünüldüğünde sporun; spor psikolojisi, spor ve egzersiz olarak değerlendirildiği kaydeden Doç. Dr. Karagün, "Spor aslında bir grup içerisinde yapılan bir oyundur. Dolayısıyla oyun da birçok psikolojik sorunlar da kullanılan tedavi yöntemidir. Ayrıca bu şekilde oynanan grup oyunların da çocuklar paylaşma, üretme, iletişim kurma, kazanma ve kaybetme gibi birçok beceriyi öğrenir. Eğitimin temel amacı bireyin kendini ve çevresini tanıyarak ayaklarının üzerinde durabilmesini sağlamaktır. Bireyin kendini yeterli hale getirmesidir." dedi.
Spor Savaş Değildir
14 Aralık 2018
Ailelerin çocuklarına spor alışkanlığı kazandırma konusunda model olmaları gerektiğini belirten Elif Karagün, "İş hayatının yoğunluğu, bir takım sorumluluklar dolayısı ile aileler bu konuda çocuklarına yardımcı olamıyorlar. Televizyon programlarını izlerken çocuklarının kendilerini tanımalarına fırsat veren bir takım farklı branşlar da olan programlar izletebilirler. Ebeveynler çocuklarını tanıyorlar hangi tür oyunlardan keyif aldığını biliyorlar ve bu oyunlardaki yönelimlerine bakarak çocuklarının seçim yapmalarına destek verebilirler." ifadelerini kullandı.
Genel yapılan literatür taramalarda spora başlama yaşının 2-5 yaş aralığı olarak belirlendiğini kaydeden Karagün, "Bu aralık profesyonel bir seviye değil, oyun tarzın da bir uygulama ve vücutlarını esnetebilecekleri germe hareketleri, gelişimlerini destekleyici rahat bir takım çalışmalardır. Bunların da en önemlisi yüzme ve jimnastik olarak değerlendiriliyor. Fakat koşma, ip atlama, seksek gibi pek çok oyunlar da örnek gösterilebilir ama bu oyunlar profesyonel bir eğitmen tarafından verilmelidir." dedi.
Çocuklarımızı iyi yerlerde görmek istiyorsak başarının yani uyum ve doyuma bir arada ulaşmalarını sağlamak olduğunu kaydeden Doç. Dr. Elif Karagün, sözlerini şöyle sonlandırdı:
"Spor uyum ve doyumun olduğu bir çıkış noktası konumdadır. Spor, fiziksel, sosyal, bilişsel ve bedensel gelişim açısından her noktada var olan bir şeyi içinde barındırır. Ama bunun kurumsal bir kimlik ve sistemli bir çalışma ile oturtturulması gerekiyor. Aileler bunu bir yarış olarak görmemelilerdir çünkü spor centilmence ve nezaketçe yarışmaktır. Spor savaş değildir, barış amacı ile insanların sosyalleşmesi, farklı kültürleri bir araya getirip çeşitlilik yaratarak, sağlığı ve yaşamı kazanmak istemektir." diyerek sözlerini tamamladı.
Haber: Simge Karataş (Radyo K.İ.)