Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bülent Oruç bugün, (28.11.2019) Gizem Uçar ve Buse Karakulak'ın sunduğu Güne Bakış programına konuk oldu.

Dünyanın en etkin deprem kuşaklarından birinin üzerinde bulunan yurdumuz için çok önemli bir konu olan deprem ile ilgili bilgilendirmelerde bulunan Prof. Dr. Bülent Oruç, "Depremin ne olduğu?" şu sözlerle ifade etti: "Yer kabuğu kırılgan bir yapıya sahiptir ve üzerinde sürekli yükler birikir. Bu yüklere karşı yer kabuğu önce elastik özellikleriyle tepki gösterip bunu karşılamak ister ama yükler devam ettiği sürece üzerinde biriken enerji bir şekilde boşalır ve biz buna kırılma da denilen mekanik proses deriz. Sarsıntılar biçiminde hissettiğimiz bu kırılmalara deprem adını veriyoruz."
Konuşmasının devamında depremin büyüklüğüne ve ölçülme sürecine değinen Prof. Dr. Oruç, şunları kaydetti:

"Depremin büyüklüğünü yer kabuğu üzerinde biriken enerjinin ölçüsü olarak tanımlıyoruz. Deprem meydana geldikten sonra devasa büyüklükteki enerjiler meydana çıkıyor. Bu enerjileri doğrudan ölçmemiz mümkün değil. Böyle bir teknoloji henüz yok. Diğer taraftan depremin büyüklüğünü de tanımlamak gerekiyor yani sayısal bir parametreye ihtiyaç var. Bu durumda deprem istasyonlarında veya gözlemevlerinde sismograf adını verdiğimiz cihazlarla deprem dalgalarını kaydedip, bu deprem dalgalarının genliğini belirleyerek ve birtakım hesaplar yaparak depremin büyüklüğü diye bir parametre ortaya çıkarmışız. Bu aslında ilk kez 1935'te Amerika Birleşik Devletleri'nde Prof. Charles Richter tarafından geliştirilmiş bir kavramdır. O yüzden Richter büyüklüğü ya da lokal büyüklük olarak adlandırılır. Fakat günümüzde moment büyüklüğü adını verdiğimiz bir büyüklük parametresini tercih ediyoruz."

"Her Mahallede Bir Toplanma Alanı"


Prof. Dr. Bülent Oruç ,"Deprem sırasında ne yapılması konusunda halkımız bilinçli ama deprem sırasında pencereden atlamamalıyız diyoruz ama yine de atlanıyor değil mi? Diğer taraftan deprem sırasında merdivenlere doğru hücum etmeyeceğiz, asansörleri asla kullanmayacağız. Binaların en zayıf yerleri burasıdır. Deprem sırasında cenin pozisyonu alıp, çök kapan tutun pozisyonuyla yatak veya kanepe yanında hayat üçgeni oluşturacak boşlukları sağlayacak şekilde bir süre sarsıntının geçmesini beklememiz gerekiyor. Sarsıntı geçtikten hemen sonra hızlıca bulunduğumuz binayı terk edip uzaklaşmalıyız. Nereye gitmeliyiz sorusuna cevap ise toplanma alanlarıdır. Kentsel dönüşüm projeleri bağlamında bununla ilgili de çalışmalar yapılıyor. Her mahallenin her yerleşim alanının bir toplanma alanı var. Bunları e-devlet üzerinden de görebilirsiniz. Bunlara uymak lazım yoksa orta büyüklükteki bir depremde bile panik halinden dolayı can kayıpları yaşanabilir. " dedi.

Haber: Ceren Altınbaş (Radyo K.İ.)
YERYÜZÜNÜN ACI GERÇEĞİ: "DEPREM"
5 Aralık 2019
Kocaeli Üniversitesi
basın ve halkla ilişkiler
iletişim
bilgi edinme birimi
fotoğraf
grafik/tasarım
halkla ilişkiler ve tanıtım
E-GAZETE
Haber Merkezi